YURTTA OLUP BİTENLER miştir. Ancak bir kaç saat sonra ora- ya döndüğünde, kâğıdın yerinde ol- madığını farketmiştir. Bunun gibi tahrikler, siyasi haya- tımızın D. P. i partilerinden, bilhassa A. P. nin bir kanadından ve direktiflerini doğrudan doğruya Kay- seriden aldıkları aşikâr eski Demok- rat gazetelerin sütunlarından gelen tahriklere eklenince ve bir başka ka- nat da orduyu İnönü ile Demokrasi aleyhinde Vaziyet almaya davet için inanılmaz gayret sarfedince 27 Ma- yısın, ordunun şerefinin, nihayet memleketteki huzur ile şahsi emni- yetin tehlikede olduğu hissi kolaylık- la uyanmıştır. Ankaranın "Talat bey"ini, kendi- ni iktidarda sayacak kadar kendin- den geçiren işte bu unsurlar olmuş- tur. Ne yapılacaktı? İhtilâl oplânmın esasını Hükümet Darbesi teşkil etmektedir. Hazır- lıklara göre, Büyük Meclis işgal o- lunup feshedilecek ve "kritik perso- nel" diye adlandırılan bir takım kim- seler nezaret altına alınacaktı. Bun- lar Devletin, Hükümetin, Partilerin mesul büyükleri ve Parlâmentonun bazı üyeleridir. Ancak, tevkifler ya- pılmayacak, hiç kimse muhakeme o- lunmayacaktı. Derhal askeri bir ida- re kurulacak ve Başkomutan yetkisi- ni haiz bir Albay Devlet Başkanı ile bir. Albayı Hükümet Başkanı işi ele alacaklardı. Bunlar bir hükümet ile biri yüksek, biri adi iki Meclis kura- caklardı. Kayseri için düşünülen, bir takım kimseleri salıvermek, O fakat ötekileri ebediyen içerde tutmaktı. Partilerrası 10 5 Kulağa Küpe Diyalog Hükümet: Ben tedbir almı- yacayım ama, düzeltin şu hali- nizi canım) Bir iki gazete: Biz düzelte- meyiz. Sen tedbir al! Sen ted- bir al! Sen tedbir al! Hükümet: İş askeri ayak- lanmaya kadar gitti. Ben tedbir alıyorum. Yine aynı bir iki gazete: Yoo! Olmaz öyle şey! Vay tota- liter vay! Diktatörlük değil mi ? Tedbir istemiyoruz... Hayır! As- la! Katiyeni Vaziyete hakim olunduktan sonra, kollar sıvanacak ve icraata geçilecek, Türkiye çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırılacaktı. Yeni bir seçim siste- miyle -sâdece okuyup yazma bilenler az sayıda temsilci seçecekler, bunla- ra teşekküllerden gelecek temsilciler katılarak Parlâmentoyu teşkil (o ede- cektir- teşrii organ kurulacak Ve memleket, üksek (büyüklerimizin paternalist idaresi altında ve Yeni İstanbul gazetesinin eski Havadisten müdewer pek kıymetli fikriyatçıla- rının desteğiyle gül gibi idare edilip geçinecekti. İnsana şaşkınlık veren, bazı ruh hastalarının tahrikiyle, Türkiyeye sâ- Tedbirler Komisyonu toplantı halinde Müşterek dertlere müşterek çare dece felaket, sâdece ıstırap ve gözya- şı, kan getirecek, bizi buhrandan buh- rana sürükleyeceği aşikar böyle te- şebbüslerin vatanın en kıymetli bazı evlatlarının hayali dahi olsa, sanki gerçekleşebilirmiş gibi desteğini ka- zanmış olmasıdır. Bu, sâdece tahriklerin tesir dere- cesini göstermektedir. Saadet hapı Geride bıraktığımız hafta, 22 Şubat hâdisesinin mahiyetinin öğrenil- mesi siyasi partilerde zaman zaman soğuk ter dökümüne, zaman zaman titremelere yol açtı. Tereddüd içinde bulunan bazı politikacılara ise olay- ların gelişmesini biraz daha beklemek gerektiğini hatırlattı. Ama Türkiye- nin siyasi alanında söz sahibi olan dört siyasi partinin mesulleri müşte- reken hareket ederek, demokratik re- jimin yerleşmesinde ortaya çıkan pürüzleri derhal kaldırmaya girişti- ler. 22 Şubat anlatıyordu ki mesele- nin düşünülecek yönü kalmamıştı. Bazı tedbirlere başvurmak, tehlikede olan rejimi kurtarmak, genel seçim- lerden bu yana şu veya bu şekilde or- taya çıkan 27 Mayıs İhtilâlinin meş- ruiyetiyle ilgili tahrikleri kesip oat- mak gerekmekteydi. C.H.P.-Y.T.P.-A.P.-C.K.M. P. harekete geçtiler ve bir komisyon teşkil ederek bazı tedbirlerin, kanun çerçevesinde alınmadım sağlamaya hazırlandılar. Komisyonda her partinin ikişer temsilcisi bulunuyordu. Hükümeti da iki Bakan - Sahir Kurutluoğlu ve Kâ- muran Evliyaoğlu- temsil ediyordu. Topluluk 27 Mayıs İhtilâlini gölgeli- yecek hareketlerin cezai müeyyidele- rini bir araya getirerek bir Okanun tasarısı hazırlıyacak ve tasarının al- tında parti liderlerinin imzaları ola- cak ve bu suretle genel kurula sevke- dilecekti. Başlangıçta i işin a mi halledi- leceği zannedilir mukavemet- le karşılaşılmıyacağı tahmin edilir. ken, haftanın sonunda Meclis içinde muhtelif (partilerde muhtelif (| fikri ayrılıklar ortaya çıktı ve ortalık bir- den karıştı. Öyle ki ayrı ayrı partiler- de ayrı ayrı yönlerden pek çok mil- letvekili kanunun aleyhinde bulundu- lar ve bu birbirine benzer gibi görü- nen, aslında tamamen birbirine aykı- rı fikirler etrafında birleşen bir mil- letvekili topluluğu belirdi. İşte bu hava Meclis koridorlarım kapladığı sırada, haftanın ortasında perşembe günü, kurulan Komisyonun C.K.M.P. H bir üyesi, Nurettin Ar- dıçoğlu pain umulmıyan bir SİM li — Yahu nerede şu adam, şunu AKİS, 5 MART 1962