Apak, İkinci Ligdeki takım sayısı- nı artırmakla, İkinci Lige almak imkânım bulamadığı takımlarla da Üçüncü Ligi kurmakla büyük hata- ya düştüğünü yeni yeni anlamakta- dır. Kayseri Olayı, bir miktar para- nın coşkun taraftarın ve futbol kad- rosunun bir lig için yetmiyeceğini açıklıkla ortaya koymuştur. Klüp- lerin, Futbol Federasyonundan yar- dım isteğinde bulunmaları, bu ku- ruluşlardaki hataların başka bir yö- nünü teşkil etmektedir. Klüplerin durumu han Şeref Apak, yaz aylarında il il dolaşıp dana, deve ve koyun kesimine göre İkinci Türkiye Ligine yeni takım alırken, Federasyonda bile görülen itirazlara kulak asma- mıştır. Oysa bu konuya aylar ön- cesi değinilmiş, Apak'in yeni bir ün- van peşinde koştuğu belirtilmişti. İkinci ve Üçüncü Ligde bulunan klüplerin hemen hepsi, kuruluş gü- nünden itibaren şampiyonluk ama- cı gütmektedir. Sporda amaç; hiç şüphesiz, spor yapmanın yanında, başarı kazanmaktır. Ancak, bir dü- zenden yoksun klüplerin bir anda, şampiyonluk için-ortaya çıkmaları- nın bu klüpleri çıkmaza sürükledi- ği de görülmüştür. Şampiyonluk he- vesi, klüplerin hepsini, futbolculara büyük paralar ödemek zorunda bi- rakmaktadır. Türk futbolunun yıl- lar boyu en ünlü isimleri olarak bi- linenler bile, İkinci ve Üçüncü Tür- kiye Ligi klüplerinin buldukları i- kinci, hatta üçüncü sınıf futbolcu- ların kazançlarını sağlayamamakta- dırlar. Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir'in ikinci ve üçüncü sınıf fub> bolcuları, büyük paralarla transfer yapmaktadırlar. Hattâ, transferi bü- yük bir kazanç aracı haline getiren futbolcular da ortaya çıkmıştır. Bu grupta bulunan futbolcular, her yıl ayrı bir klübün parasını çarpmak- ta, bu hareketleriyle, gerçek futbol- cu adına leke sürerken, büyük bir kazanç da sağlamaktadırlar. Futbol Federasyonunda, transfer ayında para alıp da klüplerine gitmeyen futbolcularla ilgili sayısız şikâyet mevcuttur. Örneğin, geçen yıl ku- rulan Adanaspor, kuruluş sırasın- da, her tavsiye edilen futbolcuyu, hem de onbinlerce lira ödeyerek kadrosuna doldurmuş olmasına rağ- men, geçen sezon, bir-iki ay geçme- den, sahaya güçlükle bir 11 çıkara- bilecek duruma düşmüştür. Çünkü, bu klübün transfer ettiği futbolcu- ların çoğu kaçmıştır. Geçen yıl A- danaspor'un başın'a gelen, bugün de birçok klübün başındadır. Üçüncü Lig klüpleri Mali sıkıntıyı en çok duyanlar, Ü- çüncü Türkiye Ligi klüpleridir. Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, bağışlı bilet satışını haklı oolarak yasaklayınca, Üçüncü Lig klüpleri- nin en büyük gelir kaynağı kuru- muştur. Çok masraf yapmak zorun- da kalan Üçüncü Lig klüpleri deplas- manlarda en küçük bir gelir sağla- yamamaktadırlar. Bu klüpleri baş- langıçta destekleyen bazı zenginler de geçici olan Leveslerini yitirdik- leri için, Üçüncü Lig klüpleri büyük maddi sıkıntı içindedirler. Hepsin- ORHAN ŞEREF APAK, SEYİRCİ POZUNDA Ligler işinde de öyle ya! AKİS SPOR den önemlisi, Birinci ve İkinci Lig klüpleri için büyük bir kaynak olan Spor - Toto'dan Üçüncü Lig klüple- ri yararlanamamaktadırlar. Spor'- Toto Yönetim Kurulu, elindeki yö- netmeliğe göre, önce Birinci, sonra da İkinci Ligin maçlarını Spor - To- to programına aldığı için, Üçüncü Lig klüplerinin uzun bir süre Spor- Totoya girmeleri de imkânsızdır. Bu durum karşısında Orhan Şeref Apak, ileriki günlerde, yardım dile- ğinde bulunan klüplerden daha çok yakınmağa başlıyacaktır. NACİ ERTEZ OTOMOBİL YARIŞI Bir şampiyonun kısa hikâyesi Bütün mesele, çekingen ve utan- gaç olmasından çıkmıştı. İlk de- fa dünya şampiyonu olduğunda, o- tomobil yarışıyla a çevreler, "Garip bir adam... Stirling Moss ve- ya Tony Brooks n bir dünyâ. şampiyonu denebilir, ama bu a- " demişlerdi. Jack Brabham, ertesi yıl, şampi- yonluk kürsülerinde kendini beş kere gösterdi: Bir yılda beş birin- cilik almıştı. Artık bu sefer, takdir edilmeyi bekliyordu ama, bekledi- ği yine olmadı. Alkışlayanlar, par- mak uçlarıyla alkışladılar. "Gerçek şampiyon, aslında kendisi değil, bindiği arabayı yapandır. Altında, yarışın en iyi arabası vardı, ondan kazandı" dediler. Jack Brabham, hayatında belki de ilk defa bu sırada sinirlendiğini hissetti. Memleketi Avustralya'da bir hangara kapandı, başladı çalış- maya. Beş yıl süreyle yarışlarda, yalnız şeref localarında gözüktü. Sonra bir yanşa katıldı ve Üçüncü defa dünya şampiyonu oldu. Bu sefer, kullandığı arabayı gö- renler, arabanın değişik bir ses çı- ğına tanık oldular. Araba âde- ta, "Bra-bham, Bra-bham" diyor- du. Jack Brabham, üçüncü dünya şampiyonluğunu, beş yıl süreyle ü- zerinde çalıştığı kendi arabasıyla kazanmıştı. 37