YURTTA OLUP BİTENLER Ankaralı şoförlerin boykota Bir çuval diye kadarki hareketlerde geniş ço- gunluğuyla umumi efkârın işçi ya- nında yer alması mübalağaya kaçıl- maması ve memleketçi ölçüler içinde kalınması neticesidir. Talepler hep, memleketin takatiyle alâkalı kalmış, aşırı istekler ileri sürülmemiş, bunlar T abiattaki renklerin pastel renk- er mi, yoksa cırlak renkler mi olduğu hususu resim sanatının teoricileri tarafından çok tartışıl- mıştır. Ama, cırlak renklerin pastel renklerden daha fazla göze battığı hususunda zerrece şüphe ve te- reddüt yoktur. Ancak, ve tereddüte müsait olmayan bir baş- ka nokta temeli hep pastel renkle- renklerin modaya göre gelip geçtiği, selin akıp kumun kalması gibi birincile- rin devamlı olduğudur. Toplum hayatında, fikirler (Ode böyledir. Her toplum, saman za- man bir aşırılığın cazibesine kapı- lıp gitmiş, bir süre onun parlaklı- ğı karşısında gözleri kamaşmış hal- de kalmış, fakat alışkanlıkla bera- ber aşırılığın kusurları, sakatlıkları (o belirmiştir. toplumlar, daha ortodoks eksikleri, vakit fikirlere pastel hale ge- tirmişlerdir, ötekiler, otomobile hız vermek için gaz pedaline vurulan ayak darbeleri rolünü oynamışlar, onların verdiği hızı dikkatli, basi- retli ve ihtiyatlı şoförler merhalele- ri kısaltmakta kullanmışlardır. Bizim toplumumuz, umumi efkâ- rı aydınları tarafından sürüklenen 18 incir yapılırken de rakılmamıştır. Bu, sendika liderleri- nin olgunluk derecesi hakkında hem umumi efkâra, hem ilgililere müsbet kanaat vermiştir ki işçi dâvalarının halli böylelikle büyük bir handikapı yenmiştir kım ağırbaşlılık elden o bı- Bundan sonraki tehlike İşçiler, hayat şartlarıyla ve o sosyal meseleleriyle ilgili davranışlarım yaparlarken son günlerde işe politika I lilerini ve profi llerini karışmakta olduğunu görmemek im- kanı yoktur. Şuuru gelişen geniş iş- çi kütlesinin, ne zamandır sınıf par- tisi kurma sevdasında olanların ağız- larının suyunu akıttığı bir gerçektir. Gerçi'sendika liderlerinden bazıları, sınıf partisi olma temayülünde bir takım gelişmemiş siyasi teşekküllerin başındadırlar ama, politikacı değil de sendikacı olduklarından hareketin O derleri kullanmak niyetinde bir ta- kimselerin kıpır kıpır kıpırdan- dıkları göze çarpmaktadır. İşçilerin haklarını sendikalar vasıtasıyla ko- rumaya çalışmalarıyla parti kurmak suretiyle korumaya çalışmaları ara- fark akla kara arasındaki fark kadar açık olduğundan büyük işçi kütleleri dikkatli davranmakta- dırlar unun yanında, milli partiler de sosyal adalet sahasına daha dikkatle eğildiklerinde hevesler kursaklarda kalacaktır Renklerin Armonisi bir toplum olduğundan fikir dalga- lanmaları hep, pek üst seviyelerde kalmış, daha aşağılara inememiştir. Bir zamanlar, bütün dünyada oldu- ğa gibi bizim aydın çevrelerimizde de komünizm tesir icra etmiş, ken- disine hayranlar bulmuş, hatta fa- natikleri olmuştur. Bu, daha ziya- de bolşevik rejimin Rusyada ilk ha- rikalarını yarattığı ve Rus munu altüst ettiği yıllardır. ları, aynı dın çevreler nasyonal sosyalizmin cazibesine kendilerini kaptırmışlar, ırkçılık ve turancılık gibi ekoller her meslekten taraftar kazanmıştır. Buda, nazi ordularının zafer üstüne zafer kazandığı devre- dir. O günlerde nasyonal sosyalizm bizde revaç görmekle kalmamış, Amerikasından o İngilteresine oher yerde nazizm görülmemiş ilerleme ler kaydetmiştir. Aslında, bunun şaşılacak bir ta- rafı yoktur. Dünya çoktan, bir bü- tün haline gelmiştir. İlerleyen me- deniyet, üzerinde yaşadığımız oyu- varlağın her bir köşesini öteki kö- şelere bağlamıştır. Pariste (o tesbit edilen kadın modasının bir anda ya yılması, Amerikada tutulan bir ye- ni danam bütün gençler tarafından öğrenilmesi gibi atılan fikir tohum- ları da, eğer tohum bir kıymet ifa- de ediyorsa dört bir tarafta filiz vermektedir. Günümüzün, Az Gelişmiş Mem- leketler için modası o sosyalizmdir. Ancak sosyalizm komünizm veya faşizm derecesinde bir aşırı (o cere- yan olmadığından çeşitli dereceler- de sulandırılmış halde Kiya bir iksirdir. Ama şurası erçektir ki, ileri memleketlerle aralarındaki büyük mesafeyi bir türlü kısa za- manda kapatamayan milletlerin ay- dın sınıflarında sosyalizm her şeye kadir bir sihir muamelesi görmek- tedir. Üstelik, bunun pastelden ziya- de cırlak renkler sınıfına dahil ool- ması cazibesini arttırmakta, kulla- nanlara hususiyet, değişiklik, par- lak laflar söyleme ve duyulmamış görüşler İleri sürme fırsatı vermek- tedir. Şüphesiz bu moda da geçecek ve değişik zevkler zihinlerde (o bü- yülü sosyalizmin yerini oalacak- Ama, bu cereyanın hakim oldu- ga sırada gaz pedaline ovurulacak darbelerin iyi ellerde çok (o hayırlı neticeler vereceğinden, bir (o takım putları yıkıp zemin temizleyeceğin den, taba konulan günün meselesi haline getireceğinden şüphe değildir. Bu bakımdan, ondan kork- mak değil, faydalanmak lâzımdır. AKİS, 8 OCAK 1962