SİNEMA Filmler "Albay ve Ben" Savaşı konu edinen filmler, çokluk ya savaştan yana ve sözde kahra- man yaratan, ya da savaşa karşı çı- kan filmlerdir Her iki türde de ciddi- yet ağır basar. Yâni savaş filmlerin- de espriye, gülünce pek yer verilmez 6u bakımdan genç İngiliz o rejisörü Peter Glenville'in filmi "Me And the Colonel -Albay ve Ben", havası ve sürdürdüğü esprisi yönünden diğer savaş filmle>rinden kolaylıkla kendini sıyırmaktadır. Hikâye yine İkinci Dünya Savaşı sıralarında geçmekte ve kahramanlar gülünç bir ortamda tek sesli bir serüveni sürdürmektedir- ler şimdiye dek yaşlı kişiliğinin bıktırdığı zorlama "jön"lügünün dışında bir rol- dedir. Sert, prensiplerine bağlı, asilza- de ve biraz da ırkçı bir askerdir. Tam bir yahudi davranışındaki Jaco- bowsky, sürekli olarak bu tipik aske- rinsinirine dokunur. Bu yüzden de al- bay, yahudiyi durmadan ezmek ve sil- mek istemektedir. Tedirginliği hep buradan gelir. Bu tedirginlik, sonra albayı olmadık yorumlara götürecek ve işler çığırından çıkma raddelerine gelip dayanacaktır. Yahudiden kahraman li Jacobowsky'den yana bir utumla kurulu senaryoda, yahudi ir. her olayda ağır basmakta- dır. Bu bakımdan "Me And the Colo- Danny Kaye ile Curt Jurgens "Albay ve Ben" de Savaşa katılan espri Savaştan ve Alman ırkçı tutumu- nun şiddetinden kaçıp kurtulma yolla- rı arayan yahudi asıllı Jacobowsky -Danny Kaye-, bir denizaltıya binip İngiltereye geçecek olan Polonyalı al- bay Prokoszny -Curt Jurgens-, alba- yın hizmeteri -Akim Tamiroff- (o ve sevgilisi -Nicole Maurey- bu gülünç ortamlı serüvenin baş kişileridir. Danny Kaye, Jacobowsky'de savaş içindeki türlü yenilgilere uğramış, sı- nırdan sınıra sürülmüş ırkının temsil- ciliğini üzerine almıştır. Savaşın etki- lediği iki ayrı katın -sivillerle asker- lerin- iki ayrı örneğini her çeşitten çatışmalarla veren "Me An e Colo- nel-Albay ve Ben"de Curt Jurgens, AKİS, 2 NİSAN 1962 nel - Albay ve Ben" suyun altında bir yahudi propagandası da yapmaktadır. Yahudi kahramanın her olayda ağır basması, Jacobowsky'nin kanındaki pratiklik ve her zorluktan kurtulma çarelerini yahudilere has bir zekâ par- lamasıyla bulup çıkarmasına bağlan- maktadır. Yahudi kahraman, olmadık işlerin altından kalkıyor, engelleri ye- niyor ve sert asker Prokoszny'nin kurtuluşu biraz da bu yahudi zekâ- sının parlaklığı sayesinde oluyor. Franz Werfel'in tiyatro oyunu hep bu ilkeler üzerine kurulmuştur. Rejisör Glenville ile birlikte senaryo- cuları -S Behrman ve G. Froschel- da yazar Werfel'e bu açıdan pek sırt çevirmiyorlar. Savaş türü filmlere de- gişikliği getirecek olan espriyi, hemen den eksiltmiyorlar. Bir tarafın çaresizliğini, diğer tarafın kolayına gidecek çözümleyişi filmin, yaslandığı ana espridir. Almanların Parise yakınlaştıkları bir sırada yahudi Jacobowsky, tası tarağı toplayıp Nazilerden kaçma te- lâşı içindedir. Her kapıyı zorlaması- na rağmen kurtuluş yolunu bir türlü bulamıyor. Sonunda gizli bir görevle Paristen ayrılıp İngiltereye geçecek olan Polonyalı albay Prokoszny'yi gözüne kestiriyor. Kestiriyor ya, al- bay örnek bir askerdir. Sert, ii Jacobowsky'den hoşlanmıyor, onun sağladığı bütün kolaylıkları kendine malediyor ve ancak en büyük engelle karşılaşıldığında, Jacobowsky'yi oya- nına almayı kabul ediyor. Asker olu- şunun yanısıra biraz da uçarı bir er- kek olan albay, görevini bir yana bı- rakarak arada sevgilisine koşuyor ve onu da 1924 modeli kaçış arabasına a- lıyor. Yollar tutulmuş ve Almanlar çok yakınlara gelmiştir. Jacobowsky gerçek bir korkuya tutuluyor. Albay ise soğukkanlılığından hiç birşey kay- betmiyor. Jacobowsky'nin bütün aklı- na gelenler, bir bir başına da geliyor. Yol boyunca albayın baskısına herhan- gi bir direnmeyle karşı koymuyor. Bü- tün çabası kendini sevdirmek ve ölüm- den kurtulmaktır. Bu yüzden de güç- süzdür, fakat kafasını durmadan ça- lıştırıyor, çareleri bulmuyor, âdeta ya- ratıyor, Öbürlerinin kurtulmaları an- cak bu eline ve aklına çabuk yahudi- nin yardımıyla gerçekleşiyor. Jacobowsky'nin Danny Kaye'i, bu rolü alışılmış "komik"in ötesinde usta Ar komedyen olarak canlandırıyor. Curt oOJurgens Oöyle. Üçlülük alba- yın hizmetlerindeki Akim Tamiroff 'la bütünlenmektedir. Rejisör Peter Glen- ville, filminde komik unsuru, bir çeşit gerçekleri aksettirmede, savaş olay- arına gerçeği değiştirmeden espri açısından bakma şeklinde yorumlu- yor. Esprinin altında yatan savaş ger- çeği, doğrudan doğruya gerçeği yer- me kadar güçlü ve belirlidir. "Vahşi Çiçek" Hollywood sinemasının yeni kuşak rejisörleri arasında kendine "The Long, Hot Summer - Uzun Sıcak Yaz"la önemli bir yer ayıran fena Martin Ritt'in "The Black Orchid ACAR TİCARET FENNİ GÖZLÜK ve SAAT Halim Beygu ve Oğlu Anafartalar Cad. o 64-C 116948 Ankara AKİS — 220 Tel: 33