YURTTA OLUP BİTENLER verildi. Bu aslında üstü kapalı bir mecburi izin emriydi ve soruşturma sırasında Ötükenin görevi başında bulunması önlenmiş oluyordu, A- teşin bacayı sarmak üzere olduğu- nu farkeden Ötüken, emir mahiye- tindeki bu tavsiyeye uymak zorun- da kaldı. Ancak bu arada, olayın gerçek yüzüyle kamuoyundan sak- lanabilmesi için, gerek maiyeti ve gerekse kendisi, her sorana "rapor- lu" olduğunu söylemeyi ihmal et- mediler. Kültür Müsteşarı Ötüken, takı- mıyla birlikte yeni çıkış yolları a- rarken, aynı günlerde, açılmış olan soruşturma da ilerliyordu. Bakan- lık müfettişleri ve diğer görevliler muhtelit kimselerin ifadelerini alı- yor, evrakı inceliyorlardı. Soruşturma, daha önce AKİS ta- miş ve hattâ bazıları sakıncalı bu- lunan ders kitaplarına basım izni vermek suretiyle ilgili yasaları ve teamülü çiğnemiş, bu arada bazı kimselere -ki bu kitapların sahibi- dirler- açıktan para kazanma yolla- rı açılmıştı Müfettişler halen bu meselenin hazırlık soruşturmasını yapmakta, kitapları ve bunlarla ilgili evrakı in- celemektedirler. Soruşturma konusu olan, sadece ders kitapları değildir. Adnan Ötü- kenin emriyle alman ve okullara da- ğıtılan 1 milyon 800 bin liralık bir kitap hesabı daha vardır. Bu kitap- ların çoğu antikomünist propagan- da yaptığı iddia edilen, aslında aşı- rı sağın savunmasını yapan kitap- lardır. Bunlardan bazıları ve öde- nen, paralar şöyledir; Şiirle Öğre- tim Sevgisi -Selâhattin Arıkan- (46.800 lira, Bir Devin Düşüşü 29.068 lira, Türk Zaferleri 15.060 lira, A- yakta 'Durmak İstiyorum -Tarık Buğra- 9.000 lira, Kıbrıs ve Komü- nizm -Fethi Tevetoğlu- 2910 lira, A- nadoludan Kovduklarımız e Kozangüç- 5.100 lira, Arif Nih ya -4 kitap için- 5018 lira... Bu tahkikatla ayağı suya erecek olan sadece Ötüken de değildir. Başbakanın kulağına e üzerinde durulursa, Bakanlık ve ö- zellikle Yayın Müdürlüğü Kadrosu. da toplanan "Ali Bey Takımı"nm da sonu gelmiştir. Kültür Müsteşarını yakından ta- nıyanlar, Ötükenden sorulacak he- 10 sapların bu kadar olmadığını, me- selâ bir Romanyalı Osman meselesi olduğunu da söylemektedirler. Makal olayı Kültür düşmanları, aklı başına ye- ni gelmişe benzeyen AP'li idare- ciler tarafından köşeye sıkıştırılır- ken cereyan eden bir başka kültür düşmanlığı olayı, geçtiğimiz hafta içinde basını ve kamuoyunu ençok ilgilendiren konu oldu. Bu, halen Bakanlık emrinde bulunan öğret- men - yazar Mahmut Makal ve Prof. Adnan Ötüken Hesap zamanı Hüseyin Yılmazın dünya gençliğine örnek insan gösterilmeleridir. Ha- berin, Dünya Sağlık Teşkilâtının resmi organı "Sante Du Monde"da yayınlanıp Türkiyede duyulması ü- zerine kıyametler koptu. Efendim, Hüseyin Yılmaz neyse ama, Mah- mut Makal gibi bir solcu, nasıl dünyaya örnek ilân edilirdi? Hem bu işin içinde "gomonist" parmağı vardı ve Fransadaki "gomonistler" bu seçimi kendileri yapmışlardı! Sağcı gazete ve yazarlar bu min- AKİS val üzre ortalığı karıştırırken çok enteresan bir olay daha cereyan et- ti. Devletin resmi yayın organı Ana- dolu Ajansının, 3 Mart günü "hüvi- yeti meçhul bir yetküli ye atfen yaptığı açıklamaya göre haber asıl- sızdır ve uydurmadır. Herhangi bir seçim yapılmamıştır, Dünya Sağlık işleri böyle konularla meşgul ode- gildir ve bu iki türkü de hiç kimse, "örnek adam adayı" göstermemiş- tir. Dergide çıkan yazı, gazeteci Ba- yan Lonnes'in şahsi fikridir. "Ha- ber, gülünç ve hayal mahsulüdür". A.A.'nın ve "hüviyeti meçhul yet- kili'nin bu telâşına rağmen haber doğrudur ve halen yurt dışında bu- lunan fizik profesörü Hüseyin Yıl- maz ile Bakanlık emrine alınıp 250 lira maaşla geçinme zorunluğunda bırakılan Mahmut Makal, iki yaban- cıyla beraber, dünyaya örnek insan gösterilmişlerdir. Aslında, bir ogazetenin istihba- rat şefi olan Bayan. Lonnes'e örnek insanlarla ilgili birer tanıtma yazı- sı hazırlaması görevi verilmiş ve hazırlanan yazılar, Dünya Sağlık re resmi organı olan San- te Du Monde" dergisinde yayınlan- mıştır. İki türkün bu başarısını büyük başlıklarla okurlarına duyuran Mil- liyet ve Cumhuriyet gazeteleri, ge- rek haberin ve gerekse yalanlama- nın peşini bırakmadılar. Milliyet gazetesi, AA.'yı bu davranışı sebe- biyle mahkemeye vereceğini kamuo- yuna açıklarken, Cumhuriyet de dergideki yazının fotokopisini ya- yınlamak suretiyle gerçeği bir ke- re daha ortaya Bu arada AA'ya verilen açıkla- manın kimin eseri olduğu da araş- tırıldı. Kamuoyundan şiddetle sak- lanan bu "hüviyeti meçhul yetkili"- nin Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Müsteşarı Adnan Ötüken olduğu 1s- rarla söylenmektedir. Zaten en yakın ihtimal de bu- r!. T.R.T. Demirelden sevgilerle.. Gecen haftanın sonunda Cuma ge- cesi, aberler kısmında gece nöbetinin tamamlanmasını bekleyen Kemal Savcı hayretle doğ- ruldu. Odaya smokinli bir adam girmişti. Güleç yüzlü ve bıyıklı a- dam elinde kâğıtla yaklaşınca, Sav- cı şık ve zarif ziyaretçiyi tanıdı. Bu, Başbakanın 1spartalı özel polisi Şe- 11 Mart 1967