pısı önünde yakalayan o gazeteciler "İnönüyü nasıl buluyorsunuz?" sua- lini sorduklarında şu cevabı aldılar: "— Çok kibar bir zat! Çok kibar bir zat! Ama, çok da müthiş bir zat!. Aynı gün Hare, görüştüğü ameri- kan personeline Türkiyenin bir şan- taj yoluna sapmak niyetini asla bes- lemediğini söyledi ve memleketin Batı bloku m yerini sapasağ lam muhafaza ttiğini, (o edeceğini memnunlukla bildirdi. Uzun yıllardan beri ilk defadır ki Türkiye, dostları ve müttefikleri nezdinde itibarlı, haysiyetli ve vakur bir pozisyona sahiptir ve Menderes idaresinin bizi bilhassa son devrede düşürdüğü hazin durumun lekeleri, tadsız hatırası silinmek üzeredir. Şu Raymond Hare Anlayışlı diplomat anda, hem Washington, hem Mos- kova Ankarada bambaşka çeşit bir iktidarın mevcudiyetinden haberdar- dırlar Teminlar başlıyor İnönünün, Başbakan sıfatıyla kabul ettiği ilk Büyük Elçi Ekselans Hare oldu. Görüşme talebi amerikalı- dan geldi ve görüşme iki saate yakın sürdü. Bu, başbakanın, Türkiyenin | numaralı müttefikinin oOAnkaradaki temsilcisine memleketin durumu hak- kında yaptığı bir ekspoze mahiyetin- de oldu. İnönü Hare'e niyetlerini, plâ- nını, sıkıntılarını anlattı. Mevcut güç- lükleri söyledi. Dış finansman ihtiya- cından bahsetti. Konu, süratle ame- rikan yardımı meselesine intikal etti. Türkiyenin nazarında, amerikan yar- dımının iki veçhesi vardır. Bunların AKİS, 8 OCAK 1962 Elçisiz Hariciye Kimsenin yapamadığı bir işi, ihayet başarmış bulunuyo- ruz. Hariciyemiz, dış opolitika- mızı elçisiz yürütmenin yolunu keşfetmiş olmalı ki bütün bü- yük merkezler şu anda ya tem- silcisizdir, ya da kifayetsizlik- leri cümlece malüm ellerdedir. Bu büyük merkezlerin arasın- da, önemli NATO müttefikleri- mizin başkentleri de vardır. Dış yardım konusunun Türkiye için böylesine hayati önem taşıdığı bir avrada, Hariciyemizin o bu başarısıyla ne derece övünsek azdır. 20. asır diplomasisinin bun- dan önceki asır diplomasisin- den başka usullerle, vasıtalar- la çalıştığı malimdur. - Dünya- nın en uzak köşeleri arasında konuşma imkânlarını geliştir- miştir. Milletlerarası - toplantı- lar la, bu temasların forumu haline gelmiştir. Bu Oo yüzden, geride kalan devrenin "Büyük Seirleri piyasadan silinmiş- Ama, doğrusu istenilirse, el- ilik < müessesesinin kalktığı henüz bilinmiyordu. 2Â- ra şu anda, bizden başka bütün memleketler -her halde gafillik- lerinden- elçi göndermekte de- vam etmektedirler ve elçi ola- rak gerçekten kiymet ifade e- den, mesleği bilen veya a âşinâ, şahsiyet sahibi kimseleri başka devletler nezdinde tâyin- en geri almamaktadırlar. Şimdilik, elçisiz tek o hariciye Türkiye o Cumhuriyeti o hariciye- sidir. Bakalım, elçi kullanıp dün- yanın dersimizden faydalanmak akıl- lılığını ne saman ogösterecek- ler? birincisi askeridir, ikincisi ( iktisadi- dir. Türkiye, askeri yardımın hibe şeklini muhafaza etmesi hususunda kararlıdır. Bunun başka tarzda dü- şünülmesine imkân görmemektedir. Ama, iktisadi kalkınması için lüzum- lu dış finansmanı uzun vadeli, az faizli bir kredi olarak kabule hazır- dır. Bu krediyi artık iyi kullanacak- tır ve zamanında ödemek dahil, şart- larını yerine getirecektir. Acil İhti- yacımız, askeri yardım olarak o 100, iktisadi yardım olarak 200 milyon do- lar ie rika Büyük Elçisi, bir demok- ratik memleket olan Amerikanın yardım yapma tarzı üzerinde durdu. Amerika plana ve projeye finansman imkanı istendiğinde bunu daha kolay sağlıyordu. Fakat "ver para" dendi mi, Washington'da güçlükler beliri- yordu. Türkiyenin meseleleri bilini- yordu, bunlara karşı anlayış vardı, Amerika Türkiyeyi bırakmak niye- tinde değildi. Her şey daha iyiye doğ- ru süratle gidecekti. Ancak, (önce Türkiye, kendisi bir şeyler yapmalıy- dı. Görüşmeden hem İnönü, hem Bü- Başba- yük Elçi memnun kaldılar. Nikita Rijov Dostane münasebetler kan, Türkiyenin kendisinin bir şey- ler yapmaya azimli olduğunu söyle- di. Rijov sahnede Ancak, Amerika Büyük Elçisinin sözleriyle amerikan yardımının hacmi birbirini pek tutmadı. Bir de, Ankaradaki uyuşuk amerikan ma- kamları Türkiyede de bir umumi ef- kar olduğunu ve Ankara Hükümetle- rinin de bunun tesiri altında bulundu- gunu hiç kaale almadılar. Hibe mik- tarındaki bir azalma, soğuk duş tesi- ri yap Amerika dan sıcak bir alâka Deklenirken, bir anglo-sakson donukluğuyla karşılaşıldı. İnönü Hükümetinin biri son de- mokrasi şansı olduğu, bu da iflas etti mi memleketi Eler beklediği- nin hiç kimse tarafından bilinemeye- 11