yılında servise girecektir. Bunlar- dan başka, önemli tesis olarak An- kara . İstanbul yolunan ellinci kilo- metresindeki dar boğazda kurulacak Kurt boğazı barajı sayılabilir. Bu sa- yede yılda 25 ilâ 35 milyon metre- küb kadar suyun 50 kilometrelik bir galeriyle şehre getirilmesi düşünül- mektedir. 1,5 metre çapındaki bu ga- lerinin maliyeti 33 milyon ve baraj- la birlikte toplamı ise 80 milyon lira civarındadır. Özetle, 200 milyonun üstünde bir maliyeti olan bu tesisler yılda top- lam olarak 50-60 milyon metreküb kadar su sağlayacağından, omevcu- dun eklenmesiyle 90-100 milyon met- reküb edecektir ki, yukarda açıklan- dığı gibi, bu da şehrin ihtiyaçlarını 1970'e kadar karşılayabilecektir. An- cak, 1970'ten sonra yeniden çareler aramak gerekecektir. Bu ise büyük çapta sulardan faydalanılmasını o ve devâsâ projelere gidilmesini gerek- tirmektedir. Meselâ, Sakaryadan Ankaraya su getirme projesine (o 350 Kesikköprü Ayrıca, bu projeler inşa işletme (bakımlarından güçlükler göstermektedir. Yarım yamalak tedbirler Bu arada, geçen hafta gazetelerle dergilerin idarehanelerine gönde- rilen bir çağrı ilgiyi çekti. (Çağrıya katılan gazeteciler, Ankaranın o So- gukkuyu semtinde Belediye oSular- İdaresine gittiklerinde, devletçiliğin yanlış uygulanmasının açık örnekle- rinden birine tanık oldular. Gerçek- ten, çağrı bir tesisin açılışıyla | ilgi- liydi. "Tesis" ise, Ankaranın şehir suyu ihtiyaçlarında kullanılacak di- kişli çelik boruları yapacak bir ma- kineden ibaretti. biraz olsun anlayanlar, ru fabrikatörlüğüne mi heveslendi?" diye bıyık altından gülmekten ken- dilerini alamadılar... boru dö- vizden ibaret bulunan milyonlarca li- ralık yatırımdan daha çok bu ma- kinenin tam ve ekonomik bir şekil- de işletilmesi önemliydi. Makinenin tam işletildiği ve yapılan boruların ihtiyaçları karşıladığı -bir an- düşü- nülse bile. bu işin neden özel teşeb- büse bırakılmayarak, "ille de ben yapacağım!" zihniyetiyle yürüdü- günü anlayabilmek imkânsızdır. Oy- sa ki, bu işi özel teşebbüse yaptırt- mak daha ucuza ve daha yerinde o- lacaktı. Çünkü, eğer bu makinenin yapacağı borulara devamlı bir ihti- yaç var idiyse, zaten bu işi görebile- cek birçok teşebbüs sahibinin serma- ye yatırıma yapması işten bile değil- dir. Hiçbir müteşebbis böyle "kârlı" bir işi elden kaçırmak istemez. Yok eğer, makine arada sırada çalıştırı- lp, yılın 150-200 günü yatacaksa. o takdirde de Sular İdaresinin bu ka- dar büyük ve tamamı döviz olan bir yatırım yapmağa neden lüzum gör- düğü sorulmalıdır. o Özetlenirse, ne tarafından bakılırsa bakılsın, bu kadar oObüyük borçlar (içersinde kullanan, çok daha lüzumlu ve yerinde işler için sarf edecek milyonlara ihtiyacı bulunan Ankara Belediyesinin böyle "âtıl yatırımlar" a girişmesini yürekten onaylamağa, hele alkışlamağa imkân yoktur. Sonra, kalite yönünden, imâl edi- lecek borular spiral şeklinde ve e- lektrik kaynağıyla dikişli (oldukları için, dayanıklılığın yekpare çelik veya savurma çelik döküm bo- rularla asla ma da aşikârdır. o Maamafih, önümüzdeki aylarda ve daha sonralâf kullanmak suretiyle yapılacak fiili tecrübelerin, gerçeği bütün açıklığıyla gösterece- ginden şüphe yoktur. Bekleyen derviş A6 töreninde -tesis, en yaşlı ti- ye sıfatıyla (ODiyanet İşleri Baş- kanı tarafından hayır duasıyia açıl- dı- bir konuşma yapan Vali Enver Kuray, şehrin su ihtiyaçlarını karşı- lamak için en uygun çarenin müm- kün olduğu kadar çok sayıda kuyu açmak ve pompalarla suyu toprağın yüzüne çıkarmak olduğundan o bah- setti. Bu yargının doğru olmadığı, bugüne kadar açılan ve açılacak o- lan kuyuların olsa olsa Ankara şeh- ri için yukarıda açıklanan esaslı ted- birler mevyalarını verinceye kadar a- radaki "güç devre"yi atlatabilmeye yarayacak "iğreti tedbirler"den iba- ret olduğunu belirtmek gerektir. Ku- yulardan su çeken pompaların elek- trikle çalıştığı, elektriğin (o herhangi bir sebeple kesilivermesi halindeyse şehrin bütün hizmetlerini aksatacak şekilde suların da kesiliverdiği, ge- çenlerde Akköprüdeki (o transforma- törün yanması olayı sırasında açıkça anlaşılmamış mıdır? Üstelik, yeraltı suyundan fayda- lanan bu kuyuların, bilhassa kurak geçen yaz aylarında dere yatakların- daki akışın azalmasıyla yeraltı suyu düzecinin de düşmesi sebebiyle, işe yaramaz dununa düştüğü bilinmek- ŞEHİRCİLİK tedir. Ankaranın özellikle Kavaklı- dere ve Küçükesat semtlerinde otu- ranlar, yapılmakta olan y me hatına rağmen, işin esasından çö- zümlenmesi için ancak 1964-65 yıl- larının gelip, "Çubuk II" ve Kayaş barajlarının tamamlanmasını bekle- menin daha "basiretli" olacağı ka- nısıyla "kanaatkârane" beklemeyi doğru bulmaktadırlar. AKİS/21