riç, hemen hiç kimse toplantıyı nazik bedenini zahmete sokacak kadar önem- li bulmamıştı. Görüşmelerde ilk salvo Sanayi Ba- kanı Fethi Çelikbaşla ilgili oldu. Ba- kanın gezilere çok seyrek çıkışı, Sa- nayi Bakanlığına bağlı iş yerlerinde CHP li işçilere yapılan haksızlıklar acı acı tenkid edildi ve örnekler veril- li. Meselâ Beykoz Deri ve Kundura Fabrikasına her partiden İşçi alındığı halde CHP liler ve özellikle DP ikti- darı devrinde işine son verilmiş olan- lar geri çevriliyor ve gerekçe olarak ta daha ewelki hizmetlerinde kötü si- cil almış oldukları ileri sürülüyordu. kayıtlı idareciler (tarafından tanzim edilmişti ve bu sebeble hüküm ifade etmemeleri gerekiyordu. Çelikbaştan sonra hemen bütün şimşekleri üzerine çeken ikinci Bakan Hıfzı Oğuz Bekata oldu. Delegelere gö- re İçişleri (o Bakanlığında veya idari teşkilâtta rüşvetsiz iş yaptırmak kabil değildi. Memurlar sert, haşindi. Köy- lüler jandarma dayağından usanma- lardı. Bu arada Doğu illerine mensup bir delege, bir kaymakamın bütün yol- suzlukları o delilleriyle ( birlikte tespit edildikten sonra durumun Bekataya bildirildiğini ve kaymakamın tecziye- si beklenirken Bakanın şikâyet mek- tubunu kaymakama gönderip "Sak, senin için ne diyorlar" dediğini anlat- tı ve "Bu ne biçim murakabe siste- midir? Bu Bakanlığın bir teftiş kuru- lu yok mudur? Anlıyamadık" diye ya- landı. Bayındırlık Bakanlığı ile ilgili me- seleler ise, İlyas Seçkini şikâyetten çok bir derde deva aranması mahiye- tinde oldu. Delegeler halkın plana iti- madı olduğunu belirttikten sonra an- cak ileriye matuf yatırım projelerinin yanı ura günün önemli meselelerinin de ele alınması ve bunların hiç değilse şimdilik bir hal çaresine bağlanması lüzümuna işaret ettiler. Karşı karşı- ya bulunulan en önemli meselenin köy yollan ve içme suları olduğunu söy- lediler. Seçkin toplantının son gününde yaptığı konuşmada bu konuya da te- mas ederek delegelerin dileklerini: " — Köy yolları meselesi (omüspet safhaya girmek üzeredir. Bu görev ha- zırlanmakta olan bir kanunla vilâyet- lerden alınarak Karayollarına verile- cektir. İçme suyu işi de ele alınmış- tır" sözleriyle cevaplandırdı. Görüşmelerin en sert ve en eğlen- celi tartışması o Çalışma Bakam Bü- lent Ecevit ile Zonguldak (delegeleri arasında geçti. YURTTA OLUP BİTENLER Zonguldaklı temsilciler İş ve İşçi Bulma Kurumunda rüşvet alındığın- dan şikâyet ettiler ve son İşçi yürüyü- şündeki dövizlerden birkaçını okuya- rak gerek sendikaların ve gerekse iş- çilerin. CHP ni ve dolayısiyle Bülent Eceviti tutmadıklarım, Toplu Sözleş- me, Grev ve Lokavt kanunlarının iş- çi kütleleri üzerinde (CHP lehine bir tesiri olmadığım söylediler. Ecevit ise delegelerin yanıldıklarını, zira bir ge- zi sırasında Zonguldak ve Ereğliye uğ- radığı zaman gerek kendisini karşıla- yan sendika yöneticilerinden ve gerek- se işçilerden edindiği intibaa göre Ka- nunun son derece müspet karşılandı- ğını bildirdi. - Fakat bütün bunlara rağmen seçim halet-i ruhiyesinin bam- başka olduğunu, bu sebeple bütün İş- çi kütleleri oyunu CHP ne verecektir veya vermeyecektir nı söyledi ve şu açıklamayı yaptı: "— Zonguldağa gittiğim sırada sendika yöneticileri (o beni karşılaya- rak bir misafirhaneye götürdüler. Bu arada bir işçi bana, sizi iyi bir partili olarak tanımıştık, fakat nasıl olup ta bu sefahat yuvasına geldiğinizi anlaya- madık diye bağırdı. Kendisine gerekli cevabı verdikten sonra kim olduğunu araştırdığımda koyu bir CHP li oldu- gunu öğrendim. Acaba bu işçinin beni herkesin içinde mahcup etmekte ne gibi bir menfaati olabilirdi? Eğer ha- kikaten benim iyiliğimi istiyor idiyse, niçin bu sözleri bana hususi bir ko- nuşmamızda söylememişti? Sonradan bu sözleri ona bir başkasının dikte et- miş olabileceğini düşündüm. Şimdi, size burada, delege olarak bulunan Ahmet Günerin sahibi oldu- gu gazetede kendi imzasıyla çıkmış bir yazı gösteriyorum. Bu yazıda CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ile ilgili olan satırlar baştanbaşa hakaret do- ludur. Öyle ki böyle bir yazı 10 yıllık DP iktidarı boyunca en müfrit DP or- ganı gazetelerde bile çıkmamıştır. Bir polemiğe meydan vermemek üzere ya- zıyı burada okumayacak, fakat gerekli disiplin kovuşturması yapılmak üzere Genel Sekreter Kemâl Satıra suna- cağım" dedi. 16 kişilik komisyonun O hazırladığı yönetmelikler de tasdik olunduktan sonra üyeler biraz olsun içlerini dök- müş olmanın verdiği ferahlıkla ara- larında tatlı sohbetler yaparak birkaç kişilik küçük gruplar halinde Bahçe- lievlerin artık muntazam hale gelmiş asfalt yollarına dağıldılar. AKİS 17