AKİS renme hareketine katildi- Seçtiği yan da Londrada sürgündeki Polon- ya hükümetinin emrindeki kuvvet- lerdi; tıpkı O"Küller ve Elmas"ta Maciek veya savaşın son günü 17 yaşındayken karşı tarafın eline dü- şen Marek gibi. Eğer Wajda, sava- şın sonunda Maciek'in yahut Ma- rek'in âkibetine (ouğramadıysa, bu sadece bir anlık seçimin sağladığı bir şeydi. Zaten Wajda'nın "Küller ve Elmas"ta üzerinde durduğu ikin- ci önemli nokta da bu: Daha karar vermek çağına gelmemiş, delikan- edebilecek bir r seçim yapmak zorunda bırakılmaları. Kendi ku- şağının acı imtihanlarını bir türlü aklından çıkaramıyan Wajda, 1954 - te çevirdiği ilk uzun filmi "Pokole- nie - Bir Kuşak"ta genç Polonyalıla- rın Nazi işgaline direnme hareketi- ni, ikinci uzun filmi "Kanal'da ay- nı kuşağın Varşova ayaklanması sı- rasında şehrin yeraltı kanallarında- ki umutsuz mücadelesini anlattığı gibi, "Küller ve Elnıas"ta da, bu kuşağın bir değerler karmaşası içinde bir çıkış yolu arayışlarını an- latmaktadır. "Küller ve Elmas'ın başında Maciek, savaşın bu son gü- nü yeni bir seçim yapmayı düşün- miyecek kadar kararlı görünür. Fil- min ilk görüntüleri, onu karşı saf- taki bir polonyalıyı büyük bir so- gukkanlılıkla OÖldürmeğe O hazırla- nırken ve bu görevini ava çıkmış- çasına rahatlıkla yaparken göste- zel Krystyna ile karşılaşıp onunla birkaç saati başbaşa sonra hayatta bambaşka şeylerin de var olduğunu yeniden anlamağa, o vakte kadar bir yana ittiği özlem- leri -öğrenimini tamamlamak, mes- lek sahibi olmak, mutlu bir hayata başlamak- o hatırlamağa başlıyacak, hattâ yaşayışını bu yöne çevirmeğe karar verecektir. Ama on altı yaşın- danberi yeraltı faaliyetine katılan, hayatının en güzel yıllarım karanlık. yeraltı okanallarında oçarpışmakla geçiren Maciek'in eski alışkanlıkla- yanlışlık yüzünden yerine getireme- 11 Mart 1967 diği görevi: filmin sonunda ta- mamlıyarak | bir kişiyi daha öldü- ren Maciek, barışın ilk sabahında, bir çöplükte köpek gibi can çekişip uluyarak ölür. Yeni sinemacılar "Küller ve Elmas", Polonyada 1955'ten sonraki dönemin Jerzy Kawalerowicz ve Andrzej Munk'la birlikte en önemli yönetmeni olan Wajda'yı bize tanıtıyor. 1945-1955 a- rasında Stalinciliğin katı çemberin- de dönüp dolaşıp ancak arada bir dokunabilir bir filim veren dişe SİNEMA Polonya sineması, 1955'ten sonraki "buzların çözümü" döneminde Do- gu Blokunda sinemadaki yeni atı- lışlar ve zengin denemelerde en başta giden bir ülke, Kavvalero- wicz - Munk - Wajda üçlüsü de bu yeni atılışların ve denemelerin baş- lıca gerçekleştiricileri olmuştu. "Ka- nal"dan sonra "Küller ve Elmas”, bu yeni sinemanın özelliklerini bir kere daha ortaya koyuyor: Yakın tarihinin, gününün meselelerine ce- saretle eğiliş, en hayati meselelerde dogmacılıktan, kalıplardan sıyrılış; (İlâncılık — 7968) — 95 33