SOSYAL HAYAT. saklar da koymuştur: Üzerinde a- rap yazısı bulunan el işleri, Dernek kapısından içeriye giremez-. Birçok ticaret omüesesesi, yabancılara en çirkin, taklitçi ve gerici zevk misa- katle seçmektedir. Gerçek Aydın. ndan bir süre önce memleketimizi ziyarete gelen Hür Berlin Üniversi- tesi Otto Suhl Siyasi filmler Enstitüsü Direktörü Prof. Von Der Gab lentz, Siyasal Bilgiler Fakültesinde, "Aydının Toplumdaki Rolü" konulu seminerde, aydının rolünü anlatırken, özellikle onun nitelikleri üzerinde durmuştu. Aydının toplum ve demokrasilerdeki rolünü dalma tekrar eder duru- ruz. Fakat ben öyle zannediyorum ki. Prof. Gablentz'in tarifine uyan ay» din, bizim memleketimizde, zannettiğimizden çok azdır ve belki de de- mokratik sistemin işlemesinde karşılaştığımız güçlükler, bir "aydın buh- ranlından ileri gelmektedir. Sayın Profesöre göre aydın, muhakkak surette tahsilli, bilgin kişi de- mek değildir. Her okumuş insana "aydın" denilemez. Bazan okur-yazar olmıyan bir kimse de bu sıfata hak kazanır. Öyle bilgin kimseler vardır ki, bunlar kendi sahalarında kapalı kalmışlardır, başka hiçbir şeyden 1s - lamazlar. Bunun yanında, politikaya alet olan, çıkarlarını herşeyin üstün- de tutan ve aydın gibi hareket etmiyen tahsilliler de çoktur. Ayılın ten- kit eder, hak ve hukuku gerçekleştirmek için çalışır. Aydın, sözleri ve ha- reketleriyle, tutumu ve davranışıyla toplumu etkiler. Ancak, bu konuda en çok etkili olanlar, tenkit etme imkânına sahip, hür ilini adamları ve kalem sahipleridir. Onlar da, bu görevlerini yapabilmek için şu üç esaslı noktayı gözetmek zorundadırlar: Birincisi, kriterler kurmak ve bunların nasıl uygulanacağım göstermek. İkincisi, tahakkuk safhasını hazırlamak. Üçüncüsü, halkı sorumluluğa götürmek... Bu Uç noktayı tenkit ödevleriy- le beraber yürütemiyen aydınlar, faydalı olamazlar. Sadece tenkitçi ola- rak kalırlar. Kriterler kurulmazsa, aydınlar tek taraflı görüşlere mah- küm olurlar. Mesela, yalnız eğitimi ele alır, bütün meseleleri bu açıdan görürler. Halbuki kriterler tespit edilirken, bir toplumdaki olaylar, ta- kanlar, çevre hep beraber düşünülmelidir. Tenkitçiler Tarih ve Sosyoloji bilmelidirler. Aydınlar, politika adamları kadar halkı da aydnlatmak Z7o- rundadırlar. Ancak, bu aydınlatma yarım değil, tam olmalıdır. Prof. Gablentz'in teype alınan konuşmasının tercüme edilerek yayın- lanmasını ve bunu bütün aydınlarımızına, kalem sahiplerinin, ilim adamla- rının, masa başından rahatça memleket idare edenlerin okumasını dile- rim. Prof. Gablentz, türk toplumunu ele alarak değil, sırf bili yolundan konuşta. Ama, söylediği her cümle sanki bizim için söylenmişti. Elbette ki demokrasi, okur-yazar oranıyla ilgilidir. Fakat öyle zanne- diyorum ki, bu memleketteki okur-yazarlar gerçekten ola- rak yetişmiş olsalardı, birçok meselemizi çoktan halletmiş olurduk. Mem- leket meselelerini geniş açıdan, toplu halde girebilen ve bunu anlatabilen gerçek aydınlara ihtiyacımız var, 27 -Mayıs devriminin ortaya çıkardığı en büyük gerçek, bence budur. Aydınlar, topluma, aradığı yönü verememiş, onu 22 Şubat. 21 Mayıs gibi çıkmazlara, olumsuz ve k sır tenkitlere, ka- ramsarlığa sö emişlerdir. Bu son olayların dersinden acaba faydala- nabilecek m iy AKİS/32 li uydurma türk eşyaları takdim e- derlerken, Türk El Sanatlarını Tanıt- ma Derneği, teşhir edeceği malı dik- Kırşehirden, Antepten.. Yarın keşfi, kahverengi odamarlı, yeşil (o Kırşehir taşıdır. Bu taş- la işlenmiş olan çok nefis bir şekerlik 70 liraya, güzel bir va- zo 65 liraya ve ufak parçalar 25'er oliraya o satılmaktadır. Fa- kat bunlara, görünüş itibariyle, paha biçmek çok güçtür. Kütahya çimle- rinin en nefisinden yapılmış olan -ni- haleler 82 liradır. Türk El Sanatlarını Tanıtma Derneğinin bu mevsim, özellikle ü- zerinde durduğu şey, çok küçük ve ucuz biblo hediyeliklerdir. . Duvara takılan nazarlıklar, küçük o vazolar, minyatür utlar, adamlar vesaire, Ankaralılara, aradıktan zarif, (Okü- edecektir. tadır. Nazarlıkların yeni çeşitleri, ö- zellikle ilgi çekmektedir. En ağır hediyelikler gene Ante- bin gümüş kolyeleridir. Üyeler, eski kolyeleri aynen taklit ettirmiş, bazı meşhur altın kolyeleri ogümüşten yaptırmışlar. Kolyelerin ayrı ayrı i- simleri var: Toplu saçaklı, Telli-Ka- vak, Fatmanın eli, Dantel-kolye en namlılarıdır. Anadolu işçisine kaliteli bir iş sahası açan Dernek, Ankaralı ve is- tanbullu birçok kadın ve genç kıza da el sanatlarında çalışma, el sanat- larına yenilik getirme imkanını ver- miştir. "Yıldız" imzasını o taşıyan "Kar tanesi" isimli" çok şık ogümüş iğneler- ve "Güngör" imzasını taşı- yan Hitit vazoları Ankara ve İstan- bulda yapılmıştır. Çocuk Sevenler Derneği Kongresini yaparak yeni bir çalış- ma programı hazırlıyan Çocuk Sevenler Derneği, bu yıl da, geçen y Harda olduğu gibi, yaz tatili yap- mıyacaktır. Çocuk Sevenler Derneği, devletin kurmuş olduğu (oçocuk yu- valarında, Oo yetiştirme Oo yurtlarında çocuklara ilgi göstermekte ve birçok sahalarda devlete yardımcı olmakla- dır. İsviçre Büyük Elçisinin eşi Re- nee Keller'in geçen hafta İ Büyük Elçiliğinde Derneği yararına (o verdiği çay çok başarılı olmuş ve oODerneğe büyük bir gelir sağlamıştır Madam Renee Keller çay için yalnız evini açmakla katmamış, ayni samanda bütün ha- zırlıkları bizzat yapmış ve misafir- lerini ağırlamıştır. Kendisi tam bir çocuk dostudur.