AKİS " —Programda unutulan tek şey, göllerdeki kurbağaların nasıl te- mizleneceği.." dedi. Arkadaki hesap İsim, amblem, program hazırlanır, genel merkez açılırken ve gazete- lere her gün büyük iddialar taşıyan demeçler verilirken, Türkiyede çok kimsenin merak ettiği husus, GP'- nin gelişip, gelişmiyeceği idi. GP'ye geçen Mazhar Basaya göre parti ge- lişecek ve belki "1 milyon oy alacak" tı. Basa, bu iddiasını şöyle izah et- ti: "— Bizimle birlikte ayrılanlar hep, vilâyetlerinde nüfuzlu daire-i e sahibi kişiler. Oy sürük- ler Bununla birlikte Basa, kendile- rinin "mebus seçilememe ihtimali- ni de kabul ediyordu. Ama böyle ol- sa bile, CHP'nin bundan kârlı çık- mıyacağını iddia etti ve şöyle dedi: " ' Biz mebus gelmezsek, getir- meyiz de!." Basanın kastettiği, CHP aleyhi- ne çalışmak ve CHP'nin mebus ge- tirmesini önlemekti. GP'ye yakın çevrelerde şu gün- lerde daha da ilginç bir hesaptan bahsedilmektedir: "— Amerikalıların yaptığı ince- lemeye göre, AP'nin asıl oy nisbeti yüzde 46 imiş. 1965'te alman yüzde 56'yı olağanüstü şartlarla izah edi- yorlar. AP 1969'da yüzde 46 alırsa iktidara tek başına gelemez. Biz yüzde 10 alacağız ve bugünkü yüzde 56'lık AP çoğunluğu 1969'da GP * AP koalisyonu ile aynı oranda sağ- lanacak... Baha teşkilâtım dahi kurmamış bir partinin yüzde 10 oy ümit ede- bilmesi için güvendiği bazı şeyler olması lâzımdır. Kurt politikacılar, Türkiyede 67 il ve 700'ü aşkın ilçe bulunduğunu, bir yerde teşkilât kurmak için asgari bir hesapla 1000 liraya ihtiyaç varsa, Türkiye çapın- da teşkilât kurabilmek için en az | milyon liranın şart olduğunu söyle- mektedirler. GP ileri gelenleri ise bu konuda çok kararlı görünmekte, teşkilâtı hemen tamamlayıp, sonba- harda mahalli seçimlere girmekten dem vurmaktadırlar. O halde, gerek- li finansman kaynakları sağlanmış- tır! "Allahtan başka kimseden kor- kumuz yok”, eli - maskesiz komünistler? gibi sloganları bozuk plâk gibi tekrarlamaya başlayan ve ikinci bir Demirel olarak ortaya çı- 20 Mayıs 1967 kan Feyzioğlu, acaba şu sorunun ce- vabını verebilecek midir: — Bu değirmenin suyu nere- den?” C.H.P. Tekmilden sonra Bazı peyreleri 'ne kadar bağırır- sı kadar çok (o korkuturuz" günlerden şeklinde düşündükleri Ecevit Zonguldakta Kabuk atma faaliyeti YURTTA OLUP BİTENLER bir akşam, kalabalık bir başka grup, Mithatpaşa caddesindeki Washing ton Restoranda, başarı ve beraber- liklerini (oOkutlamak üzere toplan- mıştı. Sonradan, gazetecilerin "Te- neke töreni" adım verdikleri bu toplantı, CHP Merkez Yönetim Kur- rulu ve Meclis Gruplarının ortakla- şa düzenledikleri oObir (o kokteyldi. Başta Genel Başkan İnönü olmak ü- zere, hemen bütün CHP milletveki- li ve senatörleriyle pek çok gazete» ci, bu kokteylde davetli olarak bu- lunuyordu. o Toplantının en neşeli insanı İnönü, elinde portakal suyu bardağıyla dolaşıp (o salondakileri- sohbet ederken, beklenmeyen bir şey oldu: CHP Yozgat milletvekili Celâl Sungur, birara İnönünün kar- şısına gelerek, yüksek sesle, ” aşam, Yozgat, arızasız emri- nizdedir" dedi. Bunu, diğer bazı milletvekili ve senatörlerin verdikleri tekmiller iz- ledi. Salon zafer şenliği yaşıyordu ve saatlerin 19.45'i gösterdiği bir sı- rada toplantıdan ayrılan İnönü, bu yeni zaferin mutluluğu içindeydi. Geçtiğimiz hafta Cuma akşamı cereyan eden bu olay, CHP için, Partinin geçmiş olaylarla ilgisini kesen tam bir çizgi niteliği taşıyor- du. Hattâ o kadar ki, o pek eğlen- 9