13 Kasım 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

13 Kasım 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AVUKAT SABİR KARAOZAN VE FAHRİ YILMAZ İsyan günlerini yaşayanlar Şeyh Sait, yanındaki oeşkıyanın teslimi talebini ileten teğmene yumuşak davranırken dununu da el- altından kolaçan ettirdi. Bunların bulunduktan ev Mehmet oğlu Ahmet'in değil, Bahri'nin eviydi. Evin içindekiler de on değil, oniki kişiydiler. Aralarında Vartolu Nebi ve arkadaştan da vardı. Bunlar çok ön- ceden suç işlemişler, hapse girmemek için dağa çık- mışlardı. Yahut, başka yerlere saklanmışlardı. Son- radan bazdan Şeyh Sait'in maiyetine katılmıştı. Tes- lim olmamak için de, karılarının boş düşeceğini söy- leyerek yemin etmişlerdi. Dördü ağır hükümlüydü. Katilden aranıyorlardı. Jandarmanın asıl almak iste- diği bunlardı. Jandarmanın komutam Üsteğmen Hasan Hüsnü Efendiydi. Yanında teğmen Mustafa Asım Efendi ve 15 kişilik bir müfreze bulunuyordu. Subaylar, ara- dıkları eşkıyanın köye gelip de Bahri'nin evine saklan- dığını öğrendiklerinde binayı sarmışlardı. Bu, Piran'- ın çok evi gibi iki katlı bir basit yapıydı. O zaman- ki adıyla Calan mahallesindeydi. Şimdi mahallenin adı Yeşilyurt olmuştur. Bahri'nin evi hâlâ durur. İki tarafına dükkân ve kahvehanelerin sıralandığı toprak caddeden sola dönüldüğünde dar bir sokağa girilir. Sokak, az ilerdeki tepelere kadar uzanır. Bugün evin o sokağa bakan pencerelerinde patiska perdeler ve çiçek saksı lan vardır. O unutulmaz 13 Şubat 1925 Cuma günü, ikindi vakti, jandarmalardan bir kısmı evin damına çıkmış- anlatıyorlar.. lardı. Teğmenler kapının önünde dolaşıyorlardı, Şeyh Sait'ten istedikleri, bu eşkiyanın vuruşmadan teslim olmasını, sağlamasıydı. Arada bir içerdekilere "Tes- lim olun!" diye sesleniyorlardı. Fakat içerden küfür- le mukabele ediliyordu. Halk civara birikmişti ve ha- diseyi hem merakla, hem de jandarmaya karşı düş- manca seyrediyordu. Şeyh Abdürrahim'in evinden Bahri'nin evine, giz- lice haber uçurulmuştu. Teslim, bahis konusu değil- di. Şeyh Sait, emrindeki bu iyi vurucu kimseler ya- kalandıktan sonra kendisinin tevkifine kalkışılma - sından korkuyordu. Önce, teğmenlere şu ricayı saldı: "— Biz onlarla beraber geldik, yoldaşız. Kendile- rini şu ara bana bağışlayın ve ben buradayken bir şey yapmayın. Hele ben gideyim, sonra ne isterseniz yaparsınız." Ama jandarma da, kuşlar bir kere kafese girmiş- ken onları salıvermek niyetinde değildi. Şöyle bir an- laşmaya teğmenler rıza gösterdiler: Bahri'nin evinde- ki 12 kişiden sekizini bırakmaya hazırdılar, Fakat dört azılı katil mutlaka teslim olmalıydı. Şeyh Sait bunu sağlayacakmış gibi bir tavır ta- kındı. İsyan fiilen başlıyor fişkiyanın plânı şuydu: Sekiz kişi, evden, serbest çı- kacaklardı. Bunlar mahalleye bakan tepelere bir 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: