TİYATRO Başarılı Genç yaşın ihtiyar Lear “Kral Lear" Ankarada yeni tiyatro o binalarının Devlet Tiyatrosu oçerçevesi (o içinde hizmete katılmasıyla kendini göster- miştir. Önce eski Halkevi 4 Şubat 1956 da, "Üçüncü Tiyatro" adı altın- da, yeniden tiyatro olarak devamlı temsillere başlamış, onu 5 Ekim 1956 da Evkaf Apartmanının o altındaki dükkânlardan meydana getirilen 65 kişilik. "Oda Tiyatrosu" takibetmiş- tir. İlk bölge tiyatrolarının faaliyete geçirilmesi 1956-57 m i dana i netilmesiyle başlamış, mevsiminin başında Bursada açılan "Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu" taki betmiştir. Sonradan bunlardan yalnız İzmir ve Bursa Tiyatroları (Devlet Tiyatrosu idaresinde işleyen Devlet Tiyatrosu şubeleri olarak faaliyetle- rine devam etmiş, Adana Tiyatrosu ise Adana Belediyesine bağlı özel bir tiyatro olarak kalmıştır. Böylece Devlet Tiyatrosunun An karada o zamana kadar yalnız Büyük ve Küçük Tiyatrolara inhisar eder faaliyeti Üçüncü ve Oda Tiyatroları nın açılmasıyla dört sahneyi birden kucaklamış, Adana İzmir ve Bursa tiyatrolarının açılması üzerine ise yedi sahneye birden dağılarak daha da genişlemiştir. Bütün bu faaliye tin merkezden tek bütçe, tek reper tuvar, tek sanatçı ve teknisyen kadro suyla idare edildiği düşünülürse Dev let Tiyatrosunun ne ağır bir mükelle fiyet altına girdiği anlaşılır. kemiyet bakımından gelişirken ke fiyet bakımından bazı fedakarlıklara katlanmak zaruretinin başgösterdiği 28 ise bir gerçektir. Yedi sahnede bir- len, bütün mevsim boyunca her ak- şam perde açmak mükellefiyeti Dev- et Tiyatrosu sahnelerine (o çıkarılan serlerin eskisi kadar kuvvetli kadro arla oynanmasına oOpek imkân bi rakmamıştı. Bununla beraber bu devrede Dev- let Tiyatrosu klâsik .repertuar eser erinin yanısıra Batı sahnelerinin en başanlı yeni mahsullerini de sahne- erine çıkarmaktan geri kalmamıştır 3u eserlerin hepsi ancak Ankarada ki merkez sahnelerinde (oynanmış, sonra tur halinde Adana, İzmir ve Bursa Tiyatrolarını, aynı kadrolarla dolaşmışlardır. Gine bu devrede Dev let Tiyatrosu İstanbula sık sık gide- -ek Opera ve Tiyatro temsilleri ver- meğe başlamıştır. Cüneyt Gökçerin reji ve oyun a- lanındaki çalışmalarının olgunlaşma- sı da bu devreye rastlar. "Keçiler A- dası"ndan sonra, Orhan Asenanın ilk piyesi olan 'Tanrılar ve İnsan lar"ı, bu epik dramı sahneye koydu ve baş rolünü, tanrılara, meydan oku- yan Giılgamışı oynadı (1954). Daha sonra sırasınla Jean Anouilh'un "Şato ya Davet'lede İkiz Kardeşleri -Ho race ve Frederc'i oynadı ve büyük bir başarı kazandı. Arkasından Jules Romains'le Stefan Zwelg'in "Tilki" -"Volpone"-sini sahneye koydu (1955) Noel Coward'ın "Ruhlar Gelirse" ko- medisinde baş rolü oynadı ve bu e- serin aylarca afişte kalmasını sağ- ladı. Bunu Pirandello'nun, sahneye koyup baş rolünü oynadığı "IV. Hen- ri"si ve sahneye koymakla yetindiği aolo Levi'ninin "Trafik Cezası" ta- kibetti (1955-56) Oda Tiyatrosunun açılış eseri o- larak sahneye koyduğu ve eşi Medi- ha Gökçerle en az ikiyüz defa oy- nadığı "Bir Yastıkta" piyesi Gökçer Çiftini İstanbul seyircisine de tanıtan tik oyun oldu. Aynı mevsim, "Bir Yastıkta"yı oynarken bir yandan da büyük rağbet gören "Tahta Ça- naklar"ı, Thorton Wilder'in "Çöpça- tan"ını, Giraudoux'nun "Su (oKızı'nı sahneye koydu. Bu son eserin baş ro- ünü de oynadı (1956-57). O sırada bütün Avrupa sahnele- ini dolaşmakta olan "Anna Frank" "Hatıra Defteri"-, onun rejisi ve baş roldeki başarısıyla bütün Devlet sah- nelerinde ve İstanbulda büyük bir il- gi gördü (1957-58) 16 yılda 30 rol, 15 reji... 1 958-599 mevsiminin hazırlığına baş- lanacağı sırada Muhsin Ertuğrul, zamanın Milli Eğitim Bakam tara- fından, yaş haddi bahane edilerek, Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğün- den uzaklaştırıldı. Yedi sahne üzerinde faaliyette bu- lunan Devlet Tiyatrosunun başına kimin getirileceği, gün geçtikçe bü- yüyen, dal budak salan ağaca kimin su verebileceği merakla bekleniyor- du. Zamanın Milli Eğitim ((Bakam Muhsin Ertuğrul gibi tecrübeli o bir sanat adamını Devlet Tiyatrosu gibi hızla gelişmekte olan bir sanat mü- essesesinin başından uzaklaştırmak- la düştüğü hatayı, yerine (o Cüneyt Gökçeri tâyin etmekle tamir etti. Gökçer Oidipus kompozisyonunda "Kadmosun yüce oğlu" AKİS, 5 ŞUBAT 1962