kümete okumasından sonra (kulak mildi. Atlında Güvenin telinin, Başba- kan İnönünün eline ulaştığı o 13 A- ralık günü Bakanlar Kuruta toplan- mış, bu meseleyi tezekkür ederek öğ- leden sonraki oturumundaki (o Acil yardım kararım almıştı. Ama, esas gelişme, evvelki haftanın ikinci ya- rısında yapılan Bakanlar urulu toplantısında vuku buldu. O gün Ba- kanlar Kurulu fevkalâde bir toplantı yaparak gündemindeki tek meseleyi müzakare etti. Başbakan İnönünün başkanlığında toplanan Kurul, ilk olarak 15 sayfayı geçen bir raporu dinledi. Rapor evvelden teksir o edi- lerek bütün Bakanlara dağıtılmıştı. Güven Ur defa da bizzat okuyarak Bakanların dikkatini çekti ve: "— Mesele mühimdir. Doğuda halk acil ve sürekli yardım istemek- tedir" diye söze başladı, sonra, bölge bölge gördüğü manzarayı hükümet ü yelerinin gözlerinin önüne serdi. Bir yıla evvelki kuraklığın husule getir- diği kıtlık son derece vahim bir man- zara arzediyordu. Köylü gazetelerin yazdığı gibi göçe başlamıyor, fakat tevekülle bekliyordu. Güven izaha- tında nüfus dağılışına da temas etti vs 10 haneli köylerin daha çok açlık tehlikesine maruz kaldığım sözlerine ekledi. Ulaştırma imkânlarının iyi olmadığı yerlerde stok bölgelerinden kış sebebiyle nakil yapmağa imkân yoktu. Açlık tehlikesinin asıl sebep- lerinden biri de buydu. Bakanlar Gü- venin açıklamalarım dikkatle dinle- diler ve sonra her Bakan bu hususta kendi bakanlığının yapabileceği yar- dım konusunda görüşlerini açıkladı. Fakat işlerin daha rantabl bir de seyretmesi için bir komite kurul- masında fayda mülâhaza edildi. Fey- zioğlunun başkanlığında bir Koordine Komitesi kuruldu. Maliye, İmar-İs- kân, Ticaret, Tarım, İçişleri, Ulaştır- ma Bakanlarının teşkil ettiği okomi- tenin sekreteryası İmar ve İskân Ba- kanı Muhiddin Güvene verildi. Çalış- malara hızla girişildi. Yardımın bilançosu Bakanlar Kurulu tarafından tam yetki ile teçhiz edilen Koordine Komitesi hemen harita üzerinde ih- tiyaç bölgelerini tespit etti ve sonra Toprak Mahsulleri Ofisi, Devlet ü- retme çiftlikleri. Zirai Donatım Ku- rumu, Devlet Demir Yolları İdaresi ile temasa geçerek Doğuya gerekli ikmâl yapılmaya başlandı. Plân tam kurmayca hazırlanmıştı. Sürat bas- ta geliyordu. Demiryolu olar komiteye büyük yardımı V gonlar dolusu buğday, süt e) humluk, Doğuya sevkedilmeğe bak- landı. İlk olarak, İskenderun limanı- AKİS, 1 OCAK 1962 kulağa Küpe Af! Vakitsiz öten horozun başı- nı keserler (Türk atasözü) na İthal edilen yemeklik obuğdayın Doğuya sevki uygun görüldü. Her- gün katla yolu ile iskenderundan Karsa 12 vagon, Erzuruma 20 e Horasana 3 vagon buğday sev başlandı. Toprak Mahsulleri Of ise meseleye gereken değeri verdi ve stok bölgelerini takviye etti. 23 Ara- lık tarihinde Erzurumda 5600 ton, Aşkalede 524 ton. Kanıta 9l1 ton Ağrı ve Hasankalede 1250 ton, Eleş- kirtte 43 ton buğday stoku vardı. Fakat bununlada yetinilmedi. er buğday nakline de de- edildi. Trabzonda bulunan si- iolardaki stoklardan kuraklık bölge- sine her gün 40 ilâ 50 ton arasında buğday sevkedildi. Bu arada Ulaştırma Bakanlığına da büyük iş düştü. Nakliye ameliye- sinde gerekli ohassasiyet (gösterildi ve vagonların bekletilmeden bölgele- re intikali sağlandı. Muhittin Güven Gitti gördü YURTTA OLUP BİTENLER Meselenin ikinci ve mühim yönü de hayvan beslenmesi olduğundan Komite bu konuya da eğildi. Saman Ve ot yokluğu hayvanları cılız ll getirdiğinden, köylünün elinde yem alacak parası bulunmadığından, yem fiyatlarında 10 kuruşluk (o bir indirme yapıldı. Bir taraftan da yem sanayii teşvik ve takviye edildi. İl- gisizlik sebebiyle verimli çalışmadan mahrum bulunan yem fabrikalarına tanı yol verildi. Ziraat Bankası da yem satın alınması için köylüye kre- di hakla tanıdı ve vi tetki- kat yapan veterinerlerin ve Ziraat Bankası şubelerinin işbirliğiyle hay- van yemi temini kolaylaştırıldı. Dev- let Üretme çiftlikleri ise, elinde mev- cut balyalı sap ve kuru, otu bölgele- re şevketti. Ziraat Bankası ayrıca Bakanlar Kurulu kararıyla hayvan besleyicile- rine 10 milyon liralık Ur kredi tanı- dı. Bu kredi şimdilik 6 ay vadeli olacak, fakat köylünün iktisadi şart- lar karşısındaki ödeme gücü nazarı dikkâte alınarak müddet uzatılabile- cektir. Sinyal ve sonrası Bitirdiğimiz o haftanın nihayetinde evlet Bakam Turhan Peyzioğ- lunun Hükümet adına yapmış oldu- gu açıklamadan sonra yüreklere bir parça su serpilmiş oldu. Fakat pek çok kimse bütün yurdu tehdit eden bir âfetin ilk sinyalim uzun zaman kulaklarında hissetti. Doğudaki ku- raklık kademe kademe Batıya, hat- ta bütün yurda da intikal edebilirdi. Haftanın sonunda kendisiyle Kk puşan bir AKİS are Peyzioğ " sâdece Doğunun mese- lesi R diğemek izahat verdi. onra, ıhlamurundan bir kas yu- dum alarak devam etti: Ni sele pasta meselesidir. Pas- ta biyimiyer fakat nüfus çoğalıyor, Elimizde sihirli bir değnek olmadığı- na göre, miktarı büyümeyen istihsa- li, miktarı günden güne artan toplu- luğa nasıl taksim edeceksiniz?" atabı sordu: "— Peki, bu işin çaresi yok mu?" Devlet Bakanı, yuvarlak masanın karşısında bulunan gazeteciye uzun uzun baktı ve: "— Var tabii, çaresi var. çare, plânlı ve sistemli bir yatırım kam- panyasına girişerek istihsali arttır- maktır. Gr da yatırımla olur" diye cevap ver Fkilain bitirdiğimiz haftanın sonunda mesele bir mühim dâva ola- rak ortaya çıktı. Bugün ayrılan 40 milyonu yarın başka 40 milyonlar takip ederse durum ne olacaktır? Büt çeden ayrılan 1.5 milyar liralık yatı- 7