Bir küçük ders akınız, bir devrin Muhalefetini âklit etmek için, öküze özenen kur- bağaya dönen sevgili gazeteci ve po- litikacı arkadaşlarımız! Bizim bu iş- lerde, ihtisasımız o vardır; Biz, hiç bir yerde suistimale ve yolsuzluğa dayanamayız. Bir yerde bunun yapıl- dığını tesbit ettik mi onun üzerine yürürüz ve sorumlularını doğdukla- Bizim ele aldı- iflah olmadıkları doğrudur. Nitekim kimin ipliğini pa- zara çıkardıksa, o cezasını çekmiştir veya çekmektedir., Zira, bu devletin ve bu milletin parasını çalmaya, o- na "kazık atmak"a o hiç kimsenin hakkı yoktur. Ama, dinleyin, biz- hangi mesele- leri ele alırız: 1 — Biz, Basın işlerini tedvire me- mur bir Devlet Bakanının aynı za- manda bir de gazeteye sahip olma- sını ve bir eliyle dağıttıklarını öbür eliyle toplamasını doğru Bu gö kabul etmiştir. gazetesini devrettiğini, artık onuma bir alâkası kalmadığını açıklamıştır. Ama Bakanın gönlü, nimetten olma- ya elvermemiştir. Bir yandan bu a- Mükerrem Sarol çıklamayı yaparken o öteki taraftan da iki ortak bulup onlarla Beyoğlu Noterine gitmiş ve bir gizli m vele imzalamıştır. Bu mukaveleye gö- re, gazete üzerinde haklarını muha- faza etmiş ve gene Bakan olarak bir eliyle dağıttığım gazete sahibi ola- rak öbür eliyle toplamaya devam et- nu tesbit etmiş, gizli aka mış ve bana muvazaa isnat ediyor- lar diye mahkemeye başvurmuştur. Mahkemede, Beyoğlu Noterinden ta- lebimiz üzerine gelen muvazaa deli- li okununca Bakanın avukatının yü- zünü görmek gerekirdi. Mahkeme, bizi beraat ettirdi. Bu, Bakanın yol- suz hareketinin mahkümiyeti demek- i. Sonra? Sonrası acıdır. Ama o devir, D.P. devriydi. 2 — Biz, bir zıpçıktının devrin bir Kudretli Adamı ile anlaşarak dö- viz kuru farkından faydalanmak su- retiyle bedavaya gemiler sahibi ol- Ali İpar duğunu, hatta cebine üste para ka- çlığını tesbit etmişizdir. Araştırma bu gemiler o Türk b çekmiş bulunuyorlardı. tırmalarımız sonunda öğrenmişizdir ki döviz olarak tahsisi yapılan satın alma bedeli, gemilerin gerçek satın alma bedelinin çok üstündedir. Ni- z Komitesinde cereyan tıyı savunduğunu, tahsisi çıkardığını ortaya koymuşuzdur. Mesele, devir değişip te mahke- intikal ettiğinde (o görülmüş- tür ki gönlerin önüne serdiğimiz de- lillerin hepsi tarihine ve numarası- na varıncaya kadar doğrudur ve bir büyük yolsuzluk yapılmıştır. Nitekim sorumlular cezalarını görmüşlerdir. 3 — Bir krom satıcısının, duman satma taahhüdüyle devletin bir ban- kasını milyonlarca lira içeriye sok- tuğunu öğrenmisizdir. Bunda bit ye- niği aramış ve bulmuşuzdur. Bir çok kudret sahibinin işe bulaştığı inancı içinde meseleyi inceden inceye araş- tırmışızdır ve gerçekten üç Kudret- li Adamın ismini tesbit etmişizdir. Bunu, geçen devrin Muhalefeti Mec- lise getirmiştir. Kudretli m sele, ancak devir değiştiğinde ele a- lınmıştır. .ve ne bulunmuştur? Beşiktaş Noterinde tanzim edil- miş ve üç Kudretli Adamdan ikisi- ne yüzde 35 hisse veren iki gizli mu- kavele! Bir üçüncü hakkında ise, du- man satıcısının yaptığı açıklama ve aradaki mutavassıt avukatın ifşaatı görülmekte olan dosyanın içinde bu- lunmaktadır. Ya, bir devrin Muhalefetini taklit etmek için öküze özenen kurbağaya dönen sevgili gazeteci ve politikacı arkadaşlarımız! oOrtaya yolsuzluk, suistimal, nüfuz ticareti çıkar- ma oksa, "Canım, ye işi getirdim", "Canım, benim bil- diğim bir şey yok ama, ortada de- dikodular var" diye sen kendin orta- işte böyle, hem de it- ya çıktın mı. Samet Ağaoğlu ham ettiklerinin talebi üzerine Mec- lis Araştırması açılması kabul edilir ve sen apışıp kalırsın. Ama diyeceksiniz ki: Ne yapalım, bugün böyle işler çevirenler kudret sahipleri ve yakınları arasında yok, halbuki bizim bir şeyler yapmamız, Muhalefet rolünü geçen devirden öğ- rendiğimiz gibi yapmamız lâzım; o yüzden yerden çamur alıp atıyoruz. Kimin suratına yapışırsa.. Ah, iki haftaya kadar aynaya bak- tığınızda bir gülecek, bir güleceksi- niz ki ağlanacak halinize.. AKİS/11