YURTTA OLUP BİTENLER, anlaşılmıştı. Komisyon ilk çalışmalarını bitirdik ten sonra parti liderleriyle ( birlikte bir toplantı yapmağa ve bir protokol hazırlıyarak prensipleri tesbit etme- ğe karar verdi. Haftanın ortasında salı günü li- derler saat 21 de davet edildiler. O akam Meclisin ikinci katında A. P. lideri oGümüşpalayla, o Alpiskenderi başbaşa vermiş bir meseleyi tartışı- yorken görenler, son derece önemli şeylerin konuşulduğunu sandılarsa da yanıldılar. Saat 21 deki randevuya saatinin biraz ileri olması hasebiyle erken gelen Gümüşpala, Alpiskendere soruyordu; "— Seninki kaç?" Alpiskender saatine bakarak: "— Daha 15 dakika var paşam deyince, iki A. P. li politikacı tered- Müzakereler bir hayli (o çekişmeli ve uzun oldu. İnönü gece saat 2.80 sıralarında salondan ayrıldı. Komis- yonun diğer üyeleri ise sabah 8 e ka- dar çalıştılar. A. P. liler ve ötesi Tartışmalarda 27 'Mayısla ilgili ka- nun tasarısının hakikaten birinci derecede savunucuları EE ve Ardıçoğlu oldular. C. K. . li po- litikacılar kanunun tüzumundan bah- sederken bir ara Neriman Agaoğlu- nun Mecliste yaptığı ve Kayseride bu- lunanlar için "onlar alınları açık, şe- refli insanlardır. Hesaplarını verdi- ler. Siz ne zaman vereceksiniz" sözü- nü hatırlattılar ve bu konuşmanın 27 Mayısı yapan Türk Silahlı Kuvvet- lerinde doğurduğu tepkiyi anlattılar. Elbette ki bunlara mani olunması ge- rekiyordu. Elbette ki bu nevi tahrik- 22 Şubat akşamı harekete hazır vasıtalar Korkulu bir rüya. düder düştüler ve Meclisin saatlerin- den birinden vakti öğrenmek için ko- ridorun ucuna yürüdüler. Daha vakit olduğunu anlayınca da Grup oda- larına çıktılar. Bu sırada Ekrem A- lican gelmiş, Başbakanlığa (o ayrılan odanın karşısında bekliyor, odadan bir kapıyla geçilen toplantı salonu- na girmiyordu ,C.H.P. ekibi Başbakan İnönüyle bir likte gecikti. Saat 21.55 sıralarıydı ki aceleci adımlarla gelip toplantıya katıldılar. En fazla geciken Bölük- başı oldu ve saatler 22.15 i gösterir- ken salona girdi. Kumaş ve Konfeksiyonda bol çeşit Yeni ÜRSEL'de AKİS — 145 ler her dem Silâhlı Kuvvetleri ayakta tutacak ve daima bir müdahale bek- lemek gerekecekti. Ardıçoğlunun bu derece üzerine düştüğü tasarı hakkında C. H. P. li iki temsilci - Nüvit Yetkin, Atalay Akan- fazla ısrar etmediler. (o Onlar prensip olarak 27 Mayıs İhtilalini tasvip ediyorlar ve "alenen".tecavüz edilmesine taraftar bulunmuyorlardı. A. P. 11 temsilcilere gelince, yer- lerinde ooturamadıkları, kıvır kıvır kıvrandıkları belli oluyordu. Kanunun hafif hükümleri ihtiva eder şekilde hazırlanması için ne mümkünse yap- mayı denediler. Sakin, rica yollu ko- nuşmalar yaptılar. Bazı konularda muvaffak da oldular. Nitekim ertesi gün Ferit oAlpis- kender fırtınalı A. P. Grubunda hu konuşmalarını savunucu unsur ola- rak ileri sürdü. Hazırlanan protokolü gösterip: — Buradaki hükümler çok daha ağbındi, Biz mümkün mertebe O hafif- letmeğe gayret ettik" dedi. Ne var ki, geçen 24 saat içinde A. P. Grubunda meseleyle ilgili ku- lis çoktan yapılmış, hizipler çoktan ortaya çıkmıştı. Bir grup A. P. li kanunun çıkarıl- masına tamamen muhalifti. Bunlar eski D. P. lilerdi. Kadri Eroğan usul hakkında söz alıp konuşabildiği ka- dar fikrin savunmasını yaptı ve ara- da: "— Bu suçların müeyyidelerinin hangisinin Türk C. Kanununda lunmadığım iddia edebilirsiniz? oBu kanuna lüzum yoktur" sözlerini sıkış- tırıp, kürsüden zoraki indirildi. A. P. Grubunda o gün söz almak mümkün olmadı. Zina tartışmalar u- sul üzerine açılmıştı. Protokolün mü- zakeresi yapılmıyacak, bunun metni tamamlandıktan sonra esas tartışma- lara başlanacaktı. O gün alınacak karar Genel Başkana verilecek oyet- kiyle ilgiliydi. Usul kalkanının altın- da kanunun çıkmasını arzulamıyan- lardan İsmet Sezgin birkaç (kelime ya etti ya etmedi. Başkan müzakere- lerin kötüye gittiğini anlayınca işi oylamayla bastırdı ve Gümüşpalaya 47 'ye karşı 67 oyla yetki tanındı. Karara göre, Genel Başkan hazır- lanacak tasarının altına imza atma- ga yetkiliydi. Ama, tasarı hazırlan- dıktan sonra, A. P. Grupu, üzerinde bir kere daha duracaktı. T.T.P. de direnenler A ynı gün bir başka salonda, bir baş- ka siyasi partide aynı kavga de- vam ediyordu. Y. T. P, Grupunda A- lican ilk sözü alıp konuştuğunda du- rumun pek parlak olmadığını gördü. Esasen Genel Başkan, sözlerini söy- le bağladı " —Bu kanunun son derece fay- dalı olacağına kaniim. Aksi bir fikir varsa ve fikirlerinin doğruluğunu sa- hipleri ortaya korlarsa, onlarla be- raberim." Alican, samimiydi. Ama, Mahmut Vuralın sözleri Y. T. P. de esasen gergin havayı daha da arttırdı. Vural, son derece kanun taraflısıydı. Böylelikle bilhassa Ba- sının sararı (oönlenecekti. Sözlerinin burasında e Bilgin yerinden mü- dahale ett "— m, D. P. iktidarını Memurlara taksit Yeni KARAMÜRSEL'de AKİS — 146 AKİS, 5 MART 1962