lıyor, fakat bunların ihalede ne rol oynadıklarından bahis bile edilmiyor- du. İsimler, sadece zihin bulandırmak için ortaya atılmıştı. Deniliyordu ki: "General Motors'- un mümessili (o Başbakanın akrabası- dır." Bir defa değildir, nitekim İnönü yaptığı açıklamada "Özey ailesiyle eski ve çok yakın dostluk münasebe- timiz vardır" demiştir, ama akrabası olsa ne çıkacaktır? İnönü akrabasını himaye için bir hareket yapmış mıdır, yapmamış mıdır? Yahut, onun adı is- tismar edilmiş midir, edilmemiş mi- dir? Deniliyordu ki : "Başbakanın oğlu, bu firmanın iş ortağıdır". Bir defa de- ğildir. ama olsa ne çıkacaktır? İnönü oğlunun işini takip mi etmiştir? Oğlu azından bir tavassutta, bir telkinde, bir tavsiyede mi bulunmuştur? Deniliyordu ki: "Başbakana yakın bir dergi, ihaleden evvel, General Mo- tors lokomotiflerinin tercih edilmesi i- çin neşren gayret göstermiştir." (Bir defa göstermemiştir, ama göstermişse ne demiştir? "Neşren gayret"ten mak- sat nedir? Bir tazyik mi yapmıştır? Tehdit mi etmiştir? Deniliyordu ki: "Kazanan firma- nın mümessili pek yüksek makam, sa- hipleriyle ve onların yakınlarıyla mü- nasebet halindedir." Önce, bunların i- simleri oaçıklanmadı, sonra "yüksek makam 'dan Cumhurbaşkanlığının kas- tedildiği anlaşıldı. Ama bu münase- bet nedir, İhalede ne rol oynamıştır, ne yapılmıştır? Deniliyordu ki : "İktisadi Kurulda C.H.P. li Bakanların yekvücut hareket etmeleri neticesi, teknik komitenin ra- poru kabul edilmiştir." Bir defa onlar yekvücut hareket etmemişlerdir ya, et- mişlerse onlara karşı bir cephe alan mı çıkmıştır, ihtilaf mı olmuştur? Bütün bu suallerin cevabı, müza- kereler boyunca, takrir sahipleri o ka- dar sıkıştırıldıkları halde verilmedi. Verilmediği ve hep afaki ithamlar ya- pıldığı için, müzakerelerden edinilen intiba Bölükbaşının bir polltika-eko- nomik yatırım yapmakta bulunduğu oldu. Nitekim müzekerelerin sonuna doğru konuşan Hasan Erdoğan bunu iri kıyım liderin suratına karşı, açık açık söyledi: "— Yani bu savunmayla, kaybeden rakip firmalardan mahalli seçim mas- raflarınızı çıkarmak mı istiyorsunuz?" Bu sözler üzerine herkes kahkaha- yı bastı. Hani Vehbi Koç tarafından fi- nanse edilecek bir Osman Bölükbaşı- Kulağa Küpe.. Konunun şaşırmış "Lokomotif Hikâyesi" bir de bakıldı, kim söz almış o Siyaset pazarının gülü, Osman Bölükbaşı söz alma- mış mı? Allah Allah, lokomotif onun ihtisası değildir ki.. Gemi işi olsa, haydi neyse.. Zira, herkes bilir, üstadın öm- rü Gar Gazinosunda değil. oOGöl Gazinosunda geçmektedir de.. Mecliste görüşülürken, nın da gülünmeyecek bir tarafı yok- tur ya. “Karşılıklı sözler nce konuşan, önerge sahiplerinden Kırşehir milletvekili İsmail Hakkı Akdoğan oldu. Akdoğan işin çamur kısmı üzerinde sadece geveledi. O tara- fi atlayıp teknik raporlar (o kısmına geçtiğinde görüldü ki topladığı bilgi, daha önce rakip firmalar tarafından bazı gazetelere verilmiş olan bilgiden ibarettir ve bulunan yeni bir şey yok- tur. Nitekim daha sonra Ulaştırma Ba- kam konuştuğunda o teknik tarafi dı- Suphi Vurdu beline kazmayı Baykam YURTTA OLUP BİTENLER diklemekte hiç bir zorluk çekmedi. De- miryolları İdaresi, yedi kişilik teknik komitenin bire karşı altı üyesinin Ka- rarıyla General Motors lokomotiflerini General Electric ve Alco firmalarının lokomotiflerine tercih etmiştir ye ko- mite tercih sebeplerini bir bir sıra- lamıştır.. Bunlar varit görüldüğü için İktisadi Kuruldan geçmiştir. Ulaştır- ma Bakanlığınca tasdik edilmiştir. Ge- neral Motors lokomotiflerinin alınma- sının bir tek sebebi vardır: Bunlar ö- tekilerden iyidir de, ondan! Nitekim bu arada Ekrem Alican da söz aldı ve İktisadi Kurulla alâkalı id- dianın saçma olduğunu söyledi. Ali- can'ın açıkladığı şudur: İktisadi Kurul; Alicanın başkanlığındadır. Yedi üyesi vardır. Bunların sadece üçü G. EL P. lidir. -Maliye. Sanayi, Çalışma- o Üç Y.T.P.li vardır. -Başbakan Yardımcı- sı, Tarım, Ulaştırma-. Biri de C.K.MP. lidir. -Ticaret-. O bakımdan, C.H.P. li- lerin "yekvücut" hareket etmesinin bir tesiri olamaz. Alican sordu: "Peki, biz orada neçiliğiz? Biz, tesir altında ka- lacak kimseler miyiz? Konuşan bir başkası, İsmet İnönü oldu. İnönü, kendi şahsını ve Cumhur- başkanını alâkadar eden ithamlar do- layısıyla kürsüye geldiğini belirtti. Yok- nuşması Koalisyon sıralarında lezzet- le, öteki sıralarda hiddetle dinlendi. ailesiyle dostluğu hücum vesilesi caktı. Ama General Electric kazansay- dı. Koç ailesiyle dostluğu aynı tarz bir hücumun sebebi olmayacak mıydı? Başbakanın tebessümlere yol açan başka bir sözü, konuşmasının AKİS ile alâkalı kısmı oldu. İnönü "Politika hayatında beni bu dergi ile beraber söylemek muziplerin ve başı darda ka- lanların bir merakıdır" dedi ve akü ba- şında herkesin bildiği gerçeği tekrar- ladı: AKİS bir müstakil dergidir. Son- ra, takrir sahiplerine pek halisane bir tavsiyede bulundu: AKİS'in dedikleri gibi bir neşriyatı varsa hikâye eder- ler, AKİS de onlara gereken cevabı ve- rir. Bir bildikleri varsa AKİS ile ko- nuşsunlar, biz de öğrenelim! (AKİS - Buna rağmen takrir sahiplerinden ne bir ses, ne bir nefes çıkmıştır, Her tür- lü hesaplaşmaya hazır olduğumuzu ve herkesin ağzının payını verecek güçte ve güven duygusu, kalp huzuru içinde bulunduğumuzu üstadlara selamları- mızla hatırlatırız). Konuşmaların en güzellerinden bi- rini Suphi Baykam yaptı. Baykam da, AKİS/13