Geride bıraktığımız o yılın ortala- rında radyo yeni bir program devresi- ne girerken bir yönetmeliğin tertip- lendiği, haberlerin radyo tarafından en iyi şekilde hazırlanacağı, eleman yetiştirileceği, yeni bir kararnamenin kaleme alınacağı açıklanmıştı. Bütün bu teşebbüsler, yine radyoculukla il- gisi olmayan meselelerle (o uğraşıldığı için çok kısa zamanda sabun köpüğü gibi sönmüş ve bir zamanlar Ankara Radyosunun iftihar ettiği arı dildeki öncülüğü bile ilgisizlikten ötürü kay- bolmuştur. Yine geçen yıl içinde rad- yo birbiri (arkasına affedilme- yecek hatalar yapmıştı. Bu hataların küçükleri de bu yaz içinde günde iki üç tane olmak üzere kendilerini dai- mi surette göstermeye devam etmek- tedir." Bütün hatalara mazeret olarak da maaşların, eleman sayısının yeter- sizliği, mevzuatın eskiliği, tahsisat ve tesisat sıkması gösterilmiştir. Bütün bunlar elbetteki kuvwvetli sebeplerdir. Fakat radyonun bir türlü düzene gi- rememesini, program yapamamasını ve her gün çeşitli hatalara yol açma- sını bu sebeplerle mi kapamak gere- kir? Acaba küçük hesaplardan, kils- lere girmekten, oOadam kayırmaktan vaz geçilse bugün Ankara Radyosun- dakl ekip daha iyi vazife yapamaz mı? Bu sorunun cevabı elbette müsbettir. Fakat bu müsbet cevabı gerçekleştir- mek için talihsiz Ankara Radyosunun daha çok şeyler (öğreneceği anlaşıl- maktadır. Umulan ve bulanan Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki Radyoların durumu hiç de mem- nuniyet verici değildir. Üstelik Basın Yayın teşkilâtının basında da enerji dolu bir Bakan bulunmaktadır. Ama Ardıçoğlunun iyi niyetinin işleri dü- zeltmeğe kâfi gelmeyeceği muhakkak- tır. RADYO Yapılacak olan şudur: (o Evvela Radyo Dairesinin başına Divan Ede- biyatı meraklısı bir zat değil, radyo- dan anlar bir adam getirilmelidir. Radyoculuk artık bir ihtisas koludur ve idare-i maslahat siyaseti ile mo- dern radyo idare edilemez. Sonra Rad- yo programlan bir düzene sokulmalı bunun için de radyo içinde sıkı bir revizyona geçilmelidir o Eleman var- ken onları bir takım küçük hesaplar- la harcamanın adına iyi idare denil- mesi devri çoktan geçmiştir. Bu sütünlarda bu konuda çok söz edilmiş fakat sadre şifa bir tedbir gö- rülememiştir. Aksine Ticaret Bakanı- nın adım yanlış okuyan spiker, program ları zevksiz sunan programcı ve işler rl bir türlü bilmeyen idareci saltana- tı alabildiğine at koşturmaktadır. Koruğun beklemekle helva oldu- ğu görülmemiştir. AKİS/27