SANAT Haberler "Verelik dedik" inde (oynan tiyatro- nun dergisinde Tuncer Yönder ola- da çı- kan yazılarda da, başarılı bir oyun- cu olarak kendisinden söz açılıyor a- ma, eleştirmeciler adının Tunca ol- duğunu bilmedikleri için Tuncer di- ye yazıyorlar. Geçen akşamki oyunda Tunca Yönderin bir dil sürçmesi oldu. Üs- teğmen Roberts'a mürettebatın hazır ye bu iki kelimeyi tekrarlıyordu. O- yun başladı, sıra madalya verme sah- nesine geldi. Sahne gerisindekiler bü- yük bir dikkat ve heyecanla Tunca Yönderin sözlerini izlemeye başladı- lar. Yönder, malüm cümleye gelince konuşmasını yavaşlattı, kelimeleri ta- ne tane söylemeye başladı “— Üsteğmenim, bunu size.." Dedi, durdu. Sonra kelimelerin ü- zerine basa basa, özene bezene de- vam etti: — Verelik dedik!" mez Yönder, şimdi erimez ça- resini cümleyi başka türlü - ta buluyor. Bakalım nasıl söyliye- cek? Nerde Antigone Şair Edip a geçen yılın son günlerinde yeni bir şiir kitabı Edip Cansever Acı bahriyeli ladığı palmiye madalyasının verilme- si sahnesinde Çavuş Dolan konuşuyor ve diyor ki: — Üsteğmenim düşündük, ta- şındık, bu madalyayı size verelim dedik." Yönder, bir dil sürçmesiyle "vere- lim dedik" i "verelik dedik" şeklin- de söyledi. Sahnedeki oyuncular gül- memek için kendilerini zor tuttular. Sahne gerisinde uzun süre bu "vere- lik dedik" bir takılma sebebi oldu. Ertesi akşam, tayfalar çavuş Dolana yeniden takılmaya başladılar. “— Nasıl çavuş, verelik dedik, ha?" Tunca Yönder, gerçi bu takılma- lara kızmıyordu ama, yeniden bir dil sürçmesinden kendisini (kurtarması için durup dinlenmeden "verelim de- dik, verelim dedik, verelim dedik" di- 32 çıkardı. Adı "Nerde Antigone?". Ye- ditepe Yayınları arasında, Said Ma- denin orijinal bir kapak kompozis- yonuyla yayınlanan kitap, herhalde sanat çevrelerinde yakın bir ilgiyle karşılanacaktır. Cansever, hemen he- men her iki yi iir kitabı şairin nfil, (o Umutsuzlar Parkı, Petrol adlı şiir kitaplarıyla Türk şiirine yeni sesler katan Can- sever, "Nerde Antigone? “siyle de daha değişik bir huva içinde görün- mektedir. Son kitabın baskıya verildiği sı- rada, Canseverle yayıncı Hüsamet- tin Bozoku görenler soruyorlardı: "— NerdeAntigone?." Bozok a veriyordu ide. — Nerde Antigone?" — Bas — “Antigone?” "— Ciltleniyor.." "— Nerde Antigone?* Cansever sonunda kesin cevabı verdi: izdik, bastık, ciltledik. Şimdi piyasa. Parayı veren düdüğü ça- lıyor Miğde ile sanat Suut Kemal Yetkinin Türk Dili der- gisinde (yayınlanan "Akımcılık" adlı yazısı, özellikle ve hâlâ. İkinci Yeni türküsü söylemeye çalışan genç sanatçı çevrelerinde büyük tepkiyle karşılaştı. Edip Cansever, bu gençlere yeni bir ad bulmuş: "Yeni yetme." Şimdi bu ad, iin al hızla ya- yılıyor, tutunuyor. Yetkinin yazısına en sert tepki- mi öfkeli gençlerin, ami baş- ladıkları gişim" dergisinden gel- di. Bu derginin ikinci sayısında Sezer Tansuğun “dehşetli müthiş" bir ya- zısı vardı, öyle öfkelenmiş, öyle Ö£ kelenmiş ki, yazıyı rn gözlerinin fıldır fıldır döndüğü- nü görebiliyorsunuz. Tansug, yazı- sının bir yerinde: "Ben bu Suut Ke- mal Yetkinle, bu Bi Me çotu- rup bir masada yem " gibi bir cümle de Ae mi Kemal- le, Salâh Birselle yemek vu pek küçültülmüş Sezer Tansuğu! Yazıyı okuyan samaicılanian biri, yanındaki arkadaşına döndü ve şun- ları eyledi — Bu Sezer Tansuğu tanır mı- sın sen? Bu delikanlının sanat an- layışı miğdesinden mi geçiyor ?" AKİS, 8 OCAK 1962