tırnak denendi. aşırt (O yükleme"- Bu ise "sürşarj - halini odoğurdu- gundan mukavelede kabül edileli gücü sağlayabilmek için yapılan bu İşlem birçok teknik zorluklara yol aç- tı. oLâmbaların içinden birçok defa gerilim atlamaları oldu, bozulan lâm- baları firma odeğiştirmeği oyüklendi, bu yüzden kalabalık kabul heyeti er- tesi günlerde denemelere devam et- mek üzere birkaç defa Ankarayla Eti- mesut arasında "mekik dokumak" zo0- runda kaldı. Nihayet günün birinde denemeler başarıya ulaşabildi. e Böy- lece esas yayın servisini yeni posta üzerine aktararak eski postayı -yi ne mukavele hükümleri ogereğince- re- vizyona almak imkânı sağlandı. Geçici zaferler Şiyirdeki stüdyoların inşaatına da bu arada hız verilmişti, o stüdyo teçhizatının binanın kaba inşaatı he- nüz biten stüdyolarına yerleştirilip sistemin işler hâle getirilmesi 30 Mart 1963 gününe kadar sürdü. O gün Ankara Radyosundan yayınlanan gösterişli bir törenle - çeşitli mesaj- ların da yayınlanmasıyla - yeni rad- yo stüdyolarının hizmete girdiği ilân edildi, basına da özel haber bültenle- ri gönderilerek o yoldan da işin pro- pagandası ihmâl edilmedi. Oysa ki E- timesuttaki vericinin tamam olduğu da kabul edilse işin yine de beş yıl- dan fazla sürmüş olduğu ortada olan bir gerçekti. Mukaveleye göre yapıla- cak bütün işlerin tam teslimi sadece üç buçuk yılda bitirilecekti. e Aslında bu süre normalden biraz fazlaydı, gerçekken 1936 da ilk kez Ankara rad- yosunu taahhüt ettiğinde ayni Marco- ni firması çok daha kısa sürede işi yapıp teslim etmişti. Ancak bu defa işin daha karışık olduğunu, özellikle çalışmakta olan bir istasyonun ya- yınlarına tesir etmeden ve bu yayın- lan durdurmadan yapılacak olan bu işler için 15 yıllık ek bir süre kabul etmişlerdi Buna rağmen iş üç bucuk yılık normal sürede de bitmedi, dö- viz gecikmeleri de sayılmasa (firma- nın yine de bir yıl kadar - evet tam 300 iş günü- gecikmesi vardı. Zira mukavele anahtar teslimi esasına da- yanıyordu, yani mukaveleye dahil is- lerden belirli bir yüzdenin altında -Türkiyedeki teamüle ve mukaveleye göre bu oran yüzde beştir- olmayan eksikler yüzünden kabulün yapılma- sına imkân yoktur. Kesin kabül ya- pılmadıkça da arada yapılan teslim ve tesellüm işlemlerinin hukuki yön- den -mukaveleye göre - nihai hiç- bir mahiyeti ve önemi yoktur. Mese- lâ işin bir kısmı teslim edilmiş de ol- sa müteahhidin sebep olacağı gecik- melere "gecikme cezası" uygulanır. Bugünkü halde Marconi's Wireless Telegraph Compani'nin teknisyenleri elan Ankara Radyosunun stüdyola- rında çalışmaktadırlar. Yayınlar ye- ni stüdyolardan yapılmakta, eskiler yeni teçhizatla - mukavele gereğince - "modernize" edilmektedir. Öte yan- dan ayni mukavele gereğince müte- ahhit firmanın Basın-Yayma teslim etmesi şart olan yedek malzemenin teslim edilmemiş bulunması kesin ka- bulün yapılmasını önlemektedir. Bu duruma göre münferit ve geçici Zafer- ler sağlayan kumandanların duru- mundaki firma temsilcilerinin "dün- ya fatihi" pozuyla "şiddetli" tekzipler kaleme almalarına yer olmasa gerek- tir (Bak: AKİS, Bayı 477). Hem suçlu hem güçlü BP una- rağmen gördüklerini ve bildik- lerini objektif bir açıdan değerlendi- rerek yazmaktan başka ( birşey yap- ayan bu mecmuanın teknik servi- sini idare eden "iyimser mühendis" yeniden hayâl kırıklığına ouğradı. Çünkü yazısının oMarconi's Wireless Telegraph o Company'nin mühendisi tarafından -onun deyimiyle- "şid- detle" tekzip edildiğini gördü. Üstelik - birtek haklı nokta hariç - tekzip sa- dece bir hiddetin ifadesi olan "heze- yanlardan" ibaretti. O haklı noktanın da yukarıdaki açıklamanın ışığında büyük bir önemi yoktur. Gerçekten firmanın mühendisi E- timesuttaki vericinin, oeski postayla yenisinin paralel çalışması o suretiyle. mi kilovat güç verebildiğini iddia edi- ordu. oğruydu, ama yukarıda belirtildiği gibi sonuca bunun her- TEKNİK hangi bir etkisi yoktur. Çünkü firma- ma taahhüdünü hâlâ tamamlama- mış ve işin kesin kabulünü yaptırma- mış olduğu gerçeğini değiştirmemek- edir. Sonra Marconi'nin mühendisi tek- zibinde firmasının ihaleye tek başına girmediğini iddia ediyordu ki bu da yanlıştır. Çünkü aslında ihaleye teklif Fransız Thompson Houston yalnız verici (o teçhizatı için teklif verdiği ve işi stüdyolarla rad- o-link tesisleriyle komple olarak “anahtar teslimi" yapmağı teklif et- mediğinden ihaleye dahil edilmemiş- tir. Öte yandan son günlerde yapılan 24 saatlik deneme yayını sebebiyle ya- yınlanan anonslarda "yeni verici postamız" denildiğine göre bundan il- ham alarak ve "yeni eklendiği ilân edilen" şeklinde bir ibare kullanarak aynen sütünlarına. geçiren bir dergi- ye neden böyle "şiddetli" o tekzipler gönderildiğini ne okurlar ne de ya- zarlar hiçbir zaman anlayamadılar. Yine neden radyo-link tesislerinin "sık sık arıza yapan kabloyu yedek- lemek üzere" kurulduğunu yazan der- giye, durum aynen teyit edilmek su- retiyle "Tekzip" başlığı altında yazı- lar yollandığı da anlaşılamayan bir başka nokta Olarak kaldı. İyimser mühendisin en samimi dileği radyo- linkin kabloda bir arıza olduğu onda "yedeklik" görevini derhâl ve tam ola- rak başarmasıdır. Yine derginin bu konudaki görü- şü teknik meselelerde herşeyin ortada ve açık olduğu, gerekirse ve meraklı" kişiler önünde edilerek gerçeğin (oaydınlatılmasının daima mümkün bulunduğudur. Böyle bir aydınlatma takdirde - mahkeme yoluyla tekzip gönderme- ge lüzum kalmaksızın- derginin ger- çekleri halk oyuna (o açıklayacağında da kimsenin süphesi bulunmamalıdır. Hangi amaçla yapıldığı ve neyi tekzip etmek istediği bile iyice anla- şılamayan o"tekzibin" son yıllarda arka arkaya yapılan çeşitli ihaleler- de başarı sağlayamayan bir firmanın mühendisinden “gelmesi özellikle dik- Vaktiyle rakipsiz yeni ihalelerde, metodu ortadan verememiş olması herhalde böyle sinirlenmelerin sebebi olsa gerektir. Ama ne yazık ki öfke ile kalkanın daima ziyanla otur- duğu da bir gerçektir. AKİS/21