YURTTA OLUP BİTENLER ceralı Şubat ayının son günü Başba- kana Büyük Mecliste "Bugün, devir kapanıyor ve bir yeni açılıyor" dedirtmiştir. Yeni başarısı, aynı Başbakanın fiilleriyle ve politikanın kısır çemberinden kur- tulabilme derecesiyle alâkalı olacak- tır. Demokrasi Fırtınadan sonra Bitirdiğimiz haftanın o başlarında bir kaç gün, Ankaranın hava v tren istasyonlarından bacı siviller kös kös İstanbula hareket ler : zoraki diplomatlar, gaze- teciler, emekli subaylar, ilim adam- Mecliste Bu yüzden, a bir burukluk, artık küçümsedikleri işlerinin başına dönmüşlerdi. Bunlar başkentte, Şubatın yirmi- si civarında baş gösterdiler. Gelişle- ri, hiç de gidişleri gibi değildi. Çalım- örü düşük meyeceği tezini savunuyorlardı, karada, ekserisi kendilerine eş husu- siyet taşıyan başka sivillerle ve bu arada bazı eski dost subaylarla ko- nuştular, temaslar yaptılar. Temas ettikleri kimseler arasında bazı par- tilerin Bakan olamamış ileri gelen- leri Ode k değildi. Bir kıs- mı, Meclis koridorlarında göründü ve "Bunlar da nereden çıktı?" diye hay- ret uyandırdı. Başkente, kendilerinden evvel bir kafile daha gelmişti. Onlar da kimselerle görüşmüşlerdi. Ama on- lar, kendilerine rastlayanlara . Üst perde- direktifler vermişler, fikirlerini bir ültimatom e- dası içinde em sonra geldik- leri yere dönmüşler Başkentte bir üçüncü grup daha dikkati çekti. Bunlar memleketin ba- zı bölgelerinden ve bilhassa ( İstan- buldan gelen bazı kurmaylardı. An- karada Albaylar takımının, Şubat so- nundan ewvel hiç bir şartı (omevcut olmayan bir darbe yapacaklarım öğ- 8 kendile- hiçbir renmişlerdi. riyle beraber Bu Albaylara, olmadıklarını şüpheye mahal vermeyecek açıklıkla bildirdiler. Bu, Kara, Kuvvetleriyle bütün nun. e e ma desteklemiyeceği- . Ama Talât Aydemir Nerden nereye ? Hayal âleminde "Bu arada Ankarada, daha başka hâdiseler cereyan etti. Bir çok çevrede, bir Devlet veya Hükümet tasarrufuna girişilirken bazı (oOürkek ve bukalemun tipli politikacılar veya yüksek memurlar "Acaba, Talat bey ne der?" diye fısıldaşmaya başladı- lar. "Acaba, Talat bey ne der?" bir bakıma slogan haline geldi ve oçok daireyi çalışmaz hale getirdi. "Talat bey", en koyu sırların bir kapalı ka- pı arkasında yirmidört saat kalma- dığı Ankarada birden bir garip uma- cı haline geldi. Ama bu, sebepsiz ye- re olmadı. Gerçekten de bir "Talat bey" ona buna direktif veya gözda- ğı vermekle kalmadı, bazı yüksek ve dost yabancı çevrelerden bahis konusu memleketlerin Türkiyede bir askeri İhtilâlin vukuu karşısında nasıl dav- ranacaklarını istimzaç etti. Her gösteriyordu duymuyordu. Başkentte, geride bırak- tığımız bir kaç hafta içinde bir "Ta- lat bey" şununla bununla temas etti, fikirlerini ve plânlarını belirtti, muh- temel tepkiler hakkında bilgi oedin- Bu "Talat bey'in en az hoşuna birden bire Türkiyeye çıkagelmesi ol- du. Amerikan Hükümetinin temsilci- si, Türkiyeye Amerikan yardımının devam edeceğini söyledi. Ancak, bir küçük ilâve yaptı, "Demokrasiye bağ- lı kaldıkça" dedi. Bu, kulağa biraz kar suyu kaçırdı. Büyük Elçiliğinin askeri alâkalı omüsteşarının evinde üniformalı şahsiyetlerle görüştü o ve onlara da Washington'un bazı görüş- lerini ifade etmek fırsatını buldu. Buna rağmen 22 Şubat akşamı, "Talat bey'in plânlarında bir değişik- lik yapmadığını ortaya koydu. Erte- si sabah doğan güneştir ki pek çok hevesi kursaklarda bıraktı ve bir kaç gün sonra da, Ankaranın hava ve tren istasyonlarında o düşük omuzlu sivil zevat boy gösterdi. Geride yatan Onlar ( İstanbula giderlerken, o gös- terişli Parlamento binasının obü- yük toplantı salonunda bir adamın, kürsüye çıkmak üzere oturduğu kol- tuktan doğrulması büyük tezahüra- ta, devamlı alkışlara yol açtı. Millet- vekilleri, Başkanın soluna gelen taraf- ta oturanlardan bir kaçı hariç -o sı- ralar. A. P. ye aittir- ayağa kalkmış- lardı. İsmet Paşa böyle bir hava için- de kürsüye geldi ve Bütçe görüşme- lerini kapayan meşhur nutkunu söy- ledi. Bir kaç dakika evvel Bütçe Ka- nunu -yani, Hükümet- kahir bir ço- gunluk almış ve bir bakıma Meclis, Karma Hükümete, onun Başkanına güvenini tekrarlamıştı. İnönü konuşmasında, 22 Şubata kısaca dokundu. Bu dokunuşu sında, bazı açıklamalarda ve bazı yanlışları düzeltti. yet Hükümetinin Başkanı olarak AKİS, 5 MART 1962