KİTAPLAR Türk Sinema Tarihi Dünden Bugüne 1896 - 1960 (Yazan: o Nijat Özön. Artist o Reklâm Ortaklığı yayınları, İstanbul o Ekici- gil Matbaası 1962, 303 sayfa 10 lira.) Sinemanın mucidi Lumiere Kardeş- lerin operatörlerinden Alexandre Promio ilk sinema makinası ile yap- tığı geziler sırasında uğradığı oTür- kiyeden o bahsederken, "Türkiyeye yaptığım geziye gelince, bu konu da kameramı çok büyük güçlüklerle bu ülkeye sokabildiğimden başka an- latacak pek bir şey yok. Bu sıralar- da, Abdülhamit Türkiyesinde, mani- velası olan her aygıt şüpheli bir eş- ya sayılıyordu. Türkiyeye o serbestçe girebilmek için Fransız Büyükelçisi- ni işe karıştırmak, sonra da birkaç memurun avcuna sanki yanlışlıkla, konmuş birkaç kuruşu geri almayı junutmak gerekti. Böylelikle İstanbul, İzmir, Yafa, Kudüs ve başka yerler- de çalışabildim" der. Bahsettiği gezi 1896 yılında yapılmıştır. Evet, Tür- kiyede ilk sinema, Lumiere Kardeş- lerin sinemayı keşfetmelerinden he- men sonra oynatılmıştır. Daha da garibi, yeryüzünde, kaydırma filmle- rin çekildiği ilk ülkelerden biri de İstanbuldur. Türkiyede açılan ilk sinema sa- lonu, 1908 yılında Tepebaşında, Şe- hir Tiyatrosunun eski yerinde açılan Pathe Sinemasıdır. Türkiyede ilk fil- min çevrilisi ise, 14 Kasım 1814 gü- nüne rastlar. Çevrilen 300 metrelik bir kordelâdır. Bu kordelâ, Fuat Uzkı- nay tarafından Ayastefanostaki Rus abidesinin halk tarafından yıkılışını gösteren bir aktüalite filmidir. 1915 yılında ise sinema, bütün yenilik ha- reketleri-gibi önce orduya girmiştir. Konulu ilk Türk filmi, 1917 -yılında piyasaya çıkardan "Pençe" adlı film- dir. Bu film hakkında çıkan en kes- itin tenkit yazısını Ertuğrul Muhsin kaleme almıştır. Yukarıda sıralanan bilgiler, Tür- sinema sanatının tek dikkatli izleyi- cisi Nijat Özönün sinema konusun- da hazırladığı dördüncü eser oOolan “Türk Sinema Tarihi" adlı kitaptan alınmıştır. 1956 yılında "Sinema Sanatı", 1958 yılında "Ansiklopedik Sinema Sözlüğü" adlı eserleri yayınlanan, " hazırladığı ve basılmakta olan Si- nema Terimleri Sözlüğü" adlı eseri de biteli bir hayli olan Nijat Özön da- ha sonra, Türkiyede sinemanın tari- 26 hini derleyip toparlayan bir eserle yeniden ortaya çıktı. 1896 yılından 1960 yılına kadar Türkiyede sinema ile uzaktan yakından ilgili bütün ko- nuları içine alan "Türk Sinema Ta- rihi", gerçek bir tarihçi hassasiyeti ile belgelere dayanarak hazırlanmış ilk ciddi eserdir. Gerçi daha önce çok küçük çapta bir iki deneme yapılmış ama, bunlardan bugün ortada kalan, iz bırakan herhangi birşey yoktur. Rakım Çalapalanın 1946 da hazırla- dığı bir broşürün başına konan bir- kaç sayfalık bir yazı, Nurallah Til- gen tarafından 1953 yılında (birkaç dergide yayınlanan birkaç makale çoktan kayıplara karışmış durumda- dır. Bunların dışında da ciddi hiç, bir inceleme, hiç bir araştırma mevcut değildir. İlk defadır ki Nijat Özön bu konuda 300 küsur sayfalık ciddi bir inceleme ile ortaya çıkmış o ve sâdece Türk sineması ile yakından ilgilenen teknik adamlara değil, si- nema ile şöylece bir ilgilenen bütün aydınlara yardımcı olacak bir eser hasırlamış bulunmaktadır. Hem, öy- lesine bir eser ki, ilk gününden bu yana Türk sinemasını, Türkiyedeki sinema olaylarını enine boyuna ele almaktadır. Nijat Özön kitabım sekiz bölüm- de tertiplemiştir. Birinci bölüm, "Si- nemanın Türkiyeye Girişi" başlığını taşımakta ve 1896 . 1914 yılları ara- sını anlatmaktadır. İkinci bölüm, "İlk adımlar" başlığım 1914 - 1922 yıllan arası anlatmaktadır. Bu olaylar, re operatörleri Türkiyede", da Sinema", "İ çılıyor", taşımakta ve olaylarını "Lumie- "Saray- "İlk Sinema Salonu a- "Sinema İstanbula yayılı- Nijat Özön Bir otorite " or", Oo "Seyircile "Uzkınay kamerasi 'Sinema orduya giriyor", "Yar lan filmler ", "Hikâyeli Tilmlere doğ. ru", "İlk iki film", "Pençe ve Ca- sus", "Yarıda kalan tarihsel "İşgal altında m "Programlar", en el " n ka- " ara bağlıklarını taşımaktadır. Üçüncü bölüm, "Tiyatrocular" başlığı altında, Türkiyenin ilk reji- sörlerinden Muhsin Ertuğrulun ye- tişişini, Kemal Filmin kuruluşunu, tiyatro o eserlerinden beyazperdeye aktarılan Oo eserleri (oanlatmaktadır. Dördüncü bölüm, gene "Tiyatrocu- lar" başlığını taşımakta, diğer bazı film şirketlerinin kuruluşunu, Da- rülbedayinin beyazperdeye (aksini, filme alman operetleri, ilk komedile- ri, Ertuğrul Muhsinin son filmlerini ele almaktadır. Nijat Özöne göre bu yıllar "boşa giden yıllar"dır. Bu, 1939 yılına kadar uzanmaktadır. "Türk Sinema Tarihi"nin beşinci bölümüne Nijat Özön, "Geçiş çağı" adını vermiştir. Bu bölümde, İkinci Dünya Savaşı yılları, bu savaş yıl- lan sonucu kurulan yeni film şirket- leri, yetişen genç sinemacılar, Mısır filmlerinin Türk filmciliği üzerindeki etkileri anlatılmaktadır. Nijat Özön, her bölümün sonunda olduğu gibi, bu bölümün sonunda da bir sinema tarihçisi ve tenkitçisi olarak şahsi görüşlerini "Geçiş çağının getirdiği ve getiremediği" başlığı altında ka- leme almıştır. Kitabın altıncı bölümü "Sinema- cılar" başlığı ile, 1950 - 1960 yılla- rı arasında Türk sinemacılığını an- latmaktadır. Yedinci bölüm, "Dokü- manter Film Çalışmaları" o başlığını AKİS, 9 TEMMUZ 1962