sonra Başkan tevkif edilerek bir ada- da hapsedilmişti ir. Frondizi'nin suçu Peron'culara son seçimlere iştirak müsaadesi ver- miş olmasıydı. 1955de diktatörün dev- rildiğinden bu yana seçime ilk defa katılan Peron taraftarları göze görü- nür neticeler elde edince, bir telaş başlamış ve memleketin yine Peron diktatörlüğüne sürüklenmek tehlike- siyle karşılaştığı intiba hasıl olmuş- tur. Bu hal sivil idare ile askerleri tehlikeli surette karşı karşıya bırak- mış ve Frondizi'nin kabinesinde sö- külme başlamıştır. Evvela istifa eden İçişleri Baka- nından sonra, diğer Bakanlar da "Baş- kanı harekatında serbest bırakmak" maksadile oçekilmişlerdir. e Frondizi, batmak üzere olan geminin süvarisi gibi yerinden kımıldamamış, meşrui- yeti temsil ettiği kanaatinin verdiği bir cesaret ve celadetle, kıpırdayan ordunun karşısında durmuştur. Ger- çekten, Frondizi'nin Başkanlık süresi- nin bitmesine daha iki yıl vardır. Bununla beraber, Başkan bazı tavizlerden de kaçmamıştır. Peron'cu- ların kazandıkları seçim bölgelerinde neticeleri iptal etmesi bunların başın- da gelmektedir. Öte yandan, Kabine- deki asker Bakanların istifasını red- deden Frondizi, bütün demokratik partilere müracaatla bir Milli Birlik Hükümeti kurulması teklifinde bulun- muştur. Bunlar hem birer taviz, hem de. başta askerler olmak Üzere, göze görünen kuvvetleri günün mesuliyeti- ne iştirak ettirmek için son ve meyu- sane teşebbüslerdi. Fakat, demokratik denilen parti- ler bir Milli Birlik Hükümeti kurmak teklifine yanaşmamışlardır. Liberaller ikiye bölünmüş haldedir. Katolikler ise fırsatçı tutumları icabı "Fırtınalı havada sokağa çıkmamak" cihetine gitmişlerdir. Bu suretle Başkan Fron- dizi askerlerin karşısında yapa yalnız kalmıştır Uzun Pazarlık Askerlerin de belirli bir plân ve prog- madığı o anlaşılıyordu. Nitekim, Başkanın karşısında hayli bocalamış ve çelişmeli tutumlar gös- göze alamıyanlar, 955 den 58'e kadar süren geçici devrenin sıkıntılarını ha- tırlayanlar vardı. Bununla beraber ordu, genel olarak Frondizi'nin istifa- sında ısrar etmiştir. Bir aralık Bre- zilyada girişilen tecrübe gibi mahdut mesuliyetli bir Başkanlık fikri üze- rinde durulmuş, fakat bu da tatbik mevkiine konulamamıştır. AKİS, 2 NİSAN 1962 Frondizi, Peron'culara zaman za- man istinad etmekten şüpheli görülü- yordu. Aslında bütün hatası eski ve modası geçmiş bir liberalizmi memle- ketin iktisadi hayatına tatbike yelten- mekten ibaretti. Fakat bunda da ma- zereti vardı. Çünkü dış yardımları ancak bu suretle sağlayabileceğine ve idame edebileceğine inanıyordu. Orduyu harekete getiren sebep ise Peron rejiminin avdeti ihtimaliy- di. Çatışma günlerce sürmüş, Fron- dizi istifaya yanaşmamıştır. Başkan, "Ben buradan ancak esir veya ölü ola- rak çıkarım" demekteydi. o Sözünde durmadı denemez. Frondizi askerler tarafından istifaya mecbur edileme- miş, tevkif edilip (ogörütürülmüştür. Tabii, akabinde de bir askeri idare teessüs etmiştir, fakat bu askeri ida- re icrayi hükümete vakit bulamamış- tır. Zira Frondizi'nin tevkifi her ne kadar sürpriz olmamışsa da, bu tev- kif, dolayısile bir sürpriz yaratmış, DÜNYADA OLUP BİTENLER hareketlerinde zaten pek kararlı gö- meyen kuvvetler kumandanları ise bunu adeta bir şok olarak duymuşlar- dır. Ortaya yeni bir Başkan, Anaya- sanın hükümlerine uygun olarak yeni bir şahsiyet çıkmış ve Yüksek Adalet Divanı önünde yemin ederek "Meşru Başkan benim!" deyivermiştir. Mukabil darbe Senato Başkanı aynı zamanda Baş- kan yardımcısıdır. Amerikan sis- temini andıran bu sistemde Başkan Yardımcısı, Başkanın vefatı veya iş göremiyecek duruma düşmesi halle- rinde Başkanlığı üzerine alır. Buna dayanarak Senato Başkanı Jose Maria Guido, askerlere haber vermeden, Yüksek Adalet Divanı önüne gitmiş ve yemin ederek idareyi eline almış- tır. Bu âdeta bir karşı darbe olmuş” tur. Fakat, Anayasaya uygun bir kar- şı darbe... Bu vaziyet dahilinde iki ayrı idare ortaya çıkmış, Pembe Saraya yerleş- en kuvvetler kumandanlarının vücuda getirdikleri idare, Senatoya karargâh kuran Guido'nun idaresi karşısında meşruiyetini kaybedivermiştir. Mukabil darbeye karşı da bir dar- be yapılacak mıdır? Öyle görünüyor ki, askerler 24 saat içinde üstüste iki prestijlerini yıpratıcı olacağını düşü- nerek yeni Başkan ile uzlaşma yoluna girmişlerdir. Bulunan ortalama for- mülün üç aylık bir idare devresinden sonra yeni seçimlere gitmek olduğu anlaşılmaktadır. Fakat bu formül tatbik edilse ve seçimlere kimler, nasıl ve ne gibi bir netice elde edilecektir ?