YURTTA OLUP BİTENLER raf Turan Bilgini öne sürdü. Ancak Bilgin, tebliğin Grup İdare Heyeti ta- rafından hazırlanmasını, bir patırdı çıkmaması için Alicanın da bu işe ka- tılmasını teklif etti. Bilginin teklifi kabul edildi. Y. T. P. tebliğinin hazırlanması Oldukça uzun sürdü. Saatler 22 yi gös- terdiği sırada tebliğ, Gruba getiril- di. Gene uzun tartışmalar oldu. Teb- liğin bir yerinde şöyle bir ibare var- dı ve karşı tarafı ayağa kaldırmıştı: "Grup, Genel Başkan Alicanın etra- fında tam bir beraberlikle.." Bilgin, Refet Sezgin, Ata Bodur bu ibarenin kaldırılmasını istediler. Alican fazla itiraz etmedi. İbare kal- dırıldı ve tebliğ basma gönderildi. Ancak tebliğin kabulünde Alicana karşı olanlar küçük bir hesap hatası yaptılar. Tebliğ hazırlanırken, arala- rında yaptıkları konuşma sonunda, tebliğin oy birliğiyle kabulünü sağlı- yacak tedbiri almayı karara bağlamış- lardı. Bu teşkilâtı süküna kavuştura- cak bir tedbir olacaktı. Bunun çare- si de tebliğe red oyu vereceklerin sa- lonu terki şeklinde bulunmuştu. Nite- kim, dirijanlar ağır ağır, kırmızı oy sahiplerini dışarı yollamağa başladı- lar. Refet Sezgin, Halit Zorbun, Ata Bodur, bazı Sivas Milletvekilleri, Ce- vat Önder ateşi yükseldiğinden çok evvel salonu teketmişti- salondan çık- tılar. Sadece kıyıda kalan ve hesap yanlışlığı sonucunda unutulan bir mil- letvekili işleri bozuverdi. Ethem Kı- lıçoğlu tebliğ oylanırken itiraz eden tek milletvekili olarak salonda kaldı ve doğrusu kendisi de buna pek şa- şırdı. Y. T. P. deki fırtınanın bittiği sa- nıldığı bu günlerde iki taraf yeni bir meydan muharebesine hazırlanmak- yeni minde: ikinci Başkanlıktan çekilmesi özünü almaşlardır. İkinci Başkanlık için aday İhsan Hamit Tiğreldir. Ay- rıca Y. T. P.nin Meclis içi çalışma- ları, Koalisyonun iki kanadına ta- mamen karşı olacaktır. Nitekim, haftanın ortasında çar- amba günü bu kararların tesiri, dik- katli kulaklardan kaçmadı. 147 lerle İlgili kanun tasarısında Y.T.P. adına konuşan -birisi sözde kendi adına ko- nuşmuştu- iki milletvekili ayrı telden faldılar. Yusuf Azizoğlu kanunu Hüküme- tin görüşü yönünden savunurken, Re- fet Sezgin tamamen aksi yönden na- 18 reketle kendi Grupunun hislerini orta- ya koydu. Serpintiler A. P. deki kıpırdanma herzamanki ibi Ege bölgesinde cereyan etti. Teşkilât tatil dolayısiyle seçim bölge- lerine giden milletvekillerinin etrafı- nı sardı ve başkentte geçenler hakkın- da bilgi istedi. Hele teşkilâtla temas için geziye çıkan Bakanlar adamakıllı terlediler. Haftanın içinde bir gün Aydın İl Mer- kezinde, uzun dar salonun kenarında oturan iri yapılı, yağlı pardesülü bir adam, masaya yumruğunu vurdu ve: — Bey, sen benim sözümü kese- mezsin.. Konuşacaksan, git Meclisin- de konuş" dedi. Adının Rasim Yıldır- gın olduğu belirtilen A. P. li, yumru- ğu ve sözleri Aydın Senatörü İsken- der Cenap Egeye karşı kullanmış, sa- lonun diğer ucunda oturan iki A. P. li Bakana da şöylece bakmıştı. lantı bir sohbet toplantısıydı. Muhit- tin Güven ve Kârmuran Evliyaoğlu E- gede yaptıkları gezi cümlesinden Ay- dına uğramışlardı. A. P. li vatandaş durmuyor konuşuyordu: " — Biz Gümüşpalayı hepten tas- vip etmiyoruz. Biz cahiliz, cahiliz ama adamın gözbebeğinden anlarız işi" Sohbet A. P. li vatandaşın bu söz- leriyle kalmadı. 22 Şubat olaylarına karışan subayların affı soruldu, ihraç edilenlerden dem vuruldu ve Bakan- lardan cevap istendi. Osman Kibar Tehlikeli hevesler Güven, oturduğu yerden bütün sü- künetini muhafaza etmesine rağmen sırsıklam terlerken meseleyi şöyle ö- zetledi: "— Bakın, biz geminin kaptan köş- kündeyiz. Siz hamulesisiniz. Bizi da- ha süratli gitmeye zorlarsanız, gemi- yi karaya oturturuz P. li vatandaşlar Güvenin söz- lerini kestiler ve: — İyi, anladık ya bu geminin pusulası kimin elinde? Bir başkası cevap verdi: "— İsmet Paşanın..." Bakanlar, İzmire döndükleri za- man Ege teşkilâtının bir kararıyla karşılaştılar. Teşkilât ne pahasına o- lursa olsun Büyük Kongreye gitmeye kararlıydı ve il, ilçe kongrelerini Ni- san sonuna kadar tamamlıyacaktı. Bütün bunlardan başka iki Bakan İzmir İl İdare Kurulunun bir toplan- - tısına katılma talihsizliğine (o uğradı- lar. Toplantıda Osman Kibar ve Meh- met Karaoğlu grubu Genel İdare Ku- rulunun tutumundan şiddetle şikâyet etti ve bu şekilde devam ederse işe el koyacaklarını o belirtti. e Toplantının bir yerinde Osman Kibar işi şakaya döktü ve iki Bakana hazırladığı bir tebliği okudu. Tebliğ şöyleydi: "— Dikkat.. Dikkat.. Burası A. P. Genel Merkezi. Partimizi, içine düştü- ğü çıkmazdan kurtarmak için idare- ye el koyduk Bu hareket, hiç bir gru- ba karşı değildir. Gayemiz; huzuru sağlamak ve en kısa zamanda Büyük Kongrede seçimle iş başına gelecek i- dareye partiyi terketmektir. Koalis- yona sadığız..." İki Bakanın biraz da soğukça gü- lümsiyerek dinledikleri tebliği mütea- kip, Kibar ve Karaoğlu Genel Merke- zin kendilerini ihraç için bir formül aradığını belirttiler. Kibar ve Karaoğlan bıyık altından gü- lümsediler. A. P. Ege teşkilâtında önümüzde- ki haftalarda bazı ihraçlar olacaktır. İhraç edilecek olanlar, Gümüşpalayı tasvip eden grupların oAdamlarıdır. Teşkilât bu işlemi kendi arasında ta- mamladıktan sonra kongreleri sürat- le ikmal edecek ve Büyük Kongreye gidecek delegeleri tesbit edecektir. Ancak bu çeşit bir teşebbüs, İzmit- te başarısızlığa uğradı. Kocaelili müf- ritler Koalisyon ve İsmet İnönü lehi- ne konuşan iki temsilcisini partiden muvakkaten ihraç etme kararı aldı- lar, bunu deftere de geçirdiler. Ama, kararı imzalayacak çıkmadı! adam AKİS, 2 NİSAN 1962