1925 Kürt isyanı ve Şeyh Sait TİP'in kurucusu olması, şeyhlik ve ağalık düşmanı bu partinin dış görünüşüyle tam bir çelişme göstermek- tedir. TİP'in Diyarbakır milletvekili olan Tarık Ziya Ekinci'nin kardeşi ise, bu Şeyh Tahir'in damadıdır ve bu zat bugün TİP'in Diyarbakır il başkanıdır. 1925lerde de, bunlar, hukuken üyesi olsunlar ve- ya olmasınlar, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının destekleyicileri o arasındaydılar. Tabii, Cumhuriyet Halk Fırkası saflarında da bu çeşit temayül sahipleri boldu. Nitekim bugün de, Şeyh Sait ailesinden Saa- dettin Görür Palu müfüsüdür ve oğlu Ali Rıza ilçenin AP'li Belediye Başkanıdır. Ama Doğudaki büyük gerçek, halkın kürtçülük tarağında hiç bir bezinin bulunmadığı, onun için me- selenin daha İyi hayat şartlarına kavuşmak olduğu- dur. Durum, 1925'lerde de aynen böyleydi. James Bond hikâyesi gibi Kürt Teali Cemiyeti, Milli Mücadelenin kazanılması üzerine, Cumhuriyetin ilânından az önce kendi ken- disini feshetti, Ama, ortadan kalkmadı. Su üstünden su altına geçti. 75 yaşlarındaki Seyit Abdülkadir, ku- rulan gizli komitenin başındaydı. Komitenin bir baş- ka üyesi, eski omilletvekillerinden oYusuf Ziya idi. Şeyh Sait ve ailesini komiteye alan bu zattır. Şeyh Sa- it Seyit Abdülkadir, ile doğrudan doğruya temasa geçmemiştir. Teması, Şeyh Sait'in oğlu Ali Rıza yü- rütmüştür. Bu gerçek, isyan bitip de âsiler İstiklâl Mahkemesine verildiklerinde orada, bizzat kendileri tarafından itiraf edilecektir. O bakımdan, hazırlıklarda "Müstakil Kürdistan Dâvası"nın hiç rolü Olmadığı iddiasının asıl ve esası yoktur. Seyit Abdülkadir ve arkadaşları, gizli komi- teleri adına İngilizlerle de temasa geçmişler ve onlar- dan yardım istemişlerdir. Ancak burada, James Bond romanlarına taş çıkartacak orijinallikte bir olay cere- yan etmiş ve Seyit Abdülkadir, İngiliz ajanıdır diye bir Türk ajanla pazarlık masasına oturmuş, onunla anlaşmalar hazırlamıştır. Bu Türk ajan Nizamettin adını taşımaktaydı. O tarihte İstanbul Polis Müdürü olan emekli Korgeneral Ekrem Baydar olayı tafsila- tıyla bilmektedir ve hem O, hem de kendisiyle temasa geçilen, İstanbul Polis Müdürlüğü İngilizce tercüman- larından Mustafa Necip Emre AKİS'e bu konuda çok ilgi çekici bilgi vermişlerdir. Nizamettin, polise Belediye Zabıtasından geçmiş- tir. Belediye Zabıtasında Merkez Memuru idi. Gizli Kürt komitesiyle ilk teması, bu komitenin üyelerin- den ve eski bir kürtçü olan Palulu Kör Sadi aracılığı ile olmuştur. Tarih 1924 sonbaharıdır. Yani, isyandan beş ay kadar önce Nizamettin Kör Sadi'ye kendisini İngiliz olarak tanıtmış ve adım "İngiltere Hariciye Nezareti Umur-u Şarkiye Müdürü Mr. Templen" ola- rak vermiştir. AKİS Devrin İstanbul Polis Müdürü Ekrem Baydar'ın Nizamettin hakkında anlattıkları çok eğlencelidir. "— Nizamettin İngilizce bilmezdi. Fakat yaman bir mukallitti ve çok güzel İngilizce taklidi yapardı. Kürtlere böyle sokulmuş, kendisinin İngiliz olduğuna onları inandırmıştı. Bunlar, İngiltereyle zaten temas halinde bulunduklarından Nizamettin'i o zincirin bir halkası sanmışlardı. Şüphelenmeleri iş işten geçtikten sonra oldu..' Kör Sadi önce "Mr. Templen "e şahsı adına açıl- mış, daha sonra, güven gelince bir cemiyet namına konuştuğunu söylemiş, Müstakil Kürdistan için İn- gilizlerle daha geniş müzakere etmek arzusunda ol- duklarını söylemiş, fakat görüşmelerin dışarda ya- pılmasını istemiştir. "Mr. Templen" buna lüzum ol- madığını, kendisinin tam yetkiye sahip bulunduğunu, ilk temaslardan sonra gerekirse bunlara dışarda da devam edilebileceğini bildirmiştir. Kör Sadi takip al- tında olabileceğini, korktuğunu anlatmıştır. “Mr. Templen" korkak adamların böyle işlere girişemiye- ceğini belirterek Kör Sadi'den yetki belgesi istemiştir. Kör Sadi müteakip buluşmada bu belgeyi getir- miş, komitenin başkam Seyit Abdülkadir'i temsil et- tiğini bildirmiş, ondan sonra karşılıklı notaların Kör Sadi aracılığıyla yazılıp çizilmesi faslına geçilmiştir. Komitenin İngiltere'den istediği, kendisiyle Emir Hüseyin'in imzaladığı tarzda bir anlaşmanın imzası- dır. Müstakil Kürdistan Devleti Seyit Abdülkadir'in emirliğinde okurulacak, İngiltere (kuruluşa yardım edecek, bilhassa para verecek, gaye gerçekleştikten sonra da onu , himaye edecektir. Komite işi, "Mr. Templen"den, Kürdistan Devletine Akdeniz'de mah- reç isteyecek kadar ileri götürmüştür. Nizamettin, Kör Sadi'den Doğuda yapılan bütün hazırlıkları âdeta günü gününe öğrenmiş ve bunları Polis Müdürlüğüne rapor etmiştir. Raporlar, Hükü- mete duyurulmuştur. Verilen bu bilgilerden anlaşı- lan başlıca husus, isyan hareketinin 1926 ilkbaharı için tasarlandığıdır. Bir diğer nokta ise, gizli komi- tenin hilafetçi kuvvetlerle de temas halinde oldu- gudur. Hilafetçi kuvvetlerin teşkilâtı yahdettin'in İstanbul'dan bir İngiliz zırhlısıyla kaç- ması, Osmanlı Hanedanının Türkiye üzerindeki haklarından feragat etmesi mânası taşımamıştır. Bir defa o tarihte, henüz, Halife sıfatıyla bir Osmanlı eya bulunuyordu. Fakat o da vir dışma çı- geri dönmenin ancak bir "karşı ih- tilâl” ile olabileceği kesinleşmiştir. Hilafetçi kuvvetlerin teşkilâtı hakkında araştırıcı Behçet Cemal'in verdiği bilgi ilgi çekicidir: Vahdettin ve menfaatleri kendisine bağlı salta-, natçı ve hilafetçi zümrenin Türk İhtilâli aleyhindeki karşı ihtilâlci faaliyeti, Cumhuriyetin ilânından çok 31