AKİS Kulağa Küpe Atma, Recep! Kadircan o Kaflı nam zatı bir seyahate götürmüşler. Es- ki amerikan mallarının fazile- tini göstermişler. Yedirmişler ve içirmişler. e Kadırcan Kaflı a Oo gazetesindeki (o sütununa çekmiş başlığı: istanbul ame- rikalılara minnettar! Biraz -biraz da değil, çok- kaba kaçacak ama hani insa- nın ağzından da böylesine hi- cap veren bir başlık karşısın- da ancak bir kelime çıkıyor: Höst! Kadırcan Kafı o kendisini İstanbul mu sanıyor ne? da önümüzdeki devrede yoğun bir çalışmaya gireceklerdir. Özellikle çalışanlarla ilgili kanunların aksa- yan yönleri tekrar gözden geçirile- cek ve yeni değişiklik teklifleri ge- tirilecektir. Ayrıca, gerekli görülen mp Meclis araştırması ve Genel görüşme açılması için de ça- ba sarfedilecektir. ÇEP'çiler baya rının ölçüsünü aldıkları için. Grup- ların Genel Merkezle tam bir iş- birliği içinde olduğu bu devrede ar- tık çatlak sesler de duyulmayacak- tır. Demir asâ, demir çarık Böyle yoğun bir çalışma devresine hazırlanılırken Genel Sekreter Bülent Ecevit de yurt gezilerine de- vam ediyordu. 13 Mayıs Cumartesi günü Zonguldağa giden Ecevit, bu- rada binlerce partili ve işçi tarafın- dan karşılandı ve özellikle maden işçileri kendisine "Hoş geldin, baba' şeklinde hitabederek, büyük teza- hürat yaptılar. Amirlerinin bütün baskı ve tehditlerine rağmen, pek çok işçi Ecevitin konuşmasını din ledi. Ecevitin ertesi gün Karadeniz Ereğlisinde yapmış olduğu konuş ma da aynı şekilde binlerce kişi ta rafından dinlendi, Zonguldakta "türk demokrasisi, duygu ve yalan üzerine kurulu politikadan düşünce ve inanç üstüne kurulu politikaya geçiş dönemindedir" diyen Ecevit, Ereğlide de "sosyal adalet anlayışı içinde çalışan özel teşebbüse yar- dıma olunacağını" belirtiyordu. 20 Mayıs 1967 İdare Gezideki skandalcı Turizm ve Tanıtma Müsteşarı Sedat Tolga, Bakanlığı " — Mahkeme yoluyla tahsil edi- lecek" dedi. Böylece, 1967 Türkiyesinin tipik bir skandali resmen doğrulanmış o- luyordu. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Müsteşarı ile AKİS muhabiri ara- sındaki görüşme haftanın başında Pazartesi akşamüzeri cereyan etti. Aynı gün öğleden önce İstanbulda bulunan Turizm ve Tanıtma Baka- nı Nihat Kürşad, Bakanlığı aradı, söz konusu skandal ile ilgili evrak ve fotokopilerin acele olarak ken- disine iletilmesini istedi. O gün bir basın toplantısı yapacak olan Kür- şad, bu konuda bir soru ile karşı- laşacak olursa hazırlıklı bulunmak istemişti. Bir yüksek dereceli me- mur, Bakanın bu talimatı üzerine, öğleden sonraki ilk uçakla İstan- bula uçtu. Memurun elinde bir çan- ta vardı. Çantadaki evrak ve fotokopiler. YURTTA OLUP BİTENLER normal bir ülkede basını günlerce meşgul edecek bir olayın delilleri idi. Müsteşar, meseleyi AKİS'çiye Pazartesi günü şöyle izah etmişti: Tanıtma Genel Müdürü ümit Halit Demiriz, 1965 yılında yurt dışında bulunduğu bir sırada devletten a- vans olarak aldığı önemli miktarda dövizin hesabım bugüne kadar ve- rememiş ve mesele mahkeme konu- su haline gelmişti. Olaya adı karışan memur ne ka- dar yüksek dereceli olursa olsun, o- lay onun memuriyet hayatım sona erdirecek nitelik taşımaktadır. A- ma memleket Türkiye ve hele zim- metine geçirdiği devlet parasının hesabım veremeyen yüksek derece- li memur da Başbakanın yakını -ve şu anda gezi arkadaşı- olunca, sonuç hakkında daha değişik ihtimalleri de düşünmek mümkündür. Ümit Halit Demiriz, bu satırların yazıl- dığı sırada, hariciyeci eşi Birsen De- mirizle birlikte, Başbakan Demire- lin refakatinde renkli ve mutantan Avrupa gezisine devam etmekte- dir. Demiriz ve eşi, Demirel ailesi- nin dostlarıdır. Gazetelerde sık sık, Nazmiye Demirel ile Birsen Demi- risin -eski ismiyle Birsen Topçuoğ- lu- birlikte resimleri boy göster- Bayan Demirel ve Birsen (Topçuoğlu) Demiriz Dostâne ilişkiler!