kaçınan Tulga, İstanbuldan tramvay ları kaldıran Vali olarak)| anılacak- tır. Tulganın Belediye Başkanlığı sı- rasında en önemli mesele ekmek me- selesi oldu. Tulga "günün konusu" haline gelen ekmek fiyatlarını 65 ku- ruşa indirdi ye 65 kuruştan "bir ku- ruş yukarıya" Tulgayı meşgul eden meselelerden birisi de su meselesi oldu. Yapılan etüdler so- nunda İstanbul tarafından Anadolu yakasına boğazın altından su geçirtil- mesi projesi üzerinde karar kılındı ve 12 milyon liraya çıkacak olan bu pro- je için 1962 bütçesinden tahsisat ay- rıldı. "Besmeleyle açılır dükkânımı»" istanbulun yeni Valisi Akı, İstanbulu Tulgadan böyle devraldı. Başlanıl- mış, fakat bitmemiş pek çok UZ Akıyı bekliyordu. İstanbulun dertleri biter tükenir gibi değildi. Her gün biraz da- ha fazla keşmekeş haline gelen şehir trafiği, hergün artan piyasa kontrol- süzlüğü, şehirde bulunsa kaptı kaçtı şahısların davranışları ve nihayet İs- tan bulun ezeli derdi kabadayılar Akı- nın paçaları hemen sıvamasına sebep Oldu. Akıvilayetteki ar oda- sına oturur oturmaz işte bunun için evvelâ eski defterleri bir karıştırarak işe başladı. Sonra İstanbulun halledi- lecek dertlerini bir sıraya koydu. Ön- ce şehrin asayişi konusunda tedbirler almak, halkı süküna (kavuşturmak gelmekteydi. Nitekim ilk hamleyi de yaptı. Akının ilk verdiği emir İstanbu- lun huzurunu kaçıran kabadayıların bertaraf edilmesi oldu. Sonra yeni va- li halkın kendini henüz tanımamasın- faydalanarak o"mütenekkiren" kontrollara başladı. Bu işi seleflerine benzememeğe çalışarak başarmağa çalıştı. Zaten Akının hedefi evvelâ İstanbulu ve İs- tanbulluyu yakınen tanımaktı. Sonra şehrin temizliğine azami itina edilme- si işini ele aldı. Dilenci akınının ön- lenmesini bir plâna raptetti. Yeni va- linin bundan sonraki işi uzun vadeli bir "şehri kalkındırma" plânı olacak- tır. Akı bilhassa turizme son derece büyük önem vermektedir. İstanbulun dertlerini halle, Tulga- nın bıraktığı yerden devama kararlı bulunan Akının hikâyesi ise orta hal- li bir aile çocuğunun hayat hikâye- sinden ibarettir. Zaten Akının şahsi- yeti de bir parça bu hayat hikâyesin- de mündemiçtir. Bir valinin hayatı İstanbulun yeni valisi 1913 yılında Bilecikin Pazaryeri ilçesinde doğ- muştur. Babası Mehmet Bey, Bileci- ğin eski ve köklü ailelerinden biri ve yetiştirdiği ulemalarla şöhret bu- lan Hacı Seyitler ailesine mensuptur. Akının Antalya valiliği sırasında ve- AKİS, 2 NİSAN 1962 İstanbulda trafik Baş belası 1 fat eden annesi Emine Akı da gene Bi- leciğin bahçe ziraatiyle meşgul olan büyük ailesinden birinin kızıdır. Niya- zi Akı henüz dört yaşındayken bir il- kokul öğretmeni olan Babası Mehmet Çanakkalede şehit düştü. Kendisinden başka ikisi henüz çocukken ölen üç er- kek kardeşi daha vardı. Çok genç İstanbulda dar sokaklar Baş belası 71 ŞEHİRCİLİK yaşta dul ve halen yaşıyan iki erkek çocukla kalan Emine hanım bütün gayretini ve gücünü ei lm yetiş- mesine verdi. Niyazi Akının küçüğü olan Kardeşi Fahrettin Akı halen yar- baydır ve Aydın Askerlik şubesinde görevlidir. Akı ilk tahsiline Bilecikte başla- dı, sonra işgal dolayısiyle göç ettik- leri Eskişehirde devam etti. Dördün- kısmı da bulunan Bursa parasız yatılı öğrenci olarak girdi ve 1931 yılında Liseyi bitirinceye kadar bu okulda okudu. Bursa Sultanisinin sportmen, hocaları tarafından çok se- vilen bir öğrencisi olan Niyazi her dersinde başarılı bir öğrenciydi. Liseyi bitirdiği. zaman Niyazi yüksek tahsil için aklına ilk gelen o zamanlar İstanbulda Beşiktaşda bu- lunan Mülkiye oldu. Çünkü daha çok edi yaştan beri idari sahada çalış- yı arzuluyor ve bilhassa kayma- kam, olmaya özeniyordu. İçindeki bil arzu yüzünden Niyazi Akı liseyi biti- rir bitirmez İstanbula geldi ve Mülki- ye imtihanlarına girerek kazandı. Mülkiyeyi hiç sene kaybetmeden 1934 yılında bitirdi ve idari sahada vazife almak için müracaat etti. O devirde kendilerinden hangi bölgede maiyet memuru ve bucak müdürü olmak is- tedikleri hakkında Dahiliye Vekale- tinin bir sorusuna da vazifeden kaç- mak gibi olmasın diye sınıf arkadaş- ları bulunan Bayındırlık Bakanı E- min Paksüt ve Bursa Valisi Kuray ile birlikte yer tasrih etmeden "herhangi bir yer" diye cevaplandır- dı. cak o sıralarda yürürlüğe gi- ren bir hükümet kararnamesi asker- liğini yapmıyanların idari sahada va- zife almasını önlediği için Niyazi Akı Mülkiyeyi bitirir bitirmez istediği va- zifeye kavuşamadı. Bu Akı için bü- ük üzüntü konusu olmuştur. Dahili- ye Vekâletinde, askerliğini Ha pa sı yüzünden vazife alamayan Niyazi Akı bu defa D.D.Y. Genel Müdürlüğü Muhasebe ve Maliye Reisliğine me- mur olarak girdi. Akının bu vazifesi 1935 yılına kadar sürdü. 1935 yılında askere giden ve 1936 sonunda vatani vazifesini tamamlayan Niyazi Akı ni- hayet idari sahada vazife almaya hak kazandı ve 1939 yılı Ağustos ayma kadar kalacağı beci Bu- cağı Müdürlüğüne tâyin edildi. Bun- dan sonra Akının kaymakamlık dev- ri başlar. 1939 yılından 1941 yılına ka- dar Alanya, 1941 den 1944'e kadar çok zor hayat şartları içinde geçen , Midyat ve 1944 den 1947 ye kadar Safranbolu ilçelerinin; kay- makamlıkları gelmektedir. Bu ilçelerdeki 2. Cihan Savaşının çok zor şartları içinde geçen kayma- 21