YURTTA OLUP BİTENLER Türk Silâhlı Kuvvetleri hakkında çı- karılan ve A.P. li hırs erbabını sar- hoş eden balonların önünü, almış ol- duğundan tepki pek şiddetli (oldu. Muğlanın seçim ortamında birinci derecede yeri olan Fethiye ilçesi, ken- di milletvekilleri Cevdet Oskayı daha bir ay evvel, dinlemişti. Oskay Mec- lisin tatili sırasında Fethiyede mese- leleri gerçek yönüyle ortaya koymuş ve seçmenlerine bir kere daha se- çilme isteğinde olmadığını söylemiş- ti. Olaylar Oskayın o söylediklerinin tıpatıp aynı çıkınca, Fethiyeliler sevdikleri milletvekiline telgraf çe- kerek hareketini tasvip ettiklerini ve kendisiyle beraber olduklarını belirt- tiler. İşte bundan sonra, telgraf yarı- şı başladı. Vatan Cephesinin eşsiz- kahramanlarından Bilgiç işin kola- yını eski bildiklerinin tatbikinde bul- du. Yanındaki gençler de bunu pek beğendiler. Tayinli İlçe ve İl İdare Kurullarına derhal 12'lerin istifasıy- la ilgili telgraflar çekilmesi emredil- di. Eh, tedbirin faydası da büyük oldu. Gelen telgraflar deste deste Gümüşpalaya götürüldü. Gümüşpala hepsini teker teker. okuyup keyiflen- di ve Bilgici hareketlerinde serbest bıraktı. Devekuşları.. Bisic Genişi İdare Kurulunu acele topladı. Meclisin, ikinci (okatında yapılan toplantıda evvelâ sert" bir tebliğ yayınlanması zaruri görüldü. Tebliğ Bilgiç - Gökhan - Bilgin üç- lüsü tarafından meharetle kaleme a- lındı ve yayınlandı. A.P. li. idareciler bu tebliğlerinde 12 A.P. li politikacıyı ağır şekilde it- ham ettiler. A.P. nin politikasında 12'lerin dediği gibi memlekete iha- neti filân yoktu. A.P. kârınca kara- rınca Anayasa düzenini osavunuyor, elinden geleni yapıyor, Milli Hâkimi- yet prensiplerinden zerre kadar ta- viz vermeden bildiği yolda yürüyor- du! Eğer bunun aksini söyleyen var- sa, iftiralarını ispat etmeliydi. Aksi takdirde bu kişiler yalancı ve müfte- riden ibaret sayılacaktı. 12 A.P. li üzerinde tebliğin tesiri olmadığı söylenirse mübalâğa edilmiş olur. Hemen o gün Samsun Senatörü Celâlettin Bulak kendisiyle konuşan- lara A.P. ye bütün kalbiyle bağlı ol- duğunu, bu bağın okopamıyacağını, sadece A.P. yi yönetenlerin fela ket menfaatlerine aykırı hareket et- tiklerini belirtti. Öyle A.P. den isti- fa filân ettiklerine dair bildirilerinde kesin bir nokta olmadını ifadeden de çekinmedi. Gerçekten de müsta- AKİS/16 Muallâ Akarca Bir o yandan, bir bu yandan.. filer, A.P. teşkilâtıyla bağlarını mu- hafaza ettiklerini söylemişlerdi. İşin bundan sonrası, o gerçekten her zamanki gibi büyücek bir vodvil manzarası arzetti. A.P. li yöneticiler teker teker baskıya başladılar, İsti- fa ettikleri söylenilenlerin kendileri- ne kesin bir cevap vermelerini iste- diler. İlk kurban Bahri Cömert oldu. Cömert bildiriden imzasını geri aldı- ğını söyledi. Bilgiç ve ekibi bu olayı iyi kul- lanmak için bir araya geldiler. Cihat Bilgehan ve Halil Nail,,, Erdem der- hal kulise yollandı ve herşeye rağ- men bildiriye imza atanların geri gelebileceği, ama yine de haklarında takibat yapılacağı belirtildi. Baskının karşılığı 12'lerin bildiri- si oldu. Bu defa işi ele Cavit Oral al- dı. Zira haftanın başından ortasına kadar geçen günler içinde ciddi te- maslar yapılmıştı. Zonguldak millet- vekilleri, (o teşkilâtlarından aldıkları haberler üzerine (o 12'lere katılmayı düşünüyorlardı. Sadece Sadık Tekin Müftüoğlu ciddi surette ayak diredi. Genç milletvekili, arkadaşlarına bir parça daha beklemeyi tavsiye etti. Biraz daha beklenir, durumun ne o- lacağı, duruşmalar sonunda işin ne veçheye varacağı anlaşılırsa şişin ve kebabın yanmaması temin edilebilir- di. Öte yandan bazı milletvekilleri- nin Y.T.P. ye kur yapma azmi arttı. Ancak bir nokta son derece dikkate değerdir. A.P. li milletvekillerinden bu düşüncede olanların hemen hepsi Y.T.P. nin kuvwvetli olduğu Doğu il- lerinden gelen perakende milletvekil- leridir. Düşüncesini fiiliyata odöken ilk milletvekili Diyarbakırdan A.P. adına piyango misali gelen Alp Do- gan Şen -Şenin listeye girişinin hi- kâyesi dillere destandır. Bu genç mil- letvekili A.P. Genel Merkezinde lis- te tanziminde ismini en sondan en başa kendi kendine çıkarmıştır- ol- du. Doğan, Burhan ve Orhan Apaydın kardeşlerle temasa geçti. Burhan A- paydın kendisini Alicanla konuştur- maya söz verdi, hattâ Alicana bu ko- nuda bilgi bile sundu. Ancak Apay- dın bir gece Şeni evinde boşuna bek- ledi. Haftanın ortasında Şen trans- fer fikrinden vazgeçmiş, bu defa A. P. Genel İdare Kurulu üyelerine ya- kınlık peyda etmişti! Sandalye edebiyatı Bütün bunlar duyulduktan sonra O- ral geriye dönüşün haklarında son derece kötü bir puan olacağını hesapladığından arkadaşlarıyla (o gö- rüştü ve haftanın ortasında Çarşam- ba günü bir bildiri kaleme aldı. Buna rağmen iki daktilo sahifesi boyundaki bildiri birincisinden fazla farklı değildi. Yapılan, sandalye ede- biyatıydı. İdarecilerin sandalyelerini bırakmadıkları ve bütün hikâyenin bundan doğduğu söyleniyordu. Bu hafta perde, gene Bilgiçin le- hine kapandı. 12'lerin istifa kokusu Olan ayrılışlarından Bilgiç kadar Gü- müşpala da memnun oldu. Oldu ama nasıl ve niçin memnun olduğunu ken- disi dahil, hiç kimse onlıyamadı. Gerçek şudur ki A.P. de kopan fırtına bir ciddi tutumun eseri ol- maktan ziyade bir opportünizmin ne- ticesidir. Yoksa, A.P. deki elmalarla armutlar birbirlerinden ayrılmış de- ğillerdir. A.P. bu iki cins meyvanın hâlâ bir arada, karışık bulunduğu bir sepet manzarası arzetmektedir. Bu- nun sebebi, tıpkı 1960 D.P. sinde ol- duğu gibi çok kimsenin o cesaretini toplayıp hem kendi, hem memleket menfaatini görememesi ve küçük he- saplarla vakit geçirmesinden ibaret- tir. Halbuki Meclis içinde bir müsta- kil grup kurulabildiği takdirde mem- leketin siyaset hayatı önümüzdeki ilk seçimler sırasında bambaşka manza- ra gösterecektir ve C.H.P. nin karşı- sında D.P. olmayan bir yeni parti kurularak A.P. yi aşırı uçta bıraka- cak, bu Y.T.P. nin süngüsünü dü- şürecek, Demokrasi bir dört yıl kaza- nacaktır. Bunu, C.H.P. nin kazancı sayanlar yok değildir. Ama memle- ketin realitesi şudur: C.H.P. nin ka- zanacağı dört sene, Türkiyede De- mokrasinin kazanacağı kırk sene de- mektir.