TE KN | Radyo İyimser mühendisin rüyası yp altı yıl kadar önce 1957 yılı sonlarında, soğuk ve çisentili bir İn- giltere sabahında Londradan kuzey- doğu istikametine giden trenlerden bi- rinde genç bir Türk mühendisi Chel- msford kasabasına doğru hızla yol alı- yordu. Genç adam İngilteredeki tanın- mış firmalardan birinde bir süreden- beri staj yapıyor, o gün ise Marconis Wireless Telegraph Company'nin Chel- msford'daki fabrikasını gezmeğe gidi- yordu. Türk mühendisine, Marconi fabri- kalarında yapılmakta olan radar ci- hazlarını, gemi elektronik teçhizatını, dünyanın birçok bölgelerinden gelen çeşitli siparişlere göre imâl edilmekte olan radyo vericilerini gösterdiler. Bu arada, o sıralarda mukavelesi imzalan- mış bulunan, Ankara uzun dalga rad- yosunun tevsiatına ait projelerin ha- zırlandığı, hattâ vericiye ait bazı pa- noların imâline başlandığı da gösteril- di. Uzun zamandanberi memleketin- den uzakta yaşamakta olan genç mü- hendis bundan bilhassa (duygulandı, akşam Londraya dönerken gözlerinin önünden yurduna ait hatıralar bir şe- rit halinde geçit resmi yapıyordu. Bu olaydan üç buçuk yıl geçti, ayni mühendis birgün Ankara Radyoevinin önünden geçerken İngilteredeki hatı- ralarını andı, kendi kendine, "herhal- de artık işler tamamdır" diyordu. Ger- çekten işin mukavelesine göre böyle olması gerekirdi, ama iyimser mühen- disin hayalleri gerçekleşmemişti. Üs- telik o tarihten sonra daha birkaç yıl da gerçekleşmedi. Genç adam bu du- rumu öğrendiğinde büyük bir hayâl kı- rıklığına uğradı. Aslında iyimser mühendisin hayâl kırıklığına uğraması işlerin sürünce- mede kalması yüzündendi. Yoksa Mar- coni gibi bir firmanın eninde sonunda işin teknik (o güçlüklerinin omutlaka hakkından geleceğine, istasyonu taler hâlde teslim edeceğine hiç kimsenin şüphesi yoktu. Ancak türlü sebepler bahis konusu gecikmeleri doğurmuş- tu. Bunların hasında firmayla o za- manki Basın-Yayın ve Turizm Bakan- lığınca da onaylandığı hâlde -o de- virdeki malüm döviz sıkıntıları sebe- biyle- bir türlü akreditifin açtırılma- ması gelmektedir. Çuvala sığdırılamayan mızrak pHrnekadar bu yüzden bir yıllık bir gecikme olduysa da bunun mütcah- AKİS/20 K hide yükletilemeyeceği açıktır. Bu sü- rede Marconi firmasının yapabileceği şey mukaveleyi feshetmekti. Ama fir- ma, kendince ban hesaplar yapmış olmalı ki bu yola gitmedi ve anlaşma hükümlerini aynen muteber saydı. Mukavele bozulmadıkça firmanın, Ba- sın-Yayın Bakanlığının veya Maliye- nin gerekli dövizi transfer etmemesi- ni bahane ederek bazı şartlan kendi lehine "ayarlaması" yerinde sayıla- mazdı. Gerçekten en basit hukuk il- kelerine göre düşünülse dahi bir mu- kavele ya vardır ya da yoktur. Muka- vele hükümlerinden herhangi bir şe- kilde taviz veren taraf bu tutumunun neticelerine de katlanmalıdır. postaya eklenecek olan 120 kilovat gü- cündeki yeni postanın kabüle hazır ol- duğu bildirildi. Aslında bu, hiçbir şekilde firmanın taahhüt ettiği işleri tamamladığı an- lamına gelmezdi; çünkü yapılacak iş- ler hayli güç ve çeşitliydi (Bak : AKİS, Sayı 472); olsa olsa bu, işin birinci -ve ondan sonrakilere oranla daha a bölümünün atlatıldığı demek- İşte 4 Nisan 1961 günü - serin ve il bir İlkbahar günüydü - Etimesut- ta Radyo Müdürü Nusret Altuğ baş- kanlığında üç yüksek mühendisin ve ilgili teknisyenlerin (huzuruyla yapı- lan denemeler bu amaçla ele alınmış- tu. Ancak denemeler boyunca aksilik- ler sürüp gitti; firma anlaşma gere- ğince 120 kilovat gücünde yepyeni bir uzun dalga postasını tesis ederek et- ki Ankara Radyosuyla paralel ve be- Ankara Kasabın derdi et, Firma böylece "ne şişi ne de kebabı yakmamak" politikasından giderek iş- leri ağır ağır yürütmekte devam etti. Bu durum İnkılâp sabahına kadar sür- dü. O sabah radyoyu işgâl eden silâh- lı kuvvetler, ilk iş olarak Radyo Mü- dürlüğüne elektronik işlerinde tecrübed, kolay kül yutmaz birini - Nusret Al- tuğu - getirdiler. Basın - Yayının Tek- nik İşler Amirliğine de bir denizci mü- hendis - Cavit Aslan- getirilmişi. Bundan sonra Ankara Radyosunun tevsi at işlerinde bariz bir hızlanma gö- rüldü. Nihayet İnkılâptan on ay kadar sonra firmanın mühendisi tarafından Basın - Yayına, oEtimesuttaki verici Radyosanda, ek inşaat inşaaiçınınki ne? raberce çalıştırmayı otaahhüt ittiği hâlde sonradan antene çıkacak rad- yo dalgalarını besleyen güç amplifi- katörüne bu gücü sağlayacak şekilde uygun bir lâmba bulup uydurama- mıştı. | Modern radyo vericilerindi güç standartları 50, 100 ve 160 kilo- vat olduğu hâlde eski Ankara rad- yosu sadece 120 kilovat olduğundan büyük güçte lâmba kullanmak eko- nomik bakımdan uygun olmuyor, kü- çük takatte - iki tane 50 kilovatlık- lâmba kullanmak ise 120 kilovatı sağ- layamıyordu. Bu yüzden İki tane 50 kilovattık olâmbayı anot gerilimi- ni yükseltmek suretiyle (o çalış -