5 Şubat 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

5 Şubat 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftanın içinden Şu, Servet Beyannameleri! Özel sektöre hayat hakkı tanınan memleketlerde, -siz isterseniz buna, kapitalist memleketler de diye- bilirsiniz, varlıklı zümrelerin kendi çıkarlarıyla | ilgili meselelerde bol miktarda Sahibinin Sesi uldukları, hatta Hükümeti ele geçirdikleri ithamı yaygın bir dü- şüncedir. Doğrusu istenilirse, bunun tamamile asılsız olduğunu söylemek imkanı yoktur. Paranın pek çok şe- ye kadir olduğu hiç kümenin meçhulü değildir ve De- mokrasilerin o çeşit bir zaafı bulunduğu gerçektir. Ama başka bir gerçek, umumi efkârı uyanmış ülkelerde bu eşit kuvvetlerin karşısına başka çeşit kuvvetlerin di- kildiği ve bunların dengeyi e a Her müba lağa mutlaka bir tepki yapar. . Asır kapitalizminin bu yüzden dejenere olduğu, sonra il battığı gözönünde tutulursa XX. Asırda daha akıllıca, daha dikkatli ve ba- siretli davranma lüzumu kendiliğinden ortaya çıkar. Bu- gün için Türk toplumundaki kuvvetli ve tesirli cereyan, batı ülkelerinde olduğu gibi Devletçiliği ve özel Teşeb- büsü yanyana yaşatmak, bunların birini ötekiyle ta marnlamak, her birinin zehirine karşı diğerini panzehir diye kullanmak ve memleketin kuvvet kaynaklarını böy- lece tam seferber hale sokabilmektir. Başbakan İnönünün İstanbulda belirttiği gibi, meselâ kudretli İstanbul özel sa nayiinden memleket kalkınmasını mahrum bırakmak a- kıl kârı değildir. görmez ve Türkiyede bir başka cereyanın daha organize hale gelmekte olduğunu farketmezse, meşhur tabirle kendisini İnönünün bile kurtaramayacağını bilmelidir. Özel sektörün bir anlayışsız kısmı, ortaya, hiç yok tan bir "Servet Beyannamesi Meselesi" çıkarmış bulu- nuyor. Dava, sadece Parlamentoda değil, hatta Hükü- met içinde ve Basında taraftar da bulmuştur. Anti-Be yannameciler, işi büyültme konusunda muhakkak ki bir zafer kazanmışlardır. Ancak bunun bir Pyrrhus Za- feri olduğunu görmemek için kör olmak lâzımdır. Ben bir sosyalist olsaydım, Servet Beyannamesi aleyhtarı kampanyanın gelişmesi İçin dua ederdim, bir komünist olsaydım bunu el altından desteklerdim. Su anda pek az davranış, varlıklı zümrelere, Servet Beyannamesi ko nusunda bizzat kendi mensupları tarafından tahrik edi len düşmanlık derecesinde zarar vermektedir. Hâdisenin bir eğlenceli tarafı vardır. Servet Beyan namesi aleyhinde pek çok şikâyet dinlemişimdir. Şi- kâyetçilerin istisnasız hepsi, lâfa şöyle başladılar: "Kar deşim şahsen benim bir itirazım yok!" Peki ama, şu şahsen bir itirazı olanı ele geçirebilsek.. Bunu geçireme yeceğiz. Zira bu başlangıcın arkasında, başkalarına at fen yer alan itirazların hepsi bir kaşkarikonun, bir dala- verenin, bir gayrımeşru kazancı mubah termenin karaborsayı haklı olmasa bile makul bulan bir zihniye tin, nihayet vergi ödemeyi aptallık sayanların mevcudi- İstanbulda gaffar ne oluyoruz demiş, parasını küpe saklamış, şim di çıkaramıyormuş. Efendim, sermaye ürkek olduğu için böyle sıkı kayıtlardan hazzetmezmiş. Efendim, her kontrol altında bulunduğunu bilmek serbest sektörü te- dirgin edermiş. Efendim, bu yüzden saklanan yüzmil- yonları piyasaya dökmek için sistemden vazgeçmek lâ- AKİS, 5SŞUBAT1962 Metin TOKER zımmış. Bunlar aslında hep, Servet Beyannamesinin kalkmasını değil, kalmasını gerektiren sebeplerdir. Zira fütursuzca istenen, Hükümetin namussuzluğa, ahlâksız- lığa, memleket menfaati üstünde tutulan şahsi menfaa- te resmen prim vermesinden ibarettir. Eğer Servet Be- yannamesinin kalkması için bunların dışında bir sebebe sahip olan varsa, ne olur bildirsin! Servet Beyannamesi nedir? Vergi kaçakçılığına kar- şı, ciddi bir baraj! Adam servetini başta beyan edecek. Bunu her sene tekrarlıyacak. Bir belirli süreden sonra, namesinde, satın aldığı 5 milyon liralık bir gayrimenkul var. Halbuki, arada 2 milyon liralık bir gelirin vergisi- ni ödemiş. Maliye yakasına yapışacak ve "Ahbap, bu S milyonluk fark ne?" diyecek. İstenmeyen, işte bu sual. Servet Beyannamesi konar konmaz, vergi kaçakçılı- ğı şıp diye ortadan mı kalkacak? Ne münasebet! Böyle sihirli bir tedbir, şimdiye kadar bulunmuş değil. Erbabı, ona karşı da çare düşünecek, bulacak. Üstelik bu, pek zor da sayılmaz.. Ama işte, usul, kötü niyet sahibini biraz daha uğraşmaya mecbur edecek. Aslında, bütün polis tedbirlerinin gayesi bundan ibaret değil midir ? Her tedbire karşı çare, her çareye karşı tedbir. Formül bu- dur. Şimdi, Servet Beyannamesi aleyhtarları Hükümetin karşısına bir şantajla çıkmaktadırlar: Eğer bu kalk- mazsa, piyasayı açmayacaklardır.. Aklıevvellere (o gül- mek lâzımdır. Bir defa, saklandığı ileri sürülen o 00 milyon, 800 milyon nereden bulunmuştur? Beyanname- ler geçen yum Martında verilmiştir, ama Ocak durumu- na göstermektedir. O tarihlerde piyasada öyle ahım şa- hım likidite yoktu. Arada, bankalardan bu miktarda pa- ra da çekilmemiştir. Peki, bir büyük ticaret hareketi görülmüş, büyük kârlar sağlanmış ta onlar mı saklan- mıştır? Konjonktür böyle bir durum göstermemektedir. O halde, menkul ve gayrimenkul kıymetler piyasası mı canlanmış, bunlar mı nakide çevrilmiştir? Öyle bir şey de yoktur. Demek ki, bir para beyan edilmediyse bu za- ten kaçırılmış meblağdır. Gürülüyor, Servet Beyanname sinin piyasadan çektiği ileri sürülen milyonlar, daha zi- yade ilerde kazanılacağı hesap edilen ve bu çeşit bir 'kontroldan âzade tutulmak istenilen milyonlardır. İyi ama, iş hayatı canlandığında ve cessur, dürüst, namuslu ticaret, sanayi erbabı kazanç sağlamaya baş- adığında ötekiler çekingenliklerini ne kadar devam et- tirebileceklerdir? İş hayatı ise, her şey gösteriyor ki bugünlerde açılmak üzeredir. Mesele, güven meselesidir. Hükümetin iş adamına güven vermsi, iktisadi istikrarı sağlaması, bir fena tatbikat varsa onu ıslah etmesi, bir ihtilâl sonrasının yüreklerde uyandırması t hataları telâfi imkânının sağlanması.. de yeri var. Ama bir servet düşmanlığı, haklı dişlerini gösterirken ve bir zümre yaylım ateşi altında tutulurken her iki cereyana karşı en tesirli panzehirin bu zehirden ölecek olanlar tarafından reddedilmesi, ne yalan söylemeli biz sade vatandaşların anladığımız bir şey değildir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: