TİYATRO BATI YOLCULUĞUNA ÇIKAN GENCO ERKAL Alaylı kabiliyet, yanına kültür eklemeğe gidiyor. «DURDURUN TÜRKİYE'Yİ İNECEK VAR!» -T iyatroculuk korkunç bir çark. Bir anda o çarkın içinde fıldır fıldır dönüyorsunuz. Bu çarka kapılmak insanı kısırlığa, götürüyor, Bir sanatçı için en büyük tehlike, kendini tekrarlamışıdır." Bu doğru sözleri hemen her sanatçı söyliyebilir. Fakat en başardı oyunlarını oynadığı, şöhretinin zir- vesinde olduğu bir sırada, fıldır el dönen çarkın dışına çıkıp, mesleğinin "çıraklık"'ma dönmeye ve edi iendiriyle hesaplaşmaya pek az ” sanal cesaret edebilmiştir, nco Erkal, bu sayılı sanatçılardan bitidir. Bir yıl süreyle, alkış ve şöhret dünyasını bir yana bırakıp İtalya'ya gidecek ve orada, profesyonel bir "çıraklık" dönemi yaşıyacak. Milano'da Piccola Tiyatrosundaki çalışmaları izleyecek. Arada, Polonya ve Çekoslovak- ya'ya giderek, oraların tiyatrolarını gözleyecek. Bun- ların dışında, Fransa'da bölge tiyatrolarını inceleyip, halka yönelme çabalarının nasıl gerçekleştirildiğini yerinde görecek. Buna özellikle önem veriyor. Genco, içinde yetiştiği Türk ES da, ayni noksanlar ve kusurlar bularak eleştiriyor: — Türk tiyatrosu, genellikle, Batı tiyatrosuna özenen bir aktarmacı tiyatro niteliğinde karşımıza çıkmaktadır. Türk tiyatrosu gerçekten oluşamamış. Bunun büyük sorumluluğu, Türk yazarlarına düş- mektedir. Yazarlardan öte, oyuncuların ve yönetici- lerin, Türk halkından çok,, Batıya açık olmaları bu urumu destekliyor. Ben de bunun içindeyim. Bun- 34 dan böyle, benim de çözmeye çalışacağım problem u olacak." Bölge tiyatroları zorunluğu Türk. tiyatrosunu gerçekten halka yönelmiş bulma- yan Genco, gerekli gördüğü bu yönelişin çaresini “Bölge tiyatrolarının kurulmasında görüyor. — Türk tiyatrosunu halka yönelmiş bulmuyo- rum. Türk tiyatrosunun şimdiye kadar erişebildiği kişiler çok küçük bir azınlığı kapsar. Bu kadar küçük bir azınlığın malı olan bir sanatın halka yönelmiş ol- duğu asla iddia edilemez. Tiyatrolar belirli iki kentte toplanmış ve o iki kentin de belli bir tiyatro ücretini ödeyebilen zümresine hitap ediyor. Bu çemberi mut- laka kırmak gerek. Çözüm yollarından en akla yakın geleni, yurdun her köşesinde bölge tiyatroları kur mak ve bu tiyatroların başına, tiyatronun iç politika- sı bakımından tamamen özgür, ilerici ve halkçı yöne- ticileri getirmektir. Ayrıca, bu tiyatrolara bağlı ola- rak, bu tiyatroları besleyecek tiyatro okullarının açıl- ması gerekmektedir. Bir bölge tiyatrosu, her şeyden önce, o bölgenin malı olacaktır ve o bölgenin insanı ile varolacaktır. Erzurum'da açılacak bir tiyatronun İstanbul ve Ankara' dan gidecek tiyatrocularla yürü- yeceğine inanmıyorum," Batı etkisinden, kopyacılığından ve Türk tiyatro- sunun halka dönük olmayışından böylesine yakman Genco'nun Batıya gitmesi, bir anda, bir çelişme gibi geliyor insana. Fakat, dönüşünde ne yapacağını AKİS