mıştır. Bu toplantının bir komedi ol- duğu gün gibi meydandadır. Bu arada hiç şüphesiz Katanga ordusuna takviye gelmiştir. beyaz subaylar tarafından idare edi- n bu kuvvetlerin şimdi Mavi Miğ ferliler karşısına oOaha çetin bir ha- smı olarak çıkmaları ve o Birleşmiş- Milletleri hacil bir duruma düşürme- leri beklenebilir. Birleşmiş - Milletler vaziyetin va- hametini görmüş gibidir. Genel Sek- reter Vekili U'Tant etraftan yardım ve takviye istediği gibi, Rodezyadan Saçlarınız dökülüyor mu? Başınızda kepek ve kaşıntı varmı? O halde. Pilo Cura KULLANINIZ SAÇLARIMIZIN SİGORTASIDIR. AKİS -311 AKİS, 8 OCAK 1962 ÇoMbeye yardım edildiği hakkında ki haberlerin tahkiki için sınıra mü- şahit gönderilmesini İngiltereye tek- lif etmiştir. Aynı teklif Angola İçin Portekize de yapılmıştır. İki memle- ket de şimdilik susmaktadır Buna karşılık merkezi Kongo hü- kümeti Mavi Miğferlilerin safına 1000 Kadar asker vermiştir. tehlikeli bir şeydir. Fakat tam bir dahili harp göze alınmadan Katanga gailesi ber- taraf edilemiyecek gibi görünmekte- Doğu -Batı Diplomatik temaslar Bitirdiğimiz hafta içinde Moskova- da Batı ile Sovyetler arasında ilk diplomatik temaslar başlamıştır. Bas. kan Kennedy ile İngiltere Başbakanı Mac Millan'ın Bermuda mülakatinde kararlaştırmış oldukları gibi, ilk ola- rak Amerikanın Moskova Büyükelçi- si Llewelyn Thompson teşebbüse ge- çerek Sovyet Rusya Dışişleri nı Andrei Gromiko ile görüşmüş ve ertesi Moskovadaki dört Batı- lı devlet Büyükelçileri arasında bir toplantı yapılmıştır. iki taraf da görüşmeler hakkında şimdilik bir haber sızdırmamı şiar- dır. Gromiko bu konuda tefsirde bu- lunmak için vaktin henüz erken oldu- gunu,, Thampso görüşmelerin devam edeceğini, fakat gelecek kar- şılaşmanın tarihini tesbit etmedikle- söylemekle yetinmişlerdir, Öy- le görünüyor ki. Batılılar ikinci te- şebbüsün Sovyetlerden gelmesini beklemektedirler. Bazı belirtiler Batılılar, bugün Mm Sovyetlerle yal- nız Berlin meselesini okonuşmak gerektiği ve bunun İç in de bir mü- zakere zemini aramak lazımgeldiği hükmüne varmış bulunmaktadırlar. Yukarıda bahsedilen diplomatik te- maslar ise, "makul" bir zeminin mev- cut olup olmadığını araştırmak mak- sadile pa maa Fa temaslar başladığı sı- rada, mali Birleşmiş - Millet- lerdeki mümessili, Teşkilâtın Silâh- sızlanma komisyonuna müracaat ede. rek bu alanda bir açılma yapmıştır. Diğer taraftan gerek Sovyet Rusya. gerekse müttefikteri, Batı Almanya- nın silahlanması ile ilgili olarak et- rafa birteviye nota dağıtmışlardır. Bütün bunlar vaktiyle yaptıkları gi- bi, işe Avrupa Güvenliği ve oradan Almanyanın tarafsız ve lınması ve hattâ Avrupada muayyen bölgelerde muayyen silâhlardan tec- rit edilmiş bölgeler ihdası meseleleri- ni karıştırmaya niyetli (oolduklarını kÖünndüümrmüzedketkeidisrünlerdek gelişme- ler bu hususta daha sarih bir fikir verecektir. Okuyucu mektupları 1957 il aşk devamlı bir oku- runuz ama ri göndermedim. Bu, yazdıklarınızla tamamen hemfikir olduğumu, ken- di görüş, ve düşüncelerimi AKİS'in herbiri birbirinden daha büyük bir emek, bir başka meharetle meyda- na getirilen sayfalarında bulduğu- mu gösterin Ancak, son durumlar ve AKİS'in istikametinde sezdiğim tutumu, beni bir mektup yazmak mecburiyetinde bıraktı. İhtilâl oldu ve 15 Ekimle bera- ruz? Memleketin hiçbir problemi yokmuş gibi, bir siyasi af terane- si! Ne oluyoruz, dostlar? 27 Mayıs Milli İnkılâbı sadece çok perdeli bir komedi meydana getirmek için mi yapıldı? Ne demek oluyormuş, af? A P. li çığırtkanlar elbette bu mevzuun posasını çıkarıncaya ka- dar uğraşacaklar ve Sayın İnönü belki yine bu mevzuda çok aşırı bir merhamet, aklın hududunu a- san bir tolerans, bir emip hareket edebilecektir. Af bir lütuf, ne de başka bir görüşle yeriminir. Böyle lutuf- vicdanını hukuk anlayı- şın yıkar v arma umutla ba- kanları kahreder, öldürür. Ortada ir milli cürüm varken, değil af, verilmiş cezalarda en ufak bir ha- fifletme dahi düşünülememeli, her hükümlü gibi Kayser cezaevini dolduran siyaset bezirganları oda saati saatine cezalarını çekmelidir- ler. Onları ilgilendiren affın, Mayıs ( inkilâbının Oo meşruluğunu sarsmıyacağı iddia edilemez. İşte AKİS, bu mevzuda nedense görüşlerini kesinlikle ifade edemi- kahramanlarına kazandırdığı cür'- et gösteriyor ki, biz şartlarımız i- tibariyle bir Danimarka (toplumu seviyesinde değiliz. Danimarkada- ki 2. Dünya Harbi suçluları af mevzuubahis edildiği zaman hiç zannetmiyorum ki bir tashih-i ka- le hissiyatını göstermişlerdir. Fehmi Engin - İzmir 25