11 Mart 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

11 Mart 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

büyük etkisi olduğu söylenecektir ki bunun doğruluğuna şüphe yok- tur. İkincisi, hemen hemen hepsi de Gaulle'ün adamları arasından a- tanan il ve ilçe yöneticilerinin yal- nız seçim kampanyası sırasında değil, fakat seçimler sırasında açık- ça iktidarı tuttukları da ileri sürü- lecektir ki, bu iddia da büyük ölçü- de doğrudur. Federasyonun söyle- meye oyanaşmayacağı bir şey var ki, o da, yaptıkları gürültülü işbir- liğine rağmen, o solcuların fransız seçmeninin önüne de Gaulle'ün po- litikasından daha ötede ve daha ye- ni bir tercih getiremedikleridir. Solun bu seçimlerde de Gaulle kar- şısında bütün ümitlerini yıkan, asıl bu başarısızlığı olmuştur. .bu yolda mağlüp A slında, Sol Federasyonu oyların yüzde 4l'ine yakınını almakla <eeyalisler oyların yüzde 20'sini, komünistler yüzde 21'ini toplamış- lardır- bu seçimde önemli bir kuv- vet olarak ortaya çıkmıştır. Fakat Federasyon içindeki kuvvetlerin ortak bir program üzerinde anlaşa- mayıp yalnızca -seçim sırasında iş- birliğini öngörmeleri, olağan du- rumlarda bu kuvvetlere gidecek oy- ların bir kısmının de Gaulle'e ak- masına yol açmış olmalıdır. e Sol Federasyonun içinde yeralan her- kes, de Gaulle'ün parlâmanter uy- gulamalara karşı fazla saygılı olma- masını eleştirme konusunda birbir- leriyle birleşmişlerdir. Fakat komü- nistler karşısında tetikte duran bazı sosyalistler, seçim sonrasında uyu- lacak ortak bir davranış programı- nın yokluğunda, oylarını de Gaul- le'e kullanmakta tereddüt etmiş- lerdir. Öteyandan, Mitterand'ın dış politika konusunda de Gaulle'den daha solda olamayacağım düşünen bazı komünistler de, gene ortak bir seçim sonrası programının yokluğu yüzünden, oylarını Generale ver- meyi tercih etmişlerdir. Bu tered- düt ve tercihler, hiç şüphesiz, önü- müzdeki Pazar günü yapılacak ikinci turda kendilerini daha çok belli edeceklerdir. Geçtiğimiz Pazar günü yapılan ilk tur, fransız solcularına, eğer de Gaulle karşısında seçim şansına sahip olmak istiyorlarsa, yalnız se- çim sırasında değil, fakat seçimler sonrasında da işbirliği (oyapmaları ve bu işbirliğini daha önceden ke- sin bir program halinde seçmenin önüne sunmaları gereğini açıkça göstermiş olmalıdır. Eğer bu ger- çek artık fransız solu tarafından an- laşıldıysa, bu kadarı bile Federas- yon için büyük bir kazanç sayılma- lıdır. 11 Mart 1967 GEÇEN HAFTA DÜNYADA DOĞGU - BATI —Başkan Johnson, geçen Perşembe günü yaptığı bir olağanüstü basın toplantısında, Sovyet Başbakanı Kosiginin, Amerikanın bundan bir süre önce Sovyetler Birliğine çekirdekli sa- vunma silâhlarını -başka bir deyişle, füze-savar o füzeleri- elişi mekten karşılıklı olarak vazgeçmek konusunda yaptığı öneriyi ka- bul ettiğini açıkladı. Bu yılın başlarında. Birleşik. Amerika, İngiltere ve Sovyetler Birliği arasında uzayın barışçı amaçlarla kullanılması konusunda imzalanan anlaşmanın ve Cenevrede çekirdekli silâhla- rın yayılmasını önlemek için yapılan görüşmelerin hemen arkasın- dan gelen bu açıklama, bütün dünyada, geniş bir silâhsızlanma an- laşmasına gitmek zamanının yaklaştığı yolundaki ümitleri kuvvet- lendirmiş bulunuyor. Nitekim, Başbakan Kosigin, Birleşik Amerika- nın savunma silâhları konusunda, yaptığı öneriye cevap verirken işin içine saldırı silâhlarım dâ katmış ve böylece, yakında Moskovada iki ülke arasında başlayacak görüşmelerin çerçevesini daha da ge- nişletmiştir. Ancak, her iki tarafın da savunma yüklerini daha fazla ağırlaştırmamak istemesine rağmen -gerçekten, işe yarar bir füze- savar sistemi kurabilmek için en azından 30 milyar dolar harcamayı göze almak gerekmektedir- yapılacak görüşmelerin hemen başarıyla sonuçlanacağı sanılmamalıdır. İNGİLTERE — Wilson hükümetinin İngiltereyi Ortak Pazara kat- mak için yaptığı çalışmalar ve bu katılmanın yaratacağı çeşitli so- runlar ingiliz adalarında hâlâ günün konusu olmaya devam ederken, işçi Başbakan, geçen hafta Parlâmentoda kendi partisi içinden gelen en büyük muhalefet e karşılaştı. İşçi Partisinin sol kanadı- nın, uzun bir süredir, Wilson hükümetinin izlediği ücret ve fiyat po- litikasıyla Ortak Pazar kfişısındaki tutumundan memnun olmadığı zaten biliniyordu. Partinin yaylacıları, bu iki konuda yapılan bütün oylamalarda, Wilson hükümetine karşı durum almışlardı. Geçen haf- ta bunlara bir de savunma konusu eklenmiş ve hükümetin savunma politikasını yeteri kadar gerçekçi bulmayan, savunma giderlerindeki kısıntıları az gören 63 yaylacı oylarım Wilsona karşı kullanmışlar- dır. İşçi Partisi içindeki bu bölünmeden hiç hoşlanmayan Wilson, oylamanın hemen arkasından yapılan bir grup toplantısında, yayla- cılara her işçi milletvekilinin ilk görevinin hükümeti desteklemek ol- duğunu hatırlatmış ve isyana devam ederlerse Parlâmentoyu dağıt- mak tehdidini savurmuştur. Wilsonun attığı bu adımla, hükümetle partinin sol kanadı arasındaki kuvvet denemesi en kesin dönemine girmiş bulunuyor. Başbakanın bu dönemden galip çıkıp çıkmayaca- ğı şimdi en fazla merak edilen sorudur. ORTA DOĞU — Geçen Aralık ayının ilk haftasından buyana Suri- ye hükümetile Irak Petrol Kumpanyasını karşı karşıya getiren geçit ücreti anlaşmazlığı, geçen Perşembe günü iki taraf arasında imzala- nan anlaşma sonunda, nihayet giderilmiş bulunuyor. Bilindiği gibi, topraklarından geçen petrol borularından atatılan ham akaryakıttan ton başına aldığı ücrette önemli arttırmalar isteyen ve 1955 yılından buyana Irak Petrol Kumpanyasından 120 milyon dolar alacağı bi- riktiğini ileri süren Suriye hükümeti, sermayesinin çoğu ingilizlerin elinde olan Kumpanya ile bir em ke görüşmeler hiçbir sonu- ca ulaşmayınca, 8 Aralık 1966'da | Suriyedeki mallarına, bu arada borularına el koymuş, ri rine Kumpanya da Suriyeden petrol akıtmaya son vermişti. Bu durum, Irakın petrolden sağladığı gelirlerin birdenbire azalmasına yol açmış ve Bağdat hükümeti bun- dan çok endişelenmiştir. Şam ile IPC arasındaki anlaşmazlık, büyük ölçüde, Bağdatın her iki taraf üzerine yaptığı baskı sayesinde gide- rilebilmiştir. Vardan anlaşmaya göre IPC Suriyeden akıttığı petro- lün geçit ücretinde önemli bir çoğaltma yapmakta, fakat biriken ala- cakların âkibeti ileride yapılacak görüşmelere bırakılmaktadır. BUNLAR DA OLDU

Bu sayıdan diğer sayfalar: