ŞEHİR Sular Kerbelâya dönen Başkent Beline önlüğünü takmış, akşamdan kalan bulaşıkları yıkamakta o- lan ev kadını, musluğu açınca bir hı- rıltı duydu: bermutâd, su akmıyor- du. Sileri yağa bulaşmış, ne yapaca- &ım bilmez bir hâlde kalan kadınca- gız. adamakıllı sinirlenmişti: kadar yağmur yağdı, yi- ne din) para etmedi. Çamurlu akan su- ya bile razıydık, o da kesildi" diye söylendi. Bu, Ankaranın birçok semtlerin- de hergün karşılaşılan olaylardan- CİLİ K kârdır. Bu zihniyete bir de, "görül- memiş imar hamlesi" yüzünden ka- salarının dibine dan ekilmiş Ankara Belediyesinin içinde bulunduğu mali güçlükler katılırsa, başkentin en ö- nemli dâvalarından bitişi olan su iyi- nin on yıl sonra bile neden böyle çık- mazın içine düştüğü kolayca anlaşı- lır. Ankaranın su derdi, Cumhuriye- tin ilk yıllarında rasyonel bir şekilde ele alınmış ve ilk adımda Çubuk ça- yı üzerindeki barajın ve bir su süz- gecinin oinşası (o gerçekleştirilmişti. Böylece, yılda 10 milyon metreküb suyun süzgeçten geçirildikten sonra Ankarada çeşme başında çocuklar Kerbelâ sakinleri dır. Aslında bunun böyle olacağını önceden söylemek için biç de öyle keramet sahibi olmağa lüzum yok- tur. Ankaranın 1960 yıllarında Ker- belâya döneceğini tâ 1950'de söyleye- bilmek kesin olarak kabildi. Bu işle- ri yönetenlerin, kehânette bulunmak- sızın, sadece hesap kitap yaparak, durumu görebilmeleri ve zamanında tedbirlerini almaları gerekirdi, Ama, plânsız yatırımların en iyi kalkınma olduğunu savunan, başı sıkışın- “işte plân" diyerek yapılan işle- rin proje dosyalarını göstermeğe kal- kışan bir zihniyetin böyle on yıllık geleceği hesaba katarak hareket et- mesinin mümkün olamıyacağı aşi- AKİS/20 şehre verilebilmesi (sağlanmıştı. O tarihlerde, ileri ülkelerdeki şehirler- de şahıs başına günde 300-400 litre olarak hesaplanan su miktarına he- men hemen ulaşılmış bulunmaktay- dı. Nitekim, barajın servise girdiği 1936 yılından sonra uzun yıllar ihti- yaçlar karşılanmış, hattâ bazı ilâve- lerle 1953 yılma kadar şehirde su ba- kımından esaslı bir sıkıntı görülme- miştir. Nihayet "bıçak kemiğe dayanıp" da, şehirde, yaz ortasında, bilhassa bazı semtlerde bir damla su bulun- maz hâle gelince çare düşünülmeğe başlandı Ama en kestirme çarenin bile yüz milyonların kapısı olduğu, hele, hemen işe başlansa bile, nor- mal şartlarda en azından üç-dört yıl sıkıntının o önlenemiyeceği çok geç olarak görüldü. Bu arada, halk oyu- nu yatıştırabilmek amacıyla, Sakar- yadan şehre su getirmek için bir iha- le yapılacağı gazetelerde ilan o edil- diyse de, bu bir gösterişten o öteye gidemedi. Çünkü elde, bu projenin boru ve pompa ihtiyaçlarını karşıla- yacak döviz bile yoktu! Geriden gelen istim gonunda -taşkın önleme konusun- da olduğu gibi- Bayındırlık oBa- kanlığı işe el koydu. Aylarca süren çalışmalardan sonra DSİ tarafından Ankaranın XXI. yüzyıldaki ihtiyaç- larım dahi hesaplayan ve bunları ka- demeli bir şekilde karşılamayı hedef tutan geniş çapta bir su etüdü yapıl- dı. Buna göre, hızla artan nüfus ve ihtiyaçlar sebebiyle 1960 yılında 70, 1970'de 110 milyon ve nihayet 2000 yılında da 250 milyon metreküb suyu başkente overebilmek o gerekiyordu. Oysa M, elde mevcut kaynaklarla bu- nun ancak 40 milyon metrekübü sağ- lanabiliyordu. O hâlde, acele olarak yeni kaynaklar teminine gitmek, ay- ni zamanda yakın ve uzak geleceği de düşünmek gerekiyordu. Sakarya ve Kızılırmak nehirlerin- de, Ankaranın ihtiyacını karşılayabi- lecek kadar bol su vardı. Ancak, nehirlerin uzaklığı ve özellikle suları- üzerinde durulması So- nunda bundan vazgeçildi ve Ankara dolaylarındaki dereler üzerine baraj- lar kurulması en uygun çözüm yolu olarak kararlaştırıldı. Bu barajların başında, Çubuk suyu üzerinde ve da- ha yukarılarda "Çubuk 11" adıyla ve- ni bir baraj gelmektedir. Mevcut Çu- buk barajından biraz daha büyücek ve yılda şimdikinden birbuçuk kat faz- sağlıyabilecek Şehre su getirme tesisleri ise milyon liraya malolacak ve önümüz- deki yıl su biriktirmeye başlayacak- tır. Çubuk ll'nin yağış alanına Sin- canköy ovasından akan Ova çayının membalarından su aktarılmak sure- tiyle ve ilave 65 milyon lira sarfıy- la. daha 32 milyon metreküb suyun sağlanması mümkün olduğu da anla- şılmıştır. Bu işin de Çubuk l'den sonra, hemen ele alınması gerekmek- tedir. Diğer bir baraj Kayaş vadisinde- ki yan derelerden Bayındır deresi ü- zerinde inşa edilmekte olan -aynı zamanda, şehirde tahribat yapan taş- kın sularını da tutacak- Kayaş ba-- rajıdır. Bu da yılda ortalama 7 mil- yon metreküb su sağlayacak ve 1965