İstanbul Büyük başın büyük derdi (Kapaktaki Vali) Bitirdiğimiz haftanın içinde bir gün saçları düz taranmış, esmer ve hafif şehlâ bakışlı bir adam eliyle, masanın üzerindeki beyaz örtüyü ha- fif bir hareketle düzeltti, sonra yan tarafında aleste bekleyen garsona dö- nerek: ” ütfen ks getirir misi- niz?" di Gars "— Ba aşüstüne” diyerek seğirtti. Az sonra esmer, hafif şehlâ bakışlı adamın önüne bir hesap pusulası kon- du. Hâdise, Sirkecide mütevazi bir lo- kantada cereyan etti. Şehlâ bakışlı esmer adam, İstanbulun 13. valisi Niyazi Akı idi. Akı Sirkecideki mü- tevazi lokantada hiç kimsenin dikkatini çekmeden yemeğini yemiş, hesabını ödemiş ve sonra günlük ve "mütenekkiren" yapmağa alıştığı tef- tişine başlamak üzere halkın arasına karışmıştı. Halkın arasına karışıp "mütenekki ren" dolaşmayı seven İstanbulun 13 numaralı valisinin -bakalım uğur ge- tirecek mi?- bu merakının uzun müd- det devam edeceği şüphelidir . Zira İstanbul gibi iki milyon nüfuslu bir şehirde - tâbir Akıya aittir- bir vali- AKİS, 2 NİSAN 1962 İstanbulun umumi manzarası Acem mülkünü turistler (o getirecek nin halk arasında kendini belli etme- den dolaşması olacak işlerden değil- dir. Akının seleflerinden Mümtaz Tar- han da vali bulunduğu sıralarda aynı metodu tatbik etmek istemiş, ne var ki işin sonunda ziyadesiyle eğlenceli sahnelerle karşılaşmıştır. Akının cid- di mizacı böyle eğlenceli mizansen ya- ratmağa müsait değildir. Öte yandan Akı minyatür vali F. K. G. ye ben- zer aşırı gösterişçilik gibi bir derde de müptela bulunmadığından İstan- bulun pek anlayışlı halkı, yeni valinin şahsında spektaküler bir taraf bula- mayacaklardır. Her vali için söylenmesi mutad, klasik "valiyi çeşitli dertler bekli- yor" sözü İstanbulun yeni valisi Akı- yı da daha Yeşilköy hava alanında karşıladı. Yeni vali son derece ro- mantik hava içinde Yeşilköy ha- va alanın "— İstanbul için elimden gelini yapacağım" diyerek bu havayı daha da körükledi. Mesuliyetlere bakılırsa dertler, daha ziyade İstanbul Beledi- yesini ilgilendiren dertler mecmuası- ır ve Akının bu dertlerle ilgisi, Be- lediye Başkanıyla hemdert olmasın- dan ileri gelmektedir. Fakat Akı me- seleyi hiç de o yandan ele almadı. Dertlerin Belediye değil de herkese ait olduğu hareket noktasından gide- rek daha masasının başına geçer geç- mez hemen paçaları sıvadı. Anlayış meselesi İstanbulun yeni Valisi, İstanbul Va- liliğini gelen giden devlet adamla- rını karşılama ve uğurlama, şeref def- terlerine imza atma ve törenlerde şa- tafatlı söylevler çekerek kurdele kes- me makamı olarak kabul etmemekte- dir. Meselâ Akı, İstanbulun bir asa- yiş meselesi bulunduğundan, bu me- selenin müzmin bir hale geldiğinden bihaber değildir ve ilk iş olarak İs- tanbulu medeni bir şehir haline getir- mek istediğini ifade etmektedir. Öte yandan, Niyazi Akı, Amerika- da gördüğü eğitim icabı, modern ida- recilik tekniğinin geniş mânası ile bir "ekip çalışması" olduğunu kabul etmektedir. Nitekim Akı, kendisi ile konuşan İstanbuldaki AKİS muhabi- rine İstanbulun meselelerinin halli i- likte e fayda olduğunu" söy- a — Su, yol, elektrik gibi mahalli gö- rünen ve şimdiden hayati mahiyet ar- zeden problemleri dahi bu görüş için- de halletmek lazımdır" demektedir. Bu anlayış çerçevesi içinde Niyazi Akı- nın birinci derecede ekip arkadaşı, tabiatıyla yeni Belediye Başkanı Prof Kâmuran Görgün - olacaktır.Tabiat 19