HAFTANIN İÇİNDEN Herkes Mersine giderken.. Eğer Güven Partisinin kurucuları, daha ziyade kuru- cuları organize edenler sanıyorlarsa ki Türkiyede Ordu bir askeri İhtilâlin bahanesini aramaktadır, ba- hane Türkiyenin komünistleştirilmesi tehlikesi ola- caktır, bu bahaneye dayanarak Ordu iktidara el ko- yacaktır, o zaman memleketi idare etmek için bir sivil kadroya kendisini muhtaç hissedecektir, bunu da Feyzioğlu ve arkadaşlarında bulacaktır, o takdir- de Feyzioğlu ve arkadaşları, ne kadar hayali sayılırsa sayılsın gene de bir mantık hesabı yapıyorlar demek- tir. Böyle hesapları yapanlar daha önce Türkiyede hiç çıkmamış değildir. Talât Aydemirin gözlerinde Kolağası Mustafa Kemalin gözlerini görenler bun- lardı. Zaten bunların bir kısmı şimdiden Güven Par- tisini pohpohlamaya, onun önünde pembe hayaller ufku açmaya başlamışlardır. Türkiyede böyle bir ortam yoktur, Türk Ordusu- nun tabiatı bu çeşit bir teşebbüse müsait değildir, Ordu bunu yapsa bile neden koskoca C.H.P. ile kos- koca A.P.'nin ikisini birden karşısına alacaktır da kakalarında inci bulunduğunu sanıp Feyzioğlu | ile arkadaşlarına el uzatacaktır? Bunların hepsi bir ya- na, sadece Yunanistanda cereyan eden olaylar ihti- lâlle başa geçenlerin kendilerinde memleket yönet- me kabiliyetinin sivil politikacılardan fazla olduğu inancıyla başa geçtiklerini göstermektedir. İhtimal ki Ecvet Güresinler, Refik Erduranlar Turhan Feyzi- oğluna benim "İsmet Paşayla 10 Yıl" kitabının. bilhas- sa son üçüncü cildini dikkatle okumasını böyle dü- şünerek sütunlarında tavsiye etmişlerdir. 27 Mayıs İhtilâlinin 1961 Seçimleri haline nasıl döndürüldüğü o kitapta gayet açık görülmektedir ve orada anlatı- lan hadiseler pek çok kimsenin tamamile meçhulü- dür ama bunları Feyzioğlu yakından bilmektedir. Bu- gün Türkiyenin komünistleştirilmesi. tehlikesi dün Talât Aydemirin ağızında gevelediği "sivil politikacı- ların elinde memleketin batması" tehlikesinden daha ciddi değildir ve bu bahane öteki bahaneden bile çok aha az adam çekecek cazibededir. Ordunun sosyal ve ekonomik reformlara ne kadar taraftar bulundu- gunu da Feyzioğlu gayet iyi müdriktir Tabii Güven Partisinin kurucuları böyle bir hesap yaptıklarım şiddetle reddedecekler, demokratik reji- me bağlılıklarım söyleceklerdir. Zaten, asıl şaşırtıcı olan da budur. Eğer bu hesaplan da yoksa hareket- lerinin hiç bir mantıki temeli mevcut değil demek- tir. Bütün bir dünya ve Türkiye Mersine giderken Feyzioğlu ve arkadaşları ters yolda sadece hüsran bulacaklardır. Zira türk toplumu onların fikir sevi- yesini çoktan aşmıştır ve bu yükseliş A.P.'yi şiddetle tehdit etmektedir. Kuvvetli A.P.'yi tehdit eden teh- like köksüz G.P.'yi önüne katıp üfürüverecek güçte- dir. Feyzioğlu ve arkadaşları Türkiyede D.P. tecrübe- sinden bu vana çok politikacıyı cezbetmis olan bir dış 20 Mayıs 1967 MetinTOKER görünüşün tesiri altındadırlar. Bu politikacılar C.H P. nin handikapını dinden bahsetmemekte ve zengin özel sektörü ürkütmekte görürler. D.P. ve sonra A.P. bu unsurları kullanmış ve oyları derlemiştir. Hem de, bunlara hiç bir kaliteli fikir katamaksızın.. Halbuki, şimdi Turhan Feyzioğlu ile arkadaşları- nı düşününüz. Emin Paksütler, Coşkun Kurcalar, Fet- hi Çelikbaşlar.. Adam değil, fikir küpü her biri. Bun- lar şimdiye kadar A.P."nin tekelinde kalmış iki un- surla süsleyerek o eşsiz beyinlerini seçmene sundu- lar mı, artık tutmayınız oyları.. Bir defa da oylar alı- nıp iktidara gelindi mi kafalarında gerçekte mevcut olan -ve Ecevitcilerinkinden aslında zerrece farkı bu- lunmayan- sosyal ve ekonomik tedbirleri alıverecek- ler, bu tedbirleri alırken üstelik hürriyetleri de, ge- rekirse rafa kaldırıvereceklerdir. Ama A.P. de ve bilhassa onun fütursuz Genel! Başkam Demirel de böyle hesap yapmamışlar mıdır? Bu hesap bugün iflâs etmemiş midir? Feyzioğlu ve arkadaşları bu haftanın başındaki gün çıkan Son Ha- vadisi açıp A.P. milletvekili Orhan Seyfi Orhonun fer- yadını okumalıdırlar. Adam "İktidarda mıyız?" diye bangır bangır bağırmaktadır. "Seçimlerde vaad et- tik. Halk bize oy verdi, bizi iktidara getirdi. Hiç bir şey yapamıyoruz" demektedir. Hele acı acı bir "biraz sonra milli bayram diye 27 Mayısı kutlayacağız" deyi- şi var ki, gülmemenin imkânı yoktur. Herkese mavi boncuk dağıtan politika artık Türkiyede siyasi müf- lislerden başka bir şey yaratmamaktadır. Eğer Af. bugün hâlâ iktidar koltuğunda, iktidarsız da olsa otu- rabilmekteyse bu, Orhan Seyfi Orhonu bağırtan "hiç bir şey yapamaması" sayesindedir. Yoksa bir şeyler yapmaya kalkışsaydı öyle çelişmeler yaratacak, öyle zıt kuvvetleri kendisi aleyhinde harekete geçirecekti ki ortalıkta toz dumana karışacaktı. Bugün Türkiye düşündüğünü açık seçik söyleyen, sözü özü gibi olan, ne yapacağını bilen siyasi teşek- küllere ihtiyaç duymaktadır. Bu karakterde görünen iki parti özellikleri ve tabiatları birbirine hiç benze- memekle beraber oportünistlerinden kurtulmuş CHP. ile Tİ.P''tir. T.İ.P'i de bu bakımdan takdir et- mek lâzımdır. Adamlar diyorlar ki "biz bu burjuva hürriyetlerini ortadan kaldırıp topluma istediğimiz gömleği zorla giydireceğiz". Bu gömleği giymek İste- yen oyunu ona verir, istemeyen vermez. C.H.P. de ken- di, hürriyet ve demokratik rejim içinde düzeni ger- çek anayasa düzeni haline getirmek, sosyal ve ekono- mik reformları doktrin katılıkları içinde değil ama gerçeklerin lüzum gösterdiği ciddiyetle yapmak plânı- nı kütlelere sunmaktadır. Onu da beğenen tutar, be- genmeyen tutmaz. Ama iş horoz şekeri yalamaksa, bunun meraklıla- rı bu şekeri Feyzioğlunun değil Demirelin daha usta elinden yemeyi daima tercih edeceklerdir. Bundan dolayıdır ki GP.'nin derleyebileceği müşteriler olsa. olsa A.P. dükkânının bazı müşterisinden ibaret kala- caktır.