YURTTA OLUP BİTENLER Eğlenceleri" tertiplerler, oyunlar oy- narlar, çalgılar çalarlar. Çanakkale- de gençler ağırlanırlar, (o şereflerine ekseriya Ordu Evinde ziyafet verilir. Bu, talebeler için bir nevi "İmtihan- lar Arefesinde Nefes Alma Gezisi" olur. Geziler, D. P. devrinde, her şeyde olduğu gibi bir siyasi mahiyet almış- tır. O devirde, parayla tutulmuş a- damlar dışında, D. P. ileri gelenleri gençlik teşekküllerinden hiç kimseyi kendi saflarına çekememişlerdir. Bu yüzden de teşekküllere güçlük çıkar- mak, onları baltalamak başlıca kay- gı haline girmiştir. Nitekim yıllar yı- lı vapur tahsisi işinde müşkilât gös- terilmiş, D. P. Gençlik Kollarının işi organize etmesine çalışılmış, D. ye bu suretle bir propaganda sağlan- man yoluna gidilmiştir. D. P. Genç- lik kollarının bu konudaki son tecrü- besi, başında Mümtaz Tarhanın bu- lunduğu sırada yapılmış ve D. P. 11 gençler özel bir vapur tutarak öğren- ci gruplarım götürmeye kalkışmıştır. Ancak vapura binecek (Üniversiteli bulamadıklarından teşebbüsten vaz- geçmişlerdir. Bu yıl tertiplenen seyahatin ilk talihsizliği, tahsis edilen Kadeş va- purunun o Cumartesi rıhtıma saat 16 da gelecek yerde 17.00 de gelmesi ol- du Muhtelif gençlik teşekküllerine dağıtılan 800 davetiyeye karşılık bir saatlik gecikme, rıhtımda 1500 kişiyi topladı. Bunların bir kısmı talebe da- hi değildi. Kalabalık gemiye adeta hü- cum etti. Kadeşin kamaraları, salon- ları, koridorları, hattâ tuvalet aralık- ları davetiyeli davetiyesiz yolcularla doldu. Bu arada, kalabalıkla birlikte, gemiye herkesçe yanınan bazı hanım- lar da girmişler Bunlardan bir Hanesi N. K. adında- ki, rüştünü henüz ispat etmiş, 15 gün evvel evinden kaçmış ve Beyazıtta Nedim adında bir Üniversiteli öğren- ci ile dolaşan bir “genç kız"dı. Üni- yim arasında "Mercury 1", "Meri ", "Mercury 3" adlarıyla tanınan üç başka genç kız ve etraflarındaki 25 kişilik erkek gru- bu da Kadeşin salonlarında bir yer bu- labilmişlerdi. O sırada tesadüfen Top- hane rıhtımından geçen kırk yaşlarını aşkın, aşırı derecede boyalı iki hanım- la. Soğuksuda bakkallık yapan Re- fik adında bir genç ve daha niceler' talihsiz Kadeşe sığındılar. Cümbüş başlıyor Kadeş hareket ettikten pez az son- ra Üniversiteliler mutad gezi eğ- lencelerine başladılar. Ama bir grup, birdenbire topluluğa hakim oldu. Şi- şeler açıldı, sazlar ve akordeonlar or- taya çıktı, kısa zamanda Kadeşin sa- lonları bir gece klübu pisti halini al- dı. Eğlencenin prima - balerinası N. K. adlı dilberdi. Evvelâ yeni tanıştığı gençlere kendisini Ursula olarak ta- nıttı. Daha sonra her şeyi bir tarafı bırakıp şarkı söylemeğe, bağırıp ça- gırmağa, nihayet soyunmağa kalktı 20 kişinin bu bir karnaval havası içinde eğlenmesi çok kimseyi, bu ara- da geziye katılan Yeşilay Gençlik Şu- besi Başkanı Ergin Bilgisel ve arka- daşlarını müteessir etti. Bir defa, ha- Kadeş vapuruna tırmanan hevesliler Hikâye böyle başladı rahatsız olmuşlardı. Kaptana durumu anlatmaya kalkıştılar. Ama ancak i- kinci Kaptanla konuşabildiler. Çanakkaleye varan Kadeş, 20 kişi- nin deliliklerinden bitkin ve gürültü- den uykusuz kalmış, bitap bir yığın gendi iskeleye bıraktı. İnceden yağan yağmur ve tören için gerekli organi- zasyonun bozukluğu İhtifale sadece 150 kadar gencin iştirak etmesine se- bep oldu Dönüşte cümbüş tekrarlandı. Hat- ta, azgınlığın derecesi arttı. Bir de- kaleden testiler almış, bunların içine şarap doldurmuştu. Yeni kumpanya yeni sarhoşluklara yol açtı. Başta N. K., vapurun dilberleri (o bayraklarım büsbütün açtılar. O gece, tam bir re- zalet havası gemiye hakim oldu. Va- purda bir büyük kütle üzgün, bir kü- çük ekalliyet fütursuzdu. Hal, günün ilk ışıklarına kadar devam etti. Üç tarz davranış Olay umumi efkâra, gazeteler vası- tasıyla intikal etti ve daha baş- -an itibaren kıyamet kopardı. Kadeş Rezaleti, üç ayrı cepheden ele alın- lı. 27 Mayıs sabahı D.P. iktidarının çarşısına çıkmış her şahsı, her züm- reyi, her teşekkülü mutlaka bir uçun- lan kötüleme gayretindeki gazeteler mal bulmuş mağribi durumundaydılar 3ilhassa İstanbulda Yeni İstanbul ve Ankarada Zafer olayı süratle bütün gençliğe malettiler ve vak'a ortada ol- luğu için herkese "Doğru!" dedirten tefsirlerde bulundular. Aslında, bu sa- tırların her kelimesi altında "Bakın o canım iktidarı kimler devirdi!" tel- mihi yatıyordu. Ama, verilecek bir ce- vap yoktu ki.. Gerçekten de bir avuç serseri, temsil ettikleri zümrenin ü- zerine çamur bulaşmasına yol açmış- tı. Yeni İstanbul fırsattan öylesine memnundu ki işi küfüre kadar götür- mekten sakınmadı. Okumuş bu genç- ler, sırtına hangi palan vurulursa vu- rulsun oeşekliğinden okurtulamayan hayvana bile benzetildiler. (Bk. Yeni İstanbul - 30 Mart 1962) Başka gazeteler işi, sansasyon ta- rafından aldılar. Tefrika enteresandı! Kadeş vapuruyla Çanakkaleye, 18 Mart Zaferinin yıldönümünü kutla- naya giden gençliğin gidiş ve dönüş- teki maceraları hikâye edildi. Gemide neler olmamıştı ? Strip - tease âlemle- rinden, kamara kapılarına asılan nay- lon kilotlardan, battaniyeler altında- ki acaip kıpırdamışlardan, içilen kilo- larla içkiden dem vuruldu, gözü bant- lı fotoğraflar yayınlandı. Bir üçüncü sınıf gazzete, ciddi ü- züntü belirterek hâdiseyi ele aldı, taf- silâtını verdi, yapılanları anlattı. O- layların, tasvip edilecek tarafı yok- AKİŞ 2 NİSAN 192