rin önünde işte bu strip - tease ya- pıldı. "Evvelâ bilin!" T oplantıda oOTürk heyeti oO(NATO temsilcilerinin karsısına meşhut "Biz NATO'nun sâdık temsilcileri- yiz Biz olmasak NATO batar. Sö- külün paraları m çıkma- dı. Aksine, kat'i rakamla ifade edi- lebilecek hiç bir talepte bulunmadı. Ama bu sefer elde plan, program ve proje vardı. Eksperlere anlatıldı ki 1962 yılında planlı ekonomiye geçiş bütçesini tatbik edecek 1963'ten iti- baren de beş yıllık planının yürütül- mesine geçecektir. Elde yatırım plan- ları mevcuttu ve bunların adedi 656 idi. Heyetle projeler, ohesap, kitap üzerinde görüşüldü. Türk heyetinin boşuna lâf söylememesi yabancıları memnun etti. Zihinlerine takılan bir i fikri sorulan Devlet Plânlama Teşkilâtının yarın da ay- nı nüfuzu muhafaza edip edemeye- ceği oldu. Bu hususta İnönü Hükü- metinin ciddi niyeti kendilerine bil- dirildiğinde kısmen rahat ettiler. Fa- kat haftanın sonunda hâlâ anlaşılı- yordu ki burasının bir şark memle- keti olduğu bilindiğinden eksperler gene de plân ve progra fikrinin saltanatının ne kadar ime devam e- deceği hususunda şüphecidirler. İlk temaslarda, 1962 plânının tat- bikatı için Türkiyeye 100 milyon do- lar civarında bir NATO yardımının gerektiği ortaya çıktı Ama asıl dâ- va, Beş yıllık planın finansmanıydı. Bugün Türkiyenin ihracatı 325 mil- yon dolar civarındadır. Plâna göre ithalât İhtiyacı 540 milyon dolardır Plân, İhracat hacmini a iyi başlıca hedef o bilmektedir hemen Oo gerçekleşemeyecektir. Bir yandan Türk milleti ciddi gayretler sarfederken tediye muvazenesi uzun yıllar bu 150 milyon dolarlık açığı vermekte devam edecektir. O zaman 5 yıldan aşağı o vadeli ve 9615'ten fazla faizli olmamak üzere açılacak geniş krediler üzerinde duruldu. Tür- kiye, blm bir tek şey isti- yordu. Diyordu "- İşte, Mi durumum. . İşte, benim niyetlerim. İşte, bu niyetleri- mi gerçekleştirmek için benim elim- den gelen.. Evvelâ bunu bilin. Bil- dikten sonra da, beraberce deva ara- yalım "' Bu "beraberce" tâbirinin içine Amerika, NATO, Dünya Bankası veya Avrupa İktisadi İşbirliği Teş- kilâtı gibi oObeynelmilel (o teşkilâtlar girmektedir. Türkiye istemektedir ki vip edildikten sonra Batı alemi ta- rafından karşılansın. Bu, Türkiye için hayati zarurettir Eksperler, önlerine açılan levha- AKİS, IS ARALIK 1961 İSTERÜK'! Mehmet Ali Arıkan Bir memlekette demokratik rejimin yürüyüp yürümemesinde ei derecede tesir sahibi olanlar ne Demokrasiye inananlardır, ne De- mokrasiye inanmayanlar, Rejimin Kaderi, herkesten çok onu tatbik mevkiinde bulunanların elindedir. Eğer onlar Demokrasiyi iyi işletirler- se Demokrasi yürür, eğer onlar kendilerini sadece bu sistemin zaaflarına kaptırırlarsa Demokrasi çöker. Bunun tecrübesi, D.P. devrinde yapıl- mıştır. Böyle olduğu için de, rejim çöktüğünde mesul sıfatıyla millet- vekillerinin yakasına yapışılmıştır. Bir milletvekili, bölgesinin temsilcisi değildir. Bir milletvekili, memleketin temsilcisidir. topyekün vatanın meselelerini, dertlerini, imkânlarını ve hususiyetlerini bilmekle mükelleftir. Ama milletvekilleri, bölgelerinden topladıkları oylarla Meclise gelirler. Eğer bu yüzden küçük hesaplar büyük hesapların üstüne çıkarsa en sonda bir felaket, mutlaka gelip çatar. devrinde bir "Vilayetlük isterük!" edebiyatı vardı. Her kasa- ba, fülen ayaklanmış durumdaydı ve il olmak istiyordu. Bu yolda açılan kampanyalar, başlayan yarış, partilerin karş eri ve tavizleri henüz hatırlardadır. İktidar mavi boncuk dağıtımına başladı mı, bölge temsilcilerinin yapmayacakları, istemeyecekleri yoktur. Tâ, Demokra- siyi bir Demagoji haline getirinceye ve onu katledinceye kadar.. D.P. devrinin "Vilayetlük isterük!" edebiyatının yerini, şimdi “Ü- nüversite isterük!" feryatları almışa benziyor. Edirne üniversite pe- şindedir. Adana ondan geri mi kalacaktır? Eskişehir, böyle bir teşeb- büs için olgun haldedir. Trabzonun nesi eksiktir? Bitirdiğimiz hafta içinde de Doğunun her partiden milletvekilleri bir araya gelerek Diyar- bakırda kurulmasını istedikleri Gökalp Üniversitesi için Meclise, hiç fütur duymadan, bol imzalı bir teklif dayamışlardır. Her halde, bu Üni- versitenin rektörlüğü için vi hareketin şampiyonlarından C.H.P. nin milletvekili Mehmet Ali Arıkan aday göstereceklerdir. Ece, bu başa başka traş olabilir mi Bir üniversite nasıl kurulur, ne ister, neye ihtiyaç gösterir? Bir milletvekili bunu idrakten acizse, Mecliste işi nedir? Üniversite, bu! Kaval çalmasını tedris etmeyecektir ki.. Yıkılıp giden idarenin "Bir mü- hür, bir müdür" ile açtığı liseler başımıza böylesine belâyken, bu liseler- den "Matematik, Fizik, Kimya okumamıştır”" şerhli diplomalar alan öğrenciler Teknik Üniversiteye girebilmek için sokaklarda nümayişler yaparken memleketin dört bucağında üniversiteler açacağız! Akıl mı- dır, bu? Bir defa, hocasını nereden bulacaksın? Haydi, hocayı buldun. Vasıtası? Üfürükçü müdür, bu adam? Sonra, bu kadar üniversite me- zununu ne yapacaksın? Adana Mi e Diyarbakıra şirin görünmek iste- yen politikacı duracak m , Malatya ve Elâzığ, Van ve Tun- celi aynı taleple Hükümetin. yle çıkarlarsa hiç şaşmamak lâzım- dır. Sadece Meclise verilen sözlü sorulara bakmak "One, efendim nerede, ben nerede?" demek için kâfidir. Tevekkeli, Demagoji Demokrasinin katilidir dememişler!