13 Kasım 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

13 Kasım 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Durması gereken delilik OVYET Devriminin büyük gös- terilerle kutlanan 50. yıldönü- münde Moskova'da yapılan u- zun geçit töreninde, bütün göz- lemcilerin dikkatini çeken yeni bir füze de vardı. Dünya olaylarım yakından iz- leyenler, bu füzeyi tanımakta güç- lük çekmediler. Çünkü, Amerikan Savunma Bakanı Robert McNa- mara, bu geçit töreninden üç gün önce yaptığı konuşmada, Sovyet- ler Birliği'nin dünya çevresinde yörüngeye oturacak ve orada tıp- kı bir yapma uydu gibi dönüp duracak yeni tip bir füze geliştir- diğini zaten açıklamıştı. Yerden yönetilecek bir fren düzeniyle, is- tenilen an, istenilen ülke üzerine indirilebilecek olan bu füzenin en korku verici yanı, çekirdekli baş- lıklar taşıyacak olmasıydı. Başka bir deyişle, bu füzeye yerleştiri- len çekirdekli başlıklar, bütün dünyanın başında Damokles'in kı- lıcı gibi asılı kalacaklar ve, Sov- yetler Birliği istediği zaman, şu veya bu ülkenin üzerine inivere- ceklerdi. Elinde uzun (menzilli bunca füze varken Sovyetler Birliği'nin bir de böylesini geliştirmesinin nedeni acaba ne olmalıdır? Mac- Namara, yaptığı açıklamasında bu sorunun da karşılığım vermek- tedir. Birleşik Amerika, Sovyetler Birliğine komşu bazı devletlerin topraklarında -özellikle Türkiye'- de- kurduğu izleme ve dinleme te- sisleriyle, Sovyet LL a atılan bir füzeyi, bunun Amerika radar perdesinin İçine Dimer den 12 dakika önce öğrenebilmek- tedir. Yerden atılan bu füzeler, AKİS Amerikan radar perdesinde görül- dükten 3 dakika sonra da hedefle- ri üzerine inmektedirler. Yani, yerden atılan füzeleri Birleşik A- merika, hedefe ulaşmalarından 15 dakika önce görmekte ve ona gö- re, alabildiği kadar, bazı tedbir ler almakta, beklenilmedik bir baskına uğramamaktadır. Atom çağında, 15 dakika, 15 saat kadar önemlidir. Oysa Sovyetlerin geliştirdiği yeni tip uydu-füzeler, dünya çev- resinde dönüp durdukları süreci Amerikan radar perdesinin üze- rinde kalmaktadırlar. Bu perdede görünüşleri, Amerikan havalarına girmelerinden sonradır. Yani Bir- leşik Amerika, baskın bu füzelerle olduğu takdirde, baskına uğradı- ğından, darbeden ancak 3 dakika önce haberdar olabilmektedir. A- A. Halük Ülman radaki 12 dakikalık fark, ölümle kalımı ayıran, milyonların yaşan- tısını ilgilendiren, 12 yüzyıllık bir farktır. AZILARIMIZA pek teknik ge- lebilecek bu bilgi, silâh tekno- lojisinin nerelerde olduğu gös- terilmek için verilmiştir. e Ameri- kan Savunma Bakam MacNama- ra, bundan birkaç ay önce, füze- savar perdesi konusunda bazı a- çıklamalar yapınca, pek çoğumuz, bu teknolojinin artık doruğuna eriştiğini sanmıştık. Moskova'da düzenlenen geçit töreninde ağır- aksak ilerleyen uydu - füze, bu sa- nımızın ne kadar yanlış olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Ama, merak edilmesin; İnsanoğlu elbet- te ki uydu -füzenin bir karşı - si- lâhım bulacak ve onu da, onun karsı esilâhı izleyecektir. Dünyadaki bu korkunç silâh- lanma yarışı sürüp gittikçe, aca- ba yatağında rahat uyuyan yar mıdır, bilinmez. Silâh teknolojisindeki bu geliş- menin dünya barışının en sağlam güvencesi olduğunu söyleyenler de çıkacaktır. Denilecektir ki, bu korkunç gelişme sonunda, nasıl olsa patlak verecek bir savaşın yeneni - yenileni olmıyacağına, ve nenler de yenilenler kadar işin i- çinden zararla çıkacağına, erişil- miş bütün ekonomik düzeyler, yenen ve yenilen kim olursa ol- sun, altüst geleceğine o hiç korkulmasın, ims sava- şı başlatmaya cesaret ödemiyer cektir. Tarih, bunun her zaman böyle olmadığım gösteriyor. 1914 yı- lında, Avusturya - Macaristan Veliahdı Arşidük Ferdinand, Bos- na - Hersek'te çıktığı gezide Prençip adındaki bir Sırp mil- liyetçisi (otarafından (o öldürüldü- ğü zaman da kimse, bu olaydan büyük bir dünya savaşı doğacağı- nı düşünmüyordu. Bu buhranın da tıpkı ondan öncekiler gibi ba- rışçı bir çözüme bağlanacağı sa- nılıyordu. deniliyordu, "bugün büyük devletlerin elindeki silâhlar o kadar korkunç bir yo- ketme gücüne erişmişlerdir ki ve büyük devletler arasında öyle- sine korkunç bir silâh dengesi ku- rulmuştur ki, kimse bunu bugün bozacak cesareti gösteremez. Bu denge içinde çıkacak bir savaşın yeneni ile yenileni olmıyacaktır. Yenen de işin içinden, en az, yeni- len kadar zararlı çıkacaktır. Üs- telik, Avrupa ekonomileri öylesine gelişmiştir ki, hiçbir devlet adamı, bir savaş çıkararak, bu gelişmeyi yoketmeyi göze alamaz." Zavallılar!.. Hem de iki kere zavallı— Çünkü, insanoğlunun gö- zü bir kez döndü mü, silâhların yokedici gücünü kimsenin düşün- miyeceğini göremediler. İkincisi, o günkü silâhları babayiğit birşey sandılar ve ekonomik refahı da pek üstün, erişilmez seviyede gör- düler. Hele bir gelsinler de, bugünkü- leri görsünler!.. Ve bir de bugünün, ders almayan insanlarını... tarihten 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: