13 Kasım 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

13 Kasım 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ARAŞTIRMA PARLAMENTOYA SUİKAST TEŞEBBÜSÜ parlâmento yeni çalışma dönemine girerken, birden- bire, bir suikastla karşıkarşıya kalmıştır. Suikas- tın hedefi, Meclis denetimini sınırlandırmaktır. Teo- rik alanda Millet Meclisinin, realitede ise muhalefet- lerin gensoru yoluyla hükümeti sürekli bir denetim altında tutma hususundaki faaliyetlerini daraltma, bu görevlerini sınırlama, bu haklarım akamete uğ- ratma teşebbüsü ortaya çıkmıştır Bu teşebbüsün dış mantığı, çok sayıdaki fuzüli gensorularla Millet Meclisi çalanlar muhalefet partilerince "işkâl” edilmesini önlemek; onu, daha çok yasama çalışmalarıyla doldurmaktır. Fakat bu dış görünüşün altında, gensorunun veriliş ve binae- naleyh görüşülüş yolunu sınırlamak suretiyle, muha- lefetlerin, hükümeti, parlamento arenasında itham ve teşhir ederek yapacağı modern denetimi akamete uğ- ratma amacı yatmaktadır. Bu hususta Anayasaya ay- kırı olan iki yol gösterilmektedir: A) Birinci yol: AP'li İsmail Hakkı Yıldırım'a gö- re Millet Meclisi, tüzük geleneği ve hükmü gereğince, haftanın üç gününde toplanır. Şimdi, bunları normal birleşim sayarız. Anayasi anın 89. Maddesinde ggçen “gensoru önergesinin gündeme alınıp almmıyacağı nın görüşüleceği "ilk birleşim”, bu günlere hasredi. lir » Haftanın geri kalan günleri için de, "özel birle- şim” müessesesi icadederiz. Bunlara, sırf yasama iş- lerini eril gensoru denetimini dışarda bırakan bir gündem" veririz. Binaenaleyh Millet Meclisi hem normal birleşimlerde, hem özel birleşimlerde yasama yapabildiği halde, g ensoruları ancak norm: ir imlerde ele alabilir. Bu suretle Millet Meclisi işkâl" edilmemiş olur. İşte bu öneri, demokratik kurala ve Anayasaya aykırıdır. a) Demokratik kurala aykırıdır: Demokratik par- lamenter lr ayrimi lr daha çok, denetim da- a az önemlidir, denei emokrasi, safhasında iyi bir * "seçme" ; işlem safhasında da düz- gün ve verimli bir "uygulama"'yı ün kılma re- jimidir. Seçmenin iyiliği, mein palm da aş ei ve verimliliği, ancak, etkin bir denetleme ile ONE Binaenaleyh, etkin denetlemeyi ikinci plâna atan öneri, bu demokratik kurala aykırıdır, b) Bizzat 89. Maddeye aylandır: 89. Medde, Mil- let Meclisinin hangi günler, ne kadar çalışacağını sap- Prof. Bahri SAVGI tanışmıştır. Bunu, İçtüzük yolu İle Meclisin kendisi- ne bırakmıştır. | gicinleyi: Meclis, bütün hafta, bir- leşimler aktedebili Fakat 89. Madde, Meclisin gensoru a nasıl çalışacağına alt bir direktifi de ayrıca koym tur: Gensoru, “verilişinden sonraki ilk birleşim"de Kn Birleşim ise, ae hem denetimi kap n fonksiy nunu görm Meclis iyeleriniz biraraya gelip çalışmalarım ifade eder. Binaenaleyh, şimdi bu birleşimlerden bir kısmım “özel birleşim" diye ayırarak, ona da denetim fa- aliyetlerini bertaraf eden bir özel gündem 89. Maddenin ruhuna ve metnine tamamen aykırıdır. B) İkinci yol; Meclis Başkam Sayın Bozbeyli'- ye göre ise, "gensorunun veriliş olayı" içtüzükle sap- tanabilir. Ve bunun üzerinden belli bir süre geçme- dikçe da ikinci bir gensorunun verilemiyeceği hakkın- da bir kural konabilir. Bu suretle hükümet, gensoru müeyyidesine tâbi tutulmadan, oldukça büyük aralık- lar içinde, nefes alma rahatlığına kavuşmuş olur. Fakat böyle yapınca da: a) Önce, bir gensorunun "verilmiş olmak” keyfi- yetini saptama yetkisini ve kararım bir Meclis çoğun- luğuna bırakmış olacağız. Bu Meclis çoğunluğu ise, Hükümetle politik ayniyat içinde olan bir çoğunluk- tur. Yani, Hükümetin karan ile hareket eden bir gruptur. Binaenaleyh, Hükümeti denetliyecek bir ge mo “verilmiş sayma" konusunda oldukça ha- sis davranacaktır. b) Yerimi sayılan bir önergenin üzerinden belli süre geçmedikçe bir yeni gensorunun verilememe- , Hükümetin denetiminin kanun yolu ile ertelenme- si hafifletilmesi demek olacaktır. 89. Madde ise bir gensorunun görüşülmesini herhangi bir müddete er- telemiyor. Tam tersine, görüşmeyi hemen ilk birleşi- me bağlıyor. Sayın Bozbeyli'nin teklifi böylece, 89. Maddeye açıkça aykırı düşmüş oluyor. 89. Madde, Hükümetin bilhassa muhalefetlerce denetlenmesi müessesesini gülünç ve âdi derecede de- jenere etmeye bir tepki olarak çıkmıştı. Onun amacı, muhakkak "işler" bir Meclis denetimi kurmaktır. Ar- tık bu, hiçbir yolla sınırlanamaz. Taraflar gergindir ve birbirleri- ni sert şekilde itham etmektedirler İhraç edilmek istenenler, "Partide otokritik bile (yapılamıyacak mı? Bize yöneltilen suçlamalar gerçek dışı bahanelerdir" demekte ve yö- neticileri kişisel ihtirasla suçlamak- rlar. Bu çatışma sırasında ilginç du- rum, partiyi yönetenlerin, atmak is- AKİS tedikleri kimselere yönelttikleri suç- lamadır. Aybar ve arkadaşları, ilk 13 kişi için kararın verildiği Genel Yönetim kurulu toplantısında ve daha sonra kuliste, atmak istedikle- ri grup için şu ithamı ileri sürmüş- lerdir: — Yönetim kadrosunu devir- mek için bir klik kurmuşlardı ve es- kilerle işbirliği yapıyorlardı.." “Eskiler"den kasıt, 1960'dan ön- ceki günlerde, sosyalizmin “Kahra- manlık Devri'nde, işin fedailiğini m cefasını çekmiş, kovuştur- maya uğramış komünistlerdir. TİP'e karşı kullanılan "komünist" silâhını, görülmektedir ki, TİP yö- neticileri de icabında kullanmaktan çekinmemektedirler...

Bu sayıdan diğer sayfalar: