YURTTA OLUP BİTENLER m sürmüşlerdir. Bugün de istiklâl- lerine yeni' kavuşmuş bazı Afrika ve Asya memleketlerinde, devletin başında bulunanlar bu usullere hak- lı olarak başvurmaktadırlar Cumhurbaşkanlarının kortej ha- linde dolaştırılmasında bir güven- lik lüzumu bulunur -Amerikada ve- ya Fransada olduğu gibi-, buna kim- se sesini çıkarmaz. Ama bugün Tür- kiye o ülkedir ki kudret kudretlerini ne kadar gösterişsiz tarzda belli ederlerse halk tarafin- dan o kadar fazla sevilirler. Bırakı- nız Ankarada oturan bir Cumhur- başkanını, gelen misafirlerin geçişi dolayısıyla yollar kapatıldığında va- tandaş haklı olarak homurdanmak- tadır. Hem "vakit nakittir" demek, hem de vakti sokaklarda bekleşmek- le geçirmek o kadar hoş bir paralel değildir. "Aman efendim, halk sizi bir se- viyor, bir seviyor" demek, hele bu- nu düzmece tertiplere veya gönde- rilmiş heyetlere bakıp söylemek bizde marifetlisi çok bir marifettir. Bir kulağa bu söylenirken öteki kulağa asıl gerçekler söylenirse ku- lakların sahibi de bizde, genellikle, ilk kulağa dayanmış dudaklardan bal akıyor sanır. Öteki dudakları ise, mutlaka bir maksat taşımakla, sevgiyi çekememekle, itibarı kü- çük görmekle, haksızlık etmekle, hattâ hasetle suçlar. Birinci dudak- ları sever, ikincileri sevmez. Cumhurbaşkanı Sunay bir inan- dığı kimseyi bir gün, kendisi An- kara caddelerinde bütün trafiği durdurmuş olarak âlâyıvâlâyla ge- çerken kaldırımlarda veya otomo- billerinin, otobüslerinin içinde bek- leşen halkın arasına gönderse o hal- kın ne söylediğini, ne düşündüğünü anlar. Ondan sonra Sunay, mutlaka, yurt gezilerindeki resmi ve siyasal tertiplerin de daha iyi farkına va- rır, bunların handikapından sıyrıla- rak memleket nabzının nasıl attığı- nı anlar. Cumhurbaşkanı, öyle görünüyor ki, bunun ihtiyacı içinde değil sayı- lamaz. Partiler CHP'ye karşı ÇEP HP Genel Sekreterinin gezi kafi- lesini taşıyan arabalar o sırada iki grupa ayrılmışlardı. Genel Sek- 6 AKİS ğ ÖCH.P. Genel Sekreteri Ecevit Konyada halk arasında Yeni bir CH.P.li reter Ecevit, kendisine 80 imzalı bir mektupla "biz 8'leri tutuyoruz" di- ye haber gönderen Kızılörenlilerle konuşmak için durmuş, içinde ga- zetecilerin bulunduğu araba ise, Kı- zılörende fazla beklememiş, Beyşe- hire doğru yola devam etmişti. En önde yol alan bu arabada bulunan- lar yol kenarında bekleyen iki köy- lü gördüler ve onlarla konuşmak için durdular. Kışta kıyamette 1s- sız yol üzerinde o bekleşen bu iki köylü dikkatlerini çekmişti. Acaba, Ecevitin daha önceki gezilerinde gördükleri gibi, bunlar da bir ümit- le, Eceviti görmek, ortanın solunu dinlemek için mi yollara düşmüş- lerdi? Arabadakiler, selâm-sabah faslından sonra köylülere, niçin yo- la çıktıklarını sordular. Cevap şuy- du: " Beyşehire okongreye gidiyo- ruz. İhsan Kabadayı 'gelin' dedi. Merak etmesin, gidiyoruz. Burada otobüs bekliyoruz. Kabadayının em- rine amadeyiz." Arabadakilerden biri, bu cevap üzerine "ooo, tertip tamam!" dedi. O sırada Ecevit Kızılörende bir köy kahvesinde, "sekizleri tutan" köylülerle sohbet ediyordu. Orta- nın solunu özlü şekilde anlatan CHP Genel Sekreteri, "biz kusurla- rımızı da bilmek istiyoruz, söyleyin dinlemeye geldim" dedi. Kendileri- ne daha önce anlatılanlara göre, üç kafalı, ejderha ayaklı, ağzından bur- nundan ateş çıkan, her kılığa bürü- nebilen şeytan biçiminde bir "ko- monist"le karşılaşacaklarını sanan köylüler, bu samimi, esmer, orta boylu, bıyıklı adamın hiç de öyle olmadığını görünce ( şaşırmışlardı. Seyit adında bir köylü, Ecevitin so- rusuna, mütereddit ve samimi bit tavırla ve bir başka soru ile karşı- lık verdi: "— Biz cahil zümreyiz Beyim, korkarız.. Bu aşırı sol ne ki?" Vaziyet açıktı: ÇEP -Çerkez Et- hem Partisi- propagandacıları Kı- zılörene de ouğramışlardı.. Ecevit köylülere "yalan haberler yayıyor- lar, ama biz memleketi, yalan ha- berden daha süratle odolaşacağız" dedi. Sonra kafile Beyşehire doğru yola devam etti. Beyşehirde yapıla- cak olan İlçe kongresinde nelerle karşılaşılacağı üç aşağı-beş yukarı belli olmuştu.. Nitekim CHP Genel Sekreteri ve yanındakiler Beyşehirde bir mi gösterisi ile karşılaştılar. ÇEP G nel Başkanı Turhan Feyzioğlu ile lider takımından Ferit Melen, Or- han Öztrak, Fethi Çelikbaş, Süreyya Koç, CHP Genel Sekreterini ve Or- el Solu hareketini küçük düşül- mek ve hattâ yuhalatmak için bü- tün hazırlıkları ile birlikte oraday- dılar.. Olay, belki fazla önemli de- ğildi fakat ÇEP'in bütçe sonrasın- da CHP'ye karşı uygulıyacağı stra- tejiyi bütün açıklığı ile ortaya koy- muştu: Kavgayı, mahalli seçimler- den önce teşkilâta yaymak.. 11 Mart 1967