TİYATRO "My Fair Lady" ve yaratıcıları Bir çiçek - iki böcek Bizde "My Fair Lady" Bir tiyatro adamı için "My Fair Lady"yi görüp de beğenmemek, kendi tiyatrosunda oynamak veya oynatmak istememek kolay değil- dir. Hele bu tiyatro adamı müzikal yeteneği de olan bir komedyense... Cüneyt Gökçer de eseri ilk defa Londrada gördüğü zaman hayran ol- muş, bizde oynanması için de he- men harekete geçmiştir. Ama O sı- 32 ralarda "My Fair Lady"nin copy- right'ını ellerinde tutanlarla bes- tecisi Frederick Loewe arasında ıkan bazı anlaşmazlıklar, sonra Türkiyede oynanmasına izin veril- mesi için ileri sürülen ağır şartlar -özellikle mali şartlar- olumlu bir sonuç almasına engel olmuştur. Bu- nun üzerine, sanatçılarımız kadar seyircimiz için de ilgi çekici olan müzikal komedi denemesini Cüneyt Gökçer, ister istemez, başka bir e- serle yapmak zorunda kalmış, ama AKİS tercihi gene o seviyeli bir müzikal, konusunu Shakespeare'in "Hırçın Kız"ından alan "Kis me Katel" üze- rinde olmuştur. Bu da Devlet Tiyat- rosuna, geniş bir bale ve müzik küt türünün yanısıra, zengin tecrübesi ve ince bir zevki- olan gerçek bir sanat adamım tanımak, ihtisasın- dan yararlanmak fırsatım vermiş- tir. Bu sanat adamı, ünlü bale usta- sı George Balanchine'in yanında yetişmiş, New York City Ballet'de uzun yıllar onunla çalışmış ve ulus- lararası bir ün kazanmış olan Todd Bolender'dir. "Kiss me Kate!"de al- dığı güzel sonuçlar da bu alanda kendisine her zaman güvenilebilece- ğini ortaya koymuştur. (Bak. AKİS, sayı: 671) Güçlük bir değil ki.. İşte, bu mevsimin sonlarına doğru, "My Fair Lady"nin nihayet Anka- rada oynanması imkânları sağlana- büince, eseri sahneye koymak -ve koregrafisini yapmak- için Cüneyt Gökçerin aklına gelen ilk ad, gene, son yıllarda Almanyada çalışmakta olan, Todd Bolender oldu. Onun bu işi üzerine oalmayı kabul etmesi, güçlüklerin büyük bir kısmım orta- dan kaldırıyordu, ama gene de, ye- nilecek bir hayli güçlük vardı. Başta tercüme güçlüğü geliyor- du. Bernard Shaw'un Eliza'ya ko- nuşturduğu "Cockney" ağzı ingiliz. cenin türkçede karşılığını bulmak hiç de kolay değildi. "Pygmalion"un şimdiye kadar sahnemize çıkarıla- mamış olması da belki bu güçlük- ten ileri gelmişti. Ama iyi bir tesa- düf, eserin dilimize oçevrilmesinde iki değerli kalemin, bir oyun yaza- rıyla bir opera bestecisinin, işbirli- ği -orijinalin yaratılmasında oldu- ğu gibi- sağlanmıştı: Sevgi Sanlı ile Nevit Kodallı. Birincisi, sağlam ingi- lizcesinin yanısıra "Pygmalion"u ya- kından incelemiş bir Shaw hayranı olarak çeviride en iyi çözüm yolla- rını bulabilecekti. İkincisi de, bir besteci olarak, özellikle şarkıların dilimize aktarılmasında, prozodi en- gellerini ortadan kaldırıyordu. Hem u işin denemesini, daha önce, "Kiss me Kate!"le yapmışlar, iyi sonuç- lar da almışlardı. Daha başka güçlükler de vardı. Opera bölümü, bu müzikal çalış- masına orkestrası, korosu, balesiy- le katılmayı kazanç sayacağı yerde, 20 Mayıs 1967