Hayır diyemeyiz Jale CANDAN Yılbaşını geçirecek parası olmadığını söyliyen Mardin milletvekili Ay- bar, yılbaşında evinden çıkmadı. Birçok Mam da Aybar gibi, yılbaşını evlerinde geçirdiler. Yeni yılla beraber Türkiyede yeni bir devre de böylece başlamış olda. önemli olan elbette ki, şahısların yılbaşını evlerinde veya eğlence yerlerinde geçirmeleri değildir. Bu, nihayet, şaka olarak dillerde dolaşan pek sembolik bir ölçüdür. Önemli olan, milletvekili maaşlarına zam talebinin memlekette yarattığı hava ve bunun sonucudur. Bu zam talebini halk kütleleri öylesine şiddetli bir tepki ile karşılamışlar, politik ayrılıklar bir anda öylesine erimiş ve millet öylesine tek vücut halinde hareket etmiştir ki, hükümet, ferağa- ta dayanan yeni iktisadi politikasını halka benimsetmenin en müsait psikolojik ortamını bulmuş ve bu fırsatı kaçırmamıştır. Özellikle, Dev- let Bakam Turhan Feyzioğlu, muhtelif demeçleriyle bize şu hakikat) anlatmış bulunuyor: Milli geliri arttırmadan herhangi bir şekilde, her- hangi bir zümrenin lehine El gitmek, bütçe açığını karşılıksız para basma yolu ile Kapatma zaruretini doğuracaktır. Bu da, memleketi yeni bir enflâsyona ve çaresiz bir yeni derde sürükleyecektir. Yaşayabilmek, . kısacası var olabilmek için milli gelirimizi yatırımlarla arttırmak 70- rundayız. Nüfusumuz artmaktadır ve bugün artan nüfusumuzun ancak 926 1,55 u sanayi ogidebilmekte, gerisi işsiz kalmaktadır. Toplum için işsiz adam, dar gelirliden çok daha tehlikelidir. İşte bu durumu düzeltebilmenin tek yolu, bugün i için çetin görünen, fakat yarını kurtaracak olan hükümet programım derhal tatbik etmek- tir. Programı şöyle özetlemek mümkündür; Para kasmamak, bir yanda bütçede tasarrufa giderken bir yandan verimli ve plânlı yatıranlara milli gelirin hiç olmazsa onda birini Ne) Bugün bize gösterilen yol, bu ur. Ne mebusun maaşı artacak- tır, ne de memur bu yıl beklediği de isime kavuşabilecektir. Birbirini doğuracak olan zam taleplerine böylece set çekilecek, milli gelirin art- tırılmasına elbirliğiyle NR; Programın başarı kazanması için hiç şüphe yok ki milletin hükümete yardımcı olması, onu anlamam» onu manen desteklemesi al. İkinci Dünya Harbinden sonra birçok Avrupa memleketleri bugün bizim karşılaştığımız meselelerle karşılaşmışlar ve ancak hükümetle halk arasındaki işbirliği sayesinde vartayı atlatabilmişlerdir. Çok de- fa söylenmiş olmakla beraber, hatırlamakta fayda vardır. Mesela İngil- terede, kömürünü dışarıya satıp milli gelirini arttırmak için başta Kral ailesi olduğu halde halk, kışları soğuktan titreşmiştir. Sosyal faaliyetler durmamış, fakat gururlu lordlar ve en ik, a uzun bir süre, gümüş servis takımlarında, misafirlerine kuru bisküvi ikram etmekle yetin- mişler, ne yamalı ayakkabılarından, ne de iplikle tutulmuş kaçık çorap- larından utanmak akıllarına gelmiştir. Bugün, öyle anlaşılıyor ki, hepimiz teker teker, bizden âdil ölçüler dahilinde istenilen fedakârlıklara göğüs germek durumundayız. Bu, bize yarını kazandıracak, bize var olmak imkânını verecekse, buna elbet- te ki hayır diyemeyiz. le asla ilgisi olmıyan haberin yayın- m1 e ördüm. şudur: Ankara Vilâyeti- ne 28/11/1961 tarihli omüracaatım üzerine Vilâyetin 12/12/1961 gün ve 208 sayılı cevabi .yazısında Türk Ka- addesi gereğince Günseli ya'- nın Başkanlığının Vilâyetçe (kabul a bildirilmiştir. ın toplantısında hazır o bulu- nan emniyet memurları talebim üze- Sayın İçişleri Bakanı tarafın- dan vazifelendirilmiş olup herhangi bir hadise sebebiyle davet edilme- miştir, Basın toplantısındada tebarüz et- 28 tirdiğim veçhile haysiyet divanınca hiç bir tahkikat yapmadan ve müda- f sormadan ihraç kararı vermiş- r. Bu itibarla umumi ni teşviş ga yesine matuf bulun: y n hakikati tahrif suretila kaleme alın- ması ve bu arada şahısların şeref ve haysiyetlerini rencide edilmesini doğ- ru bulm. adığımd basın kanunu hü- kümleri gereğince işbu. yazımın tak- riben neşrini rica ederi Türk Kadınlar Birliği Müteşebbis Genel br Kurulu eski Feriha Özülek ” Evet... Kocamla karar verdik, sizden bir ocuk daha istiyoruz. İn- sanın, doğurduğu çocukları büyütme- si hakikaten zevkli birşeydir. Ama zamanda bir mecburiyettir. Mecbur olmadan çocuk büyütmenin e ise, anlatılmaz birşeymiş. İş- e bunun için bir çocuk daha almaya karar verdik. İkisi beraber büyür, bir çırpıda çıkar." Gülfer 7 gözleri başarmış- tı. Yeni karyolaya uzandı. Gelecek çocuğun şiltesi, küçük Mel bas- madan örtüsü hazırdı bile, Ankara Türk Kadınlar Birliği Bitirdiğimiz haftanın (o sonlarında birgün, Türk Kadınlar Birliği Ge- nel Merkezi yeniden basın mensupları nın ilgi merkezi oldu. Genel Merkat Yönetim Kurulu, teşkilâtı Ankara- da bir toplantıya davet etmişti. Hem teşkilâtla irtibat sağlanıp genel kong- renin tarihi tespit edilecek, hem de Genel Merkez Yönetim Kurulundaki hâdiseli başkan değişimi olayı hak- kında teşkilâta izahat verilip anlaş- mazlıkların önüne geçilecekti. Bu konudaki dedikodulara da bir son verilmiş olacaktı. Soğuğa ve dar zamana rağmen 35 ilden 17'si bu da- vete icabet etmiş, 7 tanesi telgraf çekerek duruma vakıf olduklarım 17 ilden gelen il başkanları veya T.K. B.L1I temsilcileri iki gün baş- larını kaldırmadan meseleleri o ince- lediler ve bundan sonra Genel Mer- kez binasında bir basın toplantısı tertipliyerek bir bildiri yayınladılar. ildiriyi u İl Başkanı okudu. Teş- kilât temsilcileri, T. K. B. deki son incelemiş ve eski Başkan Feriha Öztürkün düşürülerek, baş- ka bir arkadaşın başkanlığa getiril- mesini usüle tamamiyle uygun bul- muşlardı. Eski Başkanın, Haysiyet ivanı kararı ile T. K. B. den ihracı ise, Haysiyet Divanıma yetkisi içinde idi ve İhraç olayı, mesele ortaya a- tüdığı takdirde, ancak kongrede mü- nakaşa edilebilirdi. ü m Birliği, kongresini Mayıs ayında yapacak- tır. Çünkü İller kendi. kongrelerini, tü züğe göre ancak Nisan ayında yapa- bileceklerdir. Genel Kongreye yeni seçilen Li gelmesi ise zaru- a birlik tüzüğüne uy- gun şekilde kadın dâvaları ile de meşgul olacaktır. rdu İl Başkam bildiriyi okuduk- tan sonra, İzmit İl Başkanı, basın mensuplarının sorularını cevaplan- dırdı. Fakat dedikoduya kaçmama azmi bazı basın mensuplarını hayal kırıklığına (Ouğratmışa benziyordu. Onlara genel kongreye kadar sabret- meleri defalarca rica edildi. AKİS, 8 OCAK 1962 genel