HAFTANIN İÇİNDEN Şimdi, hodri meydan beyler!.. gvdret sahiplerinin açık rejimde ve kapalı rejimde, sa- bahleyin kalkınaları bir değişik olur. Açık rejimde kudret tabibi sabahleyin bir kalkar, bakar ki kendisi, ailesi, çotuğu, çocuğu hiç aklına gelmeyen, hiç alâkası olmayan bir meseleye karıştırılmıştır, bir takım gazete- ler harıl harıl bunu işlemektedirler, çeşitli (o muhalefet grupları bundan faydalanmaya çalışmaktadırlar. (o Bu, açık rejimin bir sürprizidir. Tatlı değildir ama, kapalı rejimde daha tadsızı vardır. Kapalı rejimde kudret sa- hibi sabahleyin kalktığında (o gazetelerin ne yazacağını, varsa resmi muhalefetin ne söyleyeceğini, hangi propa- gandanın işletileceğini bilir. Onun bilmediği ve bilme- diği için de geceleri rahat uyumasına mani olan husus şudur: Nasıl uyanacaktır? Hâlâ kudret sahihi olarak mı, yoksa kaba etinde bir süngünün ucunu hissederek mi? işin eğlenceli tarafı şudur ki, ikinci ihtimali bertaraf etmek için rejim ne kadar kapalı hale sokulursa o mu- kadder akibet o kadar erken gelip çatar. Artık herkesin bildiği bir hadisedir: İsmet İnönü İkinci Dünya Savaşından sonra açık rejime geçmek ka- rarını verdiğinde kendisini en çok seven, en yakın ar- kadaşları yalvar yakar olmuşlardır. Demişlerdi :"Ne yapmak istediğini bilmiyorsun. Fırsat verdiğin takdirde senin hakkında fiyle bir kampanya açacaklar, öyle şey- ler söyleyip yazacaklardır ki dayanamayacaksın. o Bu kadar haksızlık, bu kadar iftira karşısında kendini tuta- mayacaksın. Onun için, hiç açma o yolu.," İsmet İnö- nünün o tarihte verdiği SAR. da herkes tarafından bi- linmektedir: "Ben dayanırım!" Nitekim İsmet İnönü dayanmıştır da.. Sadece da- yanmakla kalmamış, basa da çıkmıştır. İsmet İnönü haklımda, ailesi hakkında, çoluk ve çocuğu (hakkında neler ve neler söylenmemiştir ki.. Amerikadaki çiftlikler, İsviçre bankalarındaki paralar, Savarona yatında o sü- rülen sefalar. Bayan İnönünün bir genç kızın gelinliğine Sanat Enstitüsünde el koyması, Ömerin katilliği ve bu . Bunların her biri. ortaya atıldığın- sadece dürüstlerin kân olan bir se- rinkanlılıkla bütün bu yalanların birer birer (o iflasını beklemiş ve bu iflasları görmek mazhariyetine o erişmiş- tir. Böylece ispat etmiştir ki, gocunacak tarafı obulun- mayan siyaset adamlarının açık rejimden korkacak bir tarafları yoktur. Bugün İsmet İnönü, aynı İnanç ve gü- ven hissi içinde demokratik sistemin I numaralı şampi- onudur. Bundan dolayıdır ki. bir "Lokomotif Hikâyesi" o or- taya atıldığı zaman, buna isimleri karıştırılmak istenilen hepimiz gülüp omuz silkmişizdir. Daha geçen hafta, me- selenin Meclise getirilmesi obahis konusu dahi olmadığı bir sırada biz bu mecmuada "Lokomotif Hikâyesi" başlığı altında, devletin niçin o değil de bu lokomotifleri tercih etti çinin açıklanmasını istedik. Bizim, bu reşit ihalelerde tutumumuz hep aynı olmuştur. Devletin bir takım mal- ları, hizmetleri ve tavassutu fertlerden satın alması sa- dece lüzumlu değil, faydalıdır da.. Bu sistem açık rejimin Metin TOKER bir parçası olduğu gibi, bugün refah içinde yaşayan mil- letlerin de kalkınma yolunu teşkil etmiştir. Elinde riski kadehi sosyalizm tartışan salon edebiyatçılarının yarı ay- dınları kandırma demagojisiyle daha basit kütleleri ayart- maya çalışan başı bereli yobaz arasında bizce hiç bir fark yoktur ve ikisi de aynı silahı kullanan aklı evvellerdir. Devletin devlet tarafından veya fert tarafından, yani ki- min tarafından olursa olsun "kazıklanmaması" nı temin etmenin yolu, bütün muamelelerin tam bir açıklık içinde cereyan etmesidir. Umumi efkâr, tercih sebebini mutlaka bilmelidir. Ancak öylelikledir ki, kaybeden firmalardan Çirkin Politikacılara, kim çamur atmak isterse, çamur olduğu gibi onun yüzüne bulaşır. Lokomotif işinde, ihale muamelesi tam tamamlanma- dığı için, bu açıklama yapılamadan mesele Meclise geti- rilmiştir ve çok da iyi olmuştur. İhale muamelesi tamam- landığında tercih sebebini teşkil eden teknik raporların açıklanması hususunda Başbakan tarafından ulaştırma Bakanına talimat verildiği bu suretle öğrenilmiştir, Bu. daha yapılacak milyarlarca liralık ihalelerin cereyan tarat için bir ciddi garantidir. Zira, gerektiğinde, onların her birinin tercih sebebinin açıklanacağı şimdi herkes tara- fından bilinmektedir ve herkes ayağını ona göre denk atacaktır. Konuşmalardan öğrenilen ikinci bir husus, bir defa a, İnönü ve ailesiyle alâkalı iddiaların nasıl pamuk ipliğiyle bağlı balonlar olduğudur. Bu iddiaları ortaya at- mak, asgari bir dürüstlük gereğince şunu gerektirirdi: "Devlet Başkanı, oğlu Başbakan, onun oğlu ve damadı General Motors lokomotiflerinin satın alınması için nü- fuzlarını kullanmışlar, bu nüfuzun ticâretini yapmışlar- dır. Haklarında Meclis Tahkikatı istiyoruz!" demek.. Ama takrir sahipleri Mecliste bu erkekçe tutumu takınmaya davet edildiklerinde, sadece, «Biz kimseyi itham etmiyo- ruz. Bizim bildiğimiz bir şey de yolu. Ama fiyle yasıyorlar. Onun için bu takriri verdik" diye gevelemekle yetinmiş- lerdir. Bu, benim başıma bir defa daha gelmiştir. Son Ha- vadis gazetesi, benim bir genç amerikalı kadınla basıldı- gımı, rezalet çıktığını, karımın iki göz iki çeşme olduğunu, ayrılmak üzere bulunduğumuzu, İsmet Paşanın çok üzül- düğünü günlerce tefrika etti. İspat hakkı tanıyarak gaze- teyi mahkemeye verdim. Mahkemede savunmaları şu oldu: "Biz kimseyi itham etmiyoruz. Bizim bildiğimiz bir şey de yok.. Ama öyle söylüyorlar. Biz sadece böyle söy- lenildiğini yazdık!" Hakim, adamları bir defa daha, yaz- dıklarını ispat etmeye çağırdı. Böyle bir hadisenin h'sı dahi cereyan etmediğinden, yazdıklarım bir baştan öteki- ne kendileri düzmüş olduklarından mahküm edildiler. Acık rejini, ben bunun için severim. Şimdi, lokomo- tif ihalesinde bizimle alâkalı olarak söylenilenlerin, yazı- lanların ispatı saatidir. Hem de bu iş, beş ayrı siyasi par- tinin temsilcilerinden müteşekkil bir heyetin önünde ya- pılacaktır. Ama ispat edemediler mi, hesabın devamını Hakini Önünde vermeye, söyleyenler ve yazanlar, kendilerini ha- zırlamadırlar. Zira açık rejimin, bir öteki icabı da budur! AKİS/7