Cilt: XXIII, Sayı: 392 YURTTA Millet temsilcileriyle alay ediyor! irdiğimiz Oh hadisesi, budur. Temsilcilerin, Kendilerine kar. tı girişilen hareketler gibi bu hare- ketlerin adından da hoşlanmayacak- ları muhakkaktır. Ne yaparsınız ki, gerçek budur: Millet, temsilcileriyle alay ediyor. Temsilciler bir yana, dü- ünülecek nokta şudur: Milletin tem- silcileriyle alay etmesi, demokratik rejime ne kazandırmaktadır? Zira, daha fazla para isterken yılbaşını geçirecek imkana sahip bulunmadık larını -bundan daha talihsiz bir se bep, bin kişi tarafından bin yıl düşü nülse akıl mz söyleyen millet vekiline ve o unla aynı saftaki arka daşlarına “yardım” için açılan kam panyaya başka isim vermek imkanı yoktur. Ama, Türkiyede milli gelir- den kelle başına kaç para düştüğü ortadayken ayda üçbin lirayla geçi- nemeyeceklerini o kellelerin sabiple- rinin gözlerinin içine baka baka söy- leyecek kadar ai m o- lan politikacıların ba: uame- leye hak bei emi de kolay değildir. Doğumu sancılı olan İkinci Cum- huriyetin kurulusundan bu yana, Meclisin alıngan üyeleri bir takım demeçlerden şikâyetçidirler. İddia- ları, bu demeçlerle heyetlerinin itibar ve otoritesinin sarsıldığıdır. Bunlar karşısında bir çok milletvekili ve se- natör, haklı haksız, ama samimi bi infial duygusu içinde * Böyle devam edecekse, biz bu işi bırakırız ve çe- ker gideriz" diye doğrulmuştur. Ger- çi, şimdiye kadar bunu yapan çıkma- mıştır ama, Jesti güzel bulmak pek ala kabildir. Gerçekten, milli ege- menliği temsil eden ve seçimle gel- miş bir Meclis, henüz hiç bir ciddi temayül izhar etmemişken, ikaz sa- dedinde de olsa ölçüsüz bir takım laflara layık değildir. Zira Meclisle- rin şerefi, biraz da milletlerin şerefi- dir. Nitekim Hükümet Başkam, af konusunda görüşünü açıklarken bu noktada da olgun bir vaziyet almış- tır. Bir Meclisin itibarını ve otoritesi ni bir demeç hangi nisbette zedeler, bilinmez. Bilinen, o Meclis üyelerinin 4 5 AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI I OCAK 1962 OLUP BİTENLER Milletvekillerine iane toplayan Üniversite öğrencileri Ne şeref! Ne şeref! Tabii Milletvekilleri için... " tutumunun bu itibar ve otoritenin gerçek ipi olduğudur pa bir baş ötekine ye tem. yülü be- imgenin ve milletin ekseriyeti. nin de değil, tamamının- Ödenek Ko- nusunda ne Me bilinirken ei da çocukları (o inandırm cak bir kelime oambazlı na sie rol devletten daha fazla para çek- meye kalkışmanın hangi akla hizmet olduğu meçhuldür. Demokratik rejim bir vahim sar- sıntıdan sonra henüz yerleşmek, ye- rine ısınmak üzereyken Meclisin iti- barı konusundaki hassasiyet son de- TECE yerindedir. Ama buna en ziyade önem verir görünenler şahıslarını a- alanin bir mesele ortaya çıktı mı o itibarı hiç kaale almazlarsa bindikleri dalı keserler. Ödenek ko- nusunda zarar, şu partinin veya bu şahsın değildir. Elbette ki vatandaş gözünde P. nin tümü ve öteki artilerin basiret o sahipleri iyi not almışlardır. Ancak bu, milletlerinin ve memleket umumi efkârının tema- yüllerini hiçe sayabileceklerini sanan Meclisler bir defa itibarlarını kay- bettiler mi olacak olanların vukuun- da C.H.P. nin tümü ve öteki partile- rin basiret sahipleri lehinde puvan olur. Yoksa, rejim olarak demokra- tik sistemin zedelenmesini önlemez. Hiç mi, akıl yok! Doğu Kafaya, küt diye... Bitirdiğimiz haftanın o sonlarında ir gün Başbakanlık binasının üst katında bulunan Bakanlar Ku- rulu Toplantı Salonunda son derece alâka çekici bir basın toplantısı ya- pıldı. Uzun elips masanın etrafını çepçevre almış bulunan gazeteciler, masanın tam uç tarafında li koltukta oturan ann mütebessim tavırlı bir adam inledi ve sonra bürolarına koşa. rak mühim bir açıklamayı gazete- lerinin merkezlerine intikal ettirdiler. AKİS, 1 OCAK 1962