YURTTA OLUP BiTENLER ceği gerçeğinin dostlanmızca iyi kavranılamadığı ve bir garip "bekle- yiş havası"nın kendilerine hakim ol- duğu inancı evvelâ Türk basınına, sonra Türk umumi efkârına süratle yayıldı. Ame ardan -sâdece Türkiye de değil, her il çok daha başa- rılı çalışan Sovyetlerin Ankara Bü yük Elçisi derhal, a geçti ve Başbakandan randevu istedi. İnönü, Ekselans Rijovu da kabul etti. Onun- la da görüşme, bir saatten fazla sür- dü. Bu. aslında bir nezaket ziyareti oldu ve onun hududunu aşmadı. İnö- nü. Rusyaya karşı ciddi bir dostluk Ve iyi komşuluk münasebeti gütme ton'a karsı içten kırgın Türkler, his- leriyle hareket ettiklerinde kaprisli insanların ruh haletini benimsemek- ten kendilerini alamadılar. Bitirdiğimiz hafta içinde İnönü- ye, Amerika Büyük Elçisinin yeni randevu talebi işte bu şartlar altında. bildirildi. talebi kabul et Türk umumi efkârının yanlış bil- gi aldığıydı. Ama, kendi umumi ef- arm bu derece önem veren bir dev- let başka umumi e umursamayın- ca bundan başka nasıl bir netice el- de edilebilirdi ki? Ekselans Hare. Hükümetinin en iyi niyetlerini sürat- Ödenekler Taban ve tavan Haftanın başında B.M.M. nde, mil- letveki'leri TT igili meşhur ayas 82. maddesine vim “olduğu aşikar olan gerekçesi kabul edildi. Anaya- sanın 82. maddesi milletvekilleri öde- neklerinin 1. derecede devlet memu- ru maaşından fazla olamıyacağını, yı de bu maaşın X 50 si nisbetinde hesaplanacağını âmirdir. rilen tazminatı da ödeneklerine ekle- yebilecekleri (o tezi benimseniyo du. Haftanın sonun- M rarlı olduğunu söyledi. Moskova nn, Türkiye ba- kımından en u- masına lüzum yok tu. Ankaradan bir tahrik (o gelmeye cekti. Ticari omü- nasebetler, kültür temasları (o düzen- lenecek, O hav: gerginliğinin iza- lesi için yı yönünden her şey yapılacaktı. Ama mel a Tür kiyenin bir Batı bloku üyesi oldu- O çerçeve işleyecekti. yaya bağlı Türki- ye, nötralist Tür kiye, Sovyetlerin eline bakan Türki- ye. iki taraflı oy- nayan Türkiye as- la bahis konusu değildi. İnönü Tür kiyesi, Krutçef Rusyasının bu şart lar altında uzata- cağı eli hararetle sıkmaya, la kucaklaşmaya de. uzaktan yakından yardım lafına temas edilmedi. Görüşmede, umumi meselelerin dışında Bir konu ele a- lınmadı. Evet, gidi kurnazlar / nde miele” İnsaflı ya milletvekillerinin dahi bir şikâyetleri var. Bunlar, ken- eslekdaşları- için iane toplanmasına, men- dil agılmasıka, metelikler postalanmasına alınmış haldeler. Prensip iti- bariyle doğru bir itiraz sesi yükseltiyorlar. Diyorlar W: — Canım efendim, ne oldu? Yani, Meclisten bir karar mı çıktı ki ? Cereyan eden. nihayet bir fikir tartışması. İfade edilenler, nihayet çe- şitli görüşler. Meclisin temayülü henüz belli olmuş değil ki.. Yani, mil- lefin temsilcileri inançlarını izhar İ demeyecekler mi? Sonra, ilâve ediyorlar: — Gösterilen tepki, daha ziyade demokratik rejim düşmanlarının tertibi. Bu suretle, Meclisin itibar ve, şerefini zedelemek, onu milletin gözünden düşürmek gayesi güdülüyor. Şimdi, bütün temsilciler ellerini Yictlanlarına koymalıdırlar ve bir hususa hulus ile cevap vermelidirler: Eğer milletten bu tepki gelmesey- di, eğer Basın bu şekilde davranmasaydı ödeneklerin bugünkü miktar- a lay geçecek Ve milletvekili "maaşı şimdi kabul edilen nisbetin çok üstün- de mi olacaktı! Umumi efkârın tepkisi bu olmasaydı, tepkinin henüz tam kuvvetiy- le ortaya çıkmadığı, fakat ilk işaretlerinin belirdiği sırada Maliye Ko- misyonunun Anayasaya -ve sağduyuya- tabantabana zıt raporunu mü- zakereye esas alan Meclisin küçük hesapları kendiliğinden, elinin ter siyle iteceğini sanmak -itiraf etmek lâzımdır ki- biraz fazla safdillik- fir. em, bir umumi efkârın bu çeşit bir tepki göstermesi ŞI alınmak neden? Demokrasilerde, Meclislere halk ışık tutmaz mı? onun le icraata geçme van örüşme- Ancak, plan ve proje şartı bakiydi. Türkiyenin bu hususu anlaması lâ- zımdı. Washington'dan başka türlü para çıkmasına imkân yokta. İnönü, omur m Elçiye se verdi. Bunlar, sâdece un değil, kendisinin de seviyesindedir- Böylece, görülmemiş karışıklıkta ir durum ortaya B.M.M. ka- nunun gerekçesinde 1. derecede me- aaşını taban Hâlbuki Mecliste kahir senatörlerin ödeneklerle e kan biri üüddesine alt li başka gerekçe reddedildi. Gerek- çenin raddedilmesi kavuştuğunda, ay- nı Anayasa rürlükte olduğu halde milletvekille- rinin ödeneklerini yükseltebilme hak- ki kabul ediliyor- du.C.H.P.,Y.T. P.veC.K. M.P. Grupları hu ge- rekçeyi reddettiler ve sâdece maddeyi -maddedeki (omik- ayasada tespit edilen ta- kabul ettiler. çıktı. saymaktadır. ekseriyete Buna rağmen, bir k aç gün sonra ( Washin; basında çıkan manşetler herkesten fazla İnönüyü şaşırttı. Bir "500 mil- yon dolarlık yardım'dan bahsedili- yordu, bir "Moskova daveti"nden dem vuruluyordu. Ama, doğrusu istenilir se, Amerikanın anlayışsızlık göster- diği zehabı içindeki Türk umumi ef- kârında bu söylentiler Rusya lehine pu an teşkil etmedi denilemez. Washing- 12 talepleriydi. ve bunların bir an önce temini için şahsi gayret o sarfından kaçınmayacaktı. Haftanın sonundaki gün İnönüyü Başbakanlıkta arayanlar şu cevabı aldılar: — Paşa, Devlet Planlama Dai- resinde çalışıyor!" sahip C. H. P, Y.T.P, OK.M.P, Grupları bunu tavan saydıklarım Ö- nergeyle belirtmişlerdir, O halde, ö- deneklerin tabanı nedir, tavanı ne- bir konusunda B.M.M. aynı haftanın basında ve sonunda iki a aldı, meseleyi büyük meharetle arap saçı haline soktu. sonundaki o gün Mec- listeki karışıklığı bu O vüzuhsuzluk AKİS, 8 OCAK 1962