raber dünyayı vaad edip. Gel gör ki, şimdi oldukça değişik şey- ler söylüyorlardı. Parti içindeki bu çekişmelerin Y.T.P. yi zayıflattığı kanaati il teşkilatlarında yerleşmiş- ti Parti içi rekabetin Büyük Kongre- de halli gerektiği fikrini savunuyor ve Genel Merkez aleyhtarlarının sab- retmesi lâzımgeldiğini belirtiyorlar di. Ayrıca açıktan açığa bir kopma halinde, kopanları kimsenin; takip etmiyeceğini ve bunların açıkta kala- caklarını söylüyorlardı. Böylelikle Y. T. P. içinde başkal- dıran grupun yeni bir grup kurma he- vesi kursaklarında kaldı. Hareket tarzlarını bir noktada topladılar ve fırtınalı Grup toplantısına bu nokta- da kümeleşerek girdiler. Ayrılmak i- çin vasat hatır değildi! Ayrılanlara gelince, ilâhlara kurban olarak ove- rilmişlerdi. Mümkün mertebe.. aleni 10.05 i gösterdiği o sırada . P. Grup odasının kapısı ka- li m ki toplantıda baş- kentte bulunan Y. T. P 11 bütün par- lamento üyeleri mevcuttu. Grupta ilk söz alanlar milletvekil- leri oldu. Tatil" sırasında gezmişler, görmüşler ve temas etmişlerdi. Bunun sonucu bir kanaata varmışlardı. Y.T. P. 11 seçmen, Hükümeti bu derece des- teklemeği hoş karşılamıyordu! o Bu, partiyi yıpratıyordu. Böylesine pasif politika Y. T. n tamamen aley- hine oluyor, permiğ prestijini sarsı- yordu. Seçmen, Y. T. P. den muhale- fet vazifesini yapmasını o bekliyordu. Partinin gidişi bu yönde gelişmezse bundan böyle bir tek oy almak müm- kün değildi Milletvekilleri bu konuda muhte- lif misaller verdiler. Misallerin en en- teresanı herşeye rağmen iki kelime lâf etmekten kendini alamıyan Talât Asalınki oldu. Asal, C.H.P. ye olan yakınlığın ei verdiği zarardar bahsederke 5 ndan dola- yı uğradığı, kayıplardan dem vurdu ve kendi seçim bölgesi Edirnede A P. İl Merkezinin manav dükkânı ola- rak kullanıldığını anlattı. Alican söz aldığında Grup henüz kısımlara ayrılmamış, kimin ne dü- şündüğü pek belli olmamıştı. Bu ha- va içinde müstafi Genel Başkan istifa sının sebeplerini açıkladı. Birinci de- recede sebeb Gruptaki anlaşmadıklar dI. Mesele nereden doğmuştu? Ted- birler Kanununa Y. T. P. beyaz oy tasvip- kullanma kararını o almıştı Sonra pekçok milletvekili kırmızı oy kullanmış ve parti disiplininin olma- dığını ortaya koymuştu. Y. T AKİS, 2 NİSAN 17962 herkes bir havadan çalıyordu. Buna mani olmak gerekirdi. Partide bir di- siplin şarttı. Açık konuşmak lâzımdı. Fikirler ne ise burada belirtilmeli, a- ma alınan kararlara riayet edilmeliy- di. Milletvekilleri gittikleri (oyerlerde kendisinden istifasını "partinin kurtu- luşu" oOoolarak O vasıflandırmışlardı. Böyle bir eriği ri Başkanlık yapmasına imkân Yy Alicanın nl a fazla te- sirli olmadı. Bolu benatdrü Uzunha- sanoğlu meseleyi başka yönden alarak Alican ve ber beride partiyi yıprattığını izaha çalıştı. Üstelik sa- mimiyetsiz olan kendileri değil, Ali- şanla beraber olanlardı. Karadenizli Milletvekillerinden E- tem Kılıçoğlunun konuşmasının han- gi tarafın lehinde olduğu pek anlaşıl- madıysa da Alicanı in kırmak iste- mediği sezilir gibi o Saat 18.80 alarmda Grup, tek- rar toplanmak Üzere dağıldı. Öğle ta- tilinde başkaldıranlar yeniden toplan- dılar. Yapılacak olanları bir kere da* nı, pek yalnız kalacaklarını biliyorlar- dı değil partinin sert muhalefet yap- masını sağlamaktı. Böylece Kongreye kadar durum idare edilecekti. Nitekim öğleden sonraki toplantı- YURTTA OLUP BİTENLER da hücumlar bu yönden oldu. Alican tekrar kürsüye çıktığında oyuna gel- miş, kendisinin bir mpatiza- nı Olmeklığını savunmak zorunda kal- mıştı. Bunu, "Güç, Birliği" hikâyesi- ne kadar götürdü. Şimdiye kadar dai- . P. ye karşı olmuş; Güç Bir- liğine. iştirak etmemişti. Lâfının burasında arka sıralardan Turan Bilgin elinde bir gazeteyle fır- ladı. Gazete Karagöz gazetesiydi. Bi- rinci sahifesinde Başbakan İnönünün idare ettiği liderlerden mürekkep bir orkestra karikatürize edilmişti. Altın- a “Çatlak s sesleri nihayet çıkarmayı bıraktınız" mealinde bir resim altı vardı. Bilgin bu nüshanın 300 bin bas- larak ei işlerin C. P. tara- fından halka böylece iki ettirildi- ğini söylüyordu. Grup birden karıştı. milletvekilleri durdurdular. Meseleleri bir kere daha gözden geçir- meyi teklif ettiler. Mağlüp ve galip.. Bütün bunların tartışılmasından son- ra hava yumuşadı. Bir tebliğin ha- zırlanmasına karar verildi. Tebliğ iki uç tarafından kaleme alınacaktı. Bir taraf Yusuf Azizoğlunu, diğer ta- "Taklitlerinden Sakınınız" Lider, hiç şüphesiz fikri olan ve bu fikrini tatbik eden adamdır. Lider yardır, gemisini ikna yoluyla yürütür. Lider vardır, gemisini zorba- lıkla yürütür. Lider vardır, gemisini prestijiyle yürütür. Lider vardır, gemisini kombinezonlarla yürütür. Demokrasi bilse, son (günlerde bir yeni tip lider getirdi: istifa suretiyle yürüten lider. İstifa etmek ile bir teşekkülü ya liderin görüşünü benimsemek, da yeni bir lider seçmek şıkları arasında bırakmak farklı şeylerdir. Gemisini da Ta- bii ve güzel olan ikinci şekildir. Ciddi lider, önemli prensip meselelerinde vaziyet atması ve akıntıyı değişik istikamete çevirmesi gerektiğinde fi- kirlerini açık açık söyler. Bunların savunmasın şının sebeplerini anlatır. Eğer başında bulunduğu teşekkül öteki istikamette ısrar ederse, gemiyi yürütmekte mazur olduğunu hatırlatır. Ondan son- ra, harara geçilir. Karar lideri muhafaza karart olursa, ne ala. Lider, gemiyi yürütmek te devam eder. Yok, aksi istikamette bir temayül teşekküle hakim ol- muşsa; lider kaptan köprüsünden iner ve tekne değişik kumandaya ge- çer. Yoksa, bir liderin ikide bir istifa edip edip bunu geri alması, teşek- küllerin de bir sorumluluk duygusuna asla sahip olamamaları baba, ile evlatlarını yüz - göz hale gelmelerinden başka mana taşımaz. Ne istifa çocuk oyuncağıdır, ne de bir istifanın haydi eli bir defadan faz- -- durumda geri alınmasının beğenilecek tarafi vardır. Unutmamalıdır ki Türkiyenin yetiştirdiği iki büyük devlet adamından hiç biri ne Ata- türk ve ne de İnönü partilerinin başından bir tek defa bile istifa etme- mişler, hiç kimseyi yolda bırakmamışlar, fakat en güç anlarda görüş- lerini istifasız kabul ettirmişlerdir. Bundan, alınacak bir ders vardır."