OLUP BİTENLER C.H.P. lilerin Meclis tatilinden faydalanarak giriştikleri yurt (o gezi- sinin bir tabii neticesi oldu. H. P. ileri gelenleri, gittikleri her yerde teş- kilâtlarından sâdece dert, o şikâyet YURTTA ti, Koalisyonun öteki kanadıydı. laştığı bölgenin hemen her köşesin- de, Genel Sekreter İsmail Rüştü Ak- salın karşısına bir C. H. P. li çıktı Ve kalbinin bütün samimiyetiyle sor- du: "— Bey, bu A. P. birimle birlikte İktidarda mıdır, yoksa bir muhalefet partisi midir? Nimetler bahis konusu olunca A. P. iktidar partisi gibi dav- madıkça ve A. P. nin en yüksek ka- demesi tazıya tut, tavşana kaç demek gibi herkesin gördüğü pek basit bir kurnazlığı (o süratle (o terketmedikçe Koalisyonun C. H. P. kanadından cid- di çatırdılar beklemek lâzımdır. Çatardılar C. H. P. den geldi mi, bunun vahim mâna ifade ettiğini ise bilmeyen yoktur. Bir noktada ittifak Eski parti "durumun muhakemesi"- ne bitirdiğimiz haftanın başların- da, Karanfil Sokaktaki meşhur Ge- nel Merkezinde başladı. O sabah, Parti Meclisinin toplantısı vardı. Baş- kanlık makarnana bizzat İsmet İnönü oturduğunda, Meclisin üyeleri ciddi hızla devam etmekte olduğunu haber verdiler. Hele Doğu illerinde vasiyet çok daha az parlaktı. Teşkilât bu haksızlıktan dolayı feveran halindey- di. O gün ve daha sonra Meclis Gru- bunda yapılan bütün konuşmalarda bu husus üzerinde dikkate şayan bir ittifak müşahede edildi. C. H. P. bir iktidar partisine has sorumluluk duy- gusuyla hareket ederken A. P. hiç bir fütur tanımıyor ve iktidarı da, rejimi de yıpratacak hareketleri bol bol yapıyordu. Bu şikâyetler Grubun hafta sonundaki uzun ve dramatik toplantısında son haddini buldu, mil- C.H. P. Meclisi son toplantısında meseleleri tartışıyor Koalisyonzade mi, Koalisyonzede mi? ranıyor. Ama yeraltı faaliyetinde, tam bir muhalefet partisi gibi hare- ket ediyor ve bizi zedelemek için e- linden geleni yapıyor. Ya, bu duru- na bir son verin, ya da bizi şu Koa- lisyon âfetinden kurtarın Zira, parti olarak dayanmaya takatimiz kalma- dı." H. P. ileri gelenleri, milletve- killeri ve senatörleri içlerini tam bir hafta boyunca döktüler. Bu işe önce Parti oMeclisinde başladılar, sonra i- ki Grup toplantısında meseleleri eni- ne boyuna görüştüler. Buna rağmen, bir neticeye varıldığını söylemek zor- dur. Gerçek şudur ki, A, P. bir İkti- dar partisi gibi davranmaya yanaş- 6 ve önemli işlerin görüşüleceğini lamakta güçlük çekmediler. İlk sözü, Genel Sekreter İsmail Rüştü Aksal aldı. Hareketsizliğinden ve yavaşlığından şikâyet edilen Genel Sekreter uzunca bir yurt gezisinden dönüyordu. Teşkilâtın halini realist, ama son derece acıklı bir dille anlat- tı. Huzursuzluk her yerde son haddi- ni bulmuştu. Bu insanlar tam on yıl, bütün çileleri çekmişti. M. B. K. ida- resi de yer yer kendilerine daha iyi muamele etmiş değildi. Şimdi ise, ken- dilerini omuzlarında gene bir yükle hissediyorlardı. C. H. P. liler Genel Sekreterlerine, karşı tarafın -yani P. nin- seçim öncesi faaliyetine an- letvekillri isim isim sayarak kardeş rtinin P.- ileri gelenlerinin ma- rifetlerini ortaya döktüler. Bütün bir hafta boyunca İsmet İnönüden iste- nen, bu hale bir son vermesi oldu. E- ge teşkilâtını ogezmiş olam Atıf Ö- dül "Neredeyse. 1951'de olduğu gibi Müteşebbis Heyet kuramayacak va- ziyete düşeceğiz" diye feryat et- ti. C. H. P. Genel Başkanı olarak İs- met İnönünün, partisi içinde böylesi- uyandıran bir koalisyonun işleyişinde bundan böyle daha dikkat- li davranacağı ve şikâyetlere kulak verme zorunda olduğu muhakkaktır. AKİS, 2 NİSAN 1962