NÜRNBERGER JAZZ COLLEGİUM Ders verip gittiler KONSERLER Entelektüel bir dörtlü Nümberger Jazz Collegium adlı Alman caz topluluğunun Şan si- nemasındaki konserini dinleyenler- den birçoğu, birbirlerine şu soru- yu soruyorlardı: "Madem ki böyle çalabiliyorlardı, niçin bütün konser boyunca çalmadılar?" Çünkü Toplu- luk, konseri sürekli tempoda, davul sololu, türlü unsurlarıyla, alışılmış caza en çok yakınlaşan bir ek par- çayla bitirmişti. Sorunun karşılığı, uyanık ve bil- gili bir düşünüşle yazılmış, hem de özenilerek (o Türkçeye (o aktarılmış program notlarında yer almıştı. Topluluk, konser boyunca, bitiş parçasında çaldığı gibi çalmamış- tı. Çünkü "günümüzün ciddi musi- ki tekniklerinin (...) caza nasıl gir- diğini, onu nasıl etkilediğini belirt- mek" istiyordu; "cazın bir geleceği olması için çağdaş musikinin s0- runlarına eğilmesi gerektiği'ne i- nanmaktaydı. Konser, bütünüyle, bu iddianın savunuluşu özelliğini taşıyordu. Av- rupa'nın yeni sanat musikisinin caz- la birleşmesi yolunda yürüttüğü a- raştırmaları sunmakla yetinmiyen Topluluk, -caz konserlerinde hiç de sık rastlanmıyan birşey-, doğrudan AKİS doğruya XX. Yüzyıl Avrupa sanat musikisinden aldığı örnekleri de programına, caz parçalarının arası- na yerleştirmişti. Stravinski'nin kla- rinet için üç parçası ve Alban Berg'- in klarinet ve piyano için dört par- çası böylece, belki de Türkiye'de ilk defa olarak, bir caz konserinde din- letilmiş oldu. Başardı, ama seçkin değil pazin ve Stravinski'nin çalınışın- daki nitelikler -teknik balamdan temiz ve parçaların metnine sadık, fakat yorum bakımından silik ove bu parçalardan beklenen heyecan etkisi bakımından donuk çalışlar-, Topluluğun öz musikisinde, caz anlayışında ve caz çalışında da gö- rülüyordu. Ortaya konulan soruna coşku parlamaları taşıyan ve an- lamlı musiki durumları oyaratan davranışlarla yakınlaşan seçkin sa- natçılar değil, bu sorunu herşey- den önce akıl yoluyla ele alan iyi musikişinaslar vardı. Bu, ge- rek Nürberger Jazz Collegium'"- un caz anlayışına yön veren bes- teci Werner Heider'in musikisin- den, gerekse, bu genel yönün için- de doğaç -"saniha"- yoluyla kendi yaratışlarını sunan dört üyenin -pi- yanocu, kontrabasçı, davulcu ve klarinet de çalan alto saksofoncu- çalışlarından pekâlâ anlaşılıyordu Konserin, sonuç bakımından de- ğilse bile varlığı bakımından, en ö- nemli yanı, elektronik musiki ile cazı biraraya getiren iki parçanın programda yer almasıydı. Werner —A—WCE PİYANİST VE SAKSOFONCU. Marifetli parmaklar. Heider'in caz topluluğu ve ses şeri- di için "Diktum" ve "Kontinuum" adlı parçaları, cazla elektronik mu- sikinin birleşmesi sorununa bir çö- züm getirmiş değildi. Bu iki musi- ki, geçmişteki deneylerin ohemen hepsinde olduğu gibi, bağdaşamaz dünyalar olarak kalıyordu. Doyurucu olmıyan yanlarına rağ- men, Nürnberger Jazz Collegium'un konseri, genel olarak, olağanüstü il- ginçti. Çıkış noktasındaki "entelek- tüel" tutum bakımından İstanbul'un musiki hayatında pek seyrek ulaşı- lan bir seviyeyi temsil ediyordu. İLHAN MİMAROĞLU 35