KİTAPLAR Ay Tutulduğu Gece (Kemal o Bilbaşarın o romanı, ” Kovan Kitabevi yayınları, 1961, Gu- tenberg matbaası, 205 sayfa 400 ku- ruş.) "Ay Tutulduğu Gece" adlı roman, bir yıllardan beri Egede öğretmenlik ya- pan Kemal Bilbaşar, pek iyi bildiği bu bölgenin bütün hu üsiyetİeiii, insanlarının bütün incelik ve Özellik erini bu romanda anlatmaktadır. Romanın kısa hikâyesi e Bir mühendis, iznini veya bir has talik. sonra aldığı uzunca istira- hat devresini, sakin bir Ege kasaba- cığında geçirmek ister. Bir arabaya atlayıp, <fidece adım bildiği bir sa- asarlar. Ondan, vebalıdan kaçar gibi ka- çarlar. Mühendis deniz kenarında kasabadan uzakça bir bağ evine sığı- na”. Evine sığındığı meyhaneci ile dost olur. Mühendisin dayanması, kendisine vermeyenlere kargı tatlı muamelede bulunması ve kasa- banın etlisine sütlüsüne karışmayıp, yerleştiği evde keyfine bakması, hiyenin bir EE su getirmek- i erine alır. İz- mirdeki ahbapları yasi asiyi bu işi organize eder. Bu organize ediş, ka- saba halkım daha da uyarır. Ahbap- ları gittikçe çoğalır. sonra mühendis, artık nahiye içinde pek de yadırganmayan bir adam Olmuştur. En aziz dostu ise, yerli bir öğretmendir. Çok oku- muş, kafası işler, devrimci, mücade- leci bir öğretmen... İki ahbap çavuş- lar artık beraberce dolaşıp gezmek- te, beraberce ava gitmekte, balığa çıkmaktadırlar. Mühendis bu arada kasabanın dertlerini de öğrenmekte- dir. Kasabada parti mücadeleleri var ır. Halk Partisini tutanlarla Demi rat Partiyi tutanlar arasındaki se çimsizlikler, ekememezlikler, o kü- ük kasaba politikası oyunları, mü- hendisin dikkatle ve merakla seyret- tiği yeniliklerdir. İki parti de kasa- banın iki büyük zengini tarafından temsil edilmektedir. Bu iki zenginin sürtüşmesi, günün birinde kasabanın yaslandığı sırtlar üzerindeki zeytin- liklerin ve çam ormanlarının yakıl- 26 Kemal Bilbaşar "...bu yolda devam et!" masına kadar gider. Mühendis de ka- sabalıyla birlikte bu yangının söndü- rülmesinde çalışır. Sonra günün bi- rinde mühendis bu zenginlerden bi- rinin yeğenine abayı yakar. "Ay Tutulduğu Gece" adlı roma- nın hikâyesi, aşağı yukarı, ana hat- larıyla budur. Kemal Bilbaşar, usta bir hikayeci olarak, romanında ele aldığı tipleri derinlemesine iyi işle- miş. Üstelik tipler bir hayli de çok. Bir kasabanın çeşitli (o kesimlerinden alınmış tipler. Nahiye Müdürü, pos- ta memuru, meyhaneci, yarı meczup Avcı Nuri, öğretmen, af Hoca adlı bir din adamı, bir muhtar, bir- kaç işçi, birkaç köylü tipi... Ayrıca, tipleri, bir İtalyan elçiliği , karısı ve baldızı, bir bar kızı, DT asaba ağası, kasabayı sömürüp şehre yerleşmiş bir başka ağa tipi... Sonra D.P. iktidarının yarım porsi- yon tenkidi. Memleketin sayısız dert- lerinden bazıları, vs... vs... Romanın kanaviçesi bunlar. Ara bölümlerle İşlenmiş olan "Ay Tutulduğu Gece", bütünüyle başarı- lı bir roman olmaktan uzak Her bö- lümü ayrı bir hikâye olarak okumak belki daha yerinde. Bilbaşar, başarı- lı romancılığa atlıyamamış. Hele, kitabının o sonlarına doğru iyice su yüzüne çıkan aşk hikâyesi ise, ger- çekçi bir romancının, gerçekçi bir hikayecinin kola kolay örnek olarak de alamıyacağı tipten bir aşk hikâyesi. Maamafih, bütün bunlara rağ- en, "Ay Tutulduğu Gece" adlı ro- man, kolay okunan, zevkle takip edi- len bir roman denemesi. Hele Egenin o fazla tuzlu, açık semah, yeşillikler .Cindeki havasına hasret , insanlar havasım derece başarılı bir şekilde vermiş. Memleket Özlemi (Langston Hughes'in şiirleri, ecati umalı, aç Kitabevi, 1961, Ekin Basımevi, 45 sayfa 200 kuruş) Langston Hughes, Amerika Birle- sının da en büyük şairi sayılıyor. Fır tınalı bir hayatı var. 1902 de Misso- uri eyaletinin ufak bir şehrinde doğ- muş, oniki yaşma varmadan Ameri- kahin hemen tümünü dolaşmış. Çe- şitli ayak hizmetlerinde çalışmış, ü- laşmış. Pariste gece klüplerinde ka- pıcılık, AKD lm 1925 yılında Amerikaya müş. Şairliği de bu yıllarda Simin Kitapları bir- birini kovalamış. Langston Hughes, sâdece şiirle de yetinmemiş, hikaye- ler, romanlar, oyunlar da yazmış. Hemen her denediği türde de başa- rılar kazanmış. Amerikaya dönüşün- de yüksek tahsilini de tamamlayan ve edebiyat doktorasını veren şai- rin bellibaşlı özelliği, yazdığı her sa- tırda ırkının ıstırabım, çilesini ve se- vincini dile getirebilmiş olmasıdır. Langston Hughes, şimdiye kadar türkçeye çeşitli o şiirleri, çeşitli ka- lemler tarafından kazandırılmış bir yazardır. Necati Cumalıdan önce de Suat Taşer, hazırladığı bir eserle o- nu türkçeye getirmişti. Cumalının "Memleket özlemi" adıyla yaptığı tercüme ise, Taşerinkine göre daha derlitoplu, daha etraflı, daha esaslı bir tercüme durumundadır Me başında kısaca şairin ha- yatı, daha sonra da gene kısaca şiiri hakkında bilgi verilmiş. Langston Hughes'ten türkçeye ak- tardığı şiirlerin o sayısı 25'tir. Zaten "Memleket Özlemi" adlı cilt, ufacık tefecik bir şey ama, zevkle, lezzetle okunan bir kitapçık. Langston'un şiirleri ve Cumalının gerçekten ba- şarılı çevirileri için şu "Atlı Karın- ca" şiiri örnek olarak alınabilir. Ben- gi bozuk bir çocuğun bayram yerin- deki halini tasvir eden şiir şudur: yim amca? - Güneyde bizimorda - Beyazlarla rengi mazlar yanyana - Büneyde da, trende - Ayrıdır zencilerin bindi- ği araba - Otobüste bize düşen arka sıra * Hâni arka sıra - Atlı karınca- da - At hani - Kara oğlana?" AKİS, 8 OCAK 1962